Akdeniz Mezarlığı!

21 Nisan 2015 Salı

Akdeniz’in uluslararası alanda bilinen adı “Mediterranean”, iki kıta arasındaki deniz anlamına geliyor. Artık bu adı değiştirmek gerekli. Akdeniz, iki kıta arasındaki kocaman bir mezarlık haline geldi.
Önceki gün Libya ile İtalya arasındaki Sicilya kanalı diye bilinen bölgede 700 mülteci Akdeniz’in tuzlu soğuk sularına gömüldü. Bu, insan kaçakçılığında bilinen en büyük ölümlü olay.
Daha bu olayın ayrıntıları netleşmeden dün Akdeniz’den yine ölümlü bir haber daha geldi. 300 göçmenin umuda yolculuğu boğuldu.
Önceki günkü facianın her boyutu ayrı bir dram; 20 metre uzunluğundaki balıkçı teknesine 700 kişi bindirilmiş... Teknede bir tehlike belirince yardım için gelen gemiye doğru herkes yönelmiş. Tekenin bu yanı ağır basınca anında ters dönmüş...

***

Ne zaman Akdeniz’de bir ölüm haberi alsam sanki yaşamını yitirenlerden tümünü yıllardır tanıyormuşum gibi bir acı çöker içime. Yunanistan açıklarından Cebelitarık Boğazı’na Türkiye - Bulgaristan sınırından Tuna kıyılarına kadar pek çok yerde onlarla karşılaştım.
Anadolu’nun, Asya’nın, Afrika’nın toprakları bereketli insanları fakir bölgelerinden gelen bu “umut yolcuları” her şeylerini satıp savıp dolara çeviriyor. İnsan kaçakçılığı simsarlarına teslim ediyor. Simsarların çoğu sahtekâr çıkıyor. Asya’dan gelen mültecileri Marmaris açıklarında bırakıp “Avrupa topraklarına girdiniz bundan sonrasını siz çözeceksiniz” deyip kaçıyor.
Biraz vicdanlı olup son durağa kadar götürmek isteyenler de sıklıkla iki gündür aldığımız kara haberlerin kahramanı oluyor.
1980’li yıllarda Türkiye’de de sık duyduğumuz bir kavram vardı; “Döviz kaçakçılığı”...
Liberalizmin, daha net söylemle vahşi kapitalizmin öne çıkmasıyla paraya sınırsız dolaşım hakkı tanındı.
Ya insana?
İnsana yani emeğe ise Akdeniz’deki gibi gönüllü esaret düştü. Avrupa Birliği hiç sorumluluk almadan sadece Türkiye gibi geçiş ülkelerini her türlü önlemi almaya zorlayarak çözüm arıyor. Son kazanın nedeni de bu zaten. AB, Akdeniz’de önlem alınması için İtalya’ya yardım etmeyince İtalya da kenara çekiliyor, “buyrun mültecilerin cenaze törenine” diyor!

***

Son yıllarda sorun büyüyünce Uluslararsı Göç Örgütü’nün kurumsallaşması benimsendi. Ancak bu örgütün yapabildiği tek şey sadece ölüm istatistiklerini tutmak.
Uluslararası borsalarda rakamlar “eksi” verince telaşa kapılan dünya ülkeleri Akdeniz’deki drama seyirci kalıyor. AB liderleri perşembe günü bu konuda bir zirve yapacak. Elbette yanılmayı diliyoruz ama bu zirveden temennilerden, göç yollarındaki ülkeleri uyarmaktan başka birşey çıkmayacak.
İnsan kaçakçılığı vahşi kapitalizmin ürettiği bir vebadır. Çözümü de neden olan ana etkeni ortadan kaldırmak, insan canının dolar çizgilerinden daha değerli olduğunu, başta dünyaya yön verenler olmak üzere herkese kabul ettirmektir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları