CHP Darülaceze Değildir!

22 Nisan 2015 Çarşamba

2011 yılında yapılan genel seçimler öncesinde, toplumun CHP’ye oy vermeye eğilimli politize kesimlerinde şöyle bir yaklaşım oluştu:
“Aman MHP barajın altında kalmasın... Kalırsa, AKP anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa sahip olur. CHP’ye oy verecek aileler aralarında anlaşsınlar, oylarından birini MHP’ye versin...”
MHP, özgüveni yüksek bir parti olarak elbette böyle bir istem içinde değildi. Ancak, her koşulda Türkiye ile nefes alıp veren CHP seçmeni böyle bir sorumluluğu üstlenme gereği duymuştu.
Kaderin cilvesine bakın ki; 2011 seçimlerinin ardından 2015 seçimlerinde de CHP çevrelerinde benzer bir dalgalanma var. Girişteki cümlelerde yer alan MHP sözcüğünü alıp HDP koyun!
Yani şu fısıltı var:
“Aman HDP barajın altında kalmasın... Kalırsa, AKP anayasayı değiştirebilecek, Erdoğan’ın bugünkü hukuksuz başkanlık dayatmasını meşrulaştıracak bir çoğunluğa sahip olur. CHP oylarının bir kısmı HDP’ye giderse AKP istediği güçte gelemez...”

***

HDP bir süre kendi içinde tartıştı ve ciddi bir adım attı; genel seçimlere bağımsız değil parti tabelası altında girme kararı aldı. Öyle anlaşılıyor ki; barajı aşarsa ayrı, aşmazsa ayrı bir planı programı var.
HDP’nin bir Türkiye partisi olma hedefini önemsediğimizi yeri geldikçe vurguluyoruz. Bu bağlamda adaylarını Ankara’da açıklamaları sembolik de olsa önemli bir adım.
Gelişmelere CHP penceresinden bakılırsa şunu vurgulamak gerekir:
HDP’nin barajı geçmesi, CHP’nin sorunu değildir.
Kürt sorunu, CHP’nin sorunudur.
Türkiye’nin bundan kaynaklanan iç barış sorunlarını AKP-HDP tahterevallisinden kurtarmak gerekir.
Bunu CHP yapabilir.
HDP, son yıllarda siyasal oyununu AKP ile oynamıştır. Pazarlığı AKP ile yapıp oyu CHP tabanından istemek en azından samimi değildir.
HDP’nin Erdoğan’a “Seni başkan yapmayacağım” çıkışı seçim dengelerini AKPHDP ikilemine oturtma gayretinden başka bir şey değildir.
Rakamlar ve siyasetin iklimi bu dengenin AKP-CHP çekişmesine oturacağını göstermektedir.

***

CHP’nin 19 Nisan’da açıkladığı seçim bildirgesi fiilen bir hükümet programı gibi tartışıldı. Ertesi gün yazılı basının bütün yelpazesinde ana konu CHP’nin vaatleriydi. Merkez medyanın ortak bakışı “CHP iktidarı istiyor” diye özetlenebilir.
AKP’nin yarı ve tam resmi yayın organları ise “kaynak nerede”, “onları zaten biz yapıyoruz” gibi başlıklarla CHP gündeminin parçası oldu.
CHP önseçim süreciyle bir hava yakalamıştı. Seçim bildirgesiyle bu havayı bir doz daha yükseltti.
Önümüzde 45 günlük bir süre var. Bu zaman diliminde CHP’de oklar içe değil tamamen dışa döndüğünde, gündemi belirleyen parti özelliğini koruduğunda, vaatlerini inandırıcı bir biçimde toplumun bütün kesimlerine anlatmak için seferber olduğunda, 8 Haziran iktidar değişikliği getirecektir.
CHP Darülaceze değildir, paylaştıracak oyu yoktur, ulaşması gereken daha geniş kitleleri vardır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları