Ahmet İnsel

İnsanlık Medeniyeti Çağrısı

22 Nisan 2015 Çarşamba

Halkların Demokratik Partisi’nin İstanbul’da sunduğu seçim bildirgesi, siyasal lügatimizde alışık olmadığımız kavramlar, kelimeler içeriyor. Bildirgenin başlığı, “Büyük İnsanlık”. HDP Türkiye’de herkesi bir “insanlık medeniyeti” kurmaya çağırıyor. “Büyük insanlık çağrısı” başlığı altında yer alan on iki bölümde, eşitliğin, dayanışmanın, haysiyetli ve güvenceli yaşamın somut olarak nasıl hayata geçirileceği gösteriliyor.
“İnsanlık medeniyeti”, teklik üzerine değil, çoğul birlik üzerine inşa edilen bir medeniyet. Birbirinden ve devletten korkmak üzerine değil, korkmadan, kaygı duymadan, barış içinde yaşamak üzerine kurulan bir medeniyet. Bildirgede, insanlığı merkeze koyarak bu toplumda herkese insanlığa yakışır bir yaşam öneriliyor.
Bildirgenin içeriği kadar, sunuşu da anlamlıydı. HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, seçim bildirgesinin omurgasını oluşturan eşitlik ilkesini bir buçuk saat süren toplantı boyunca her an somutlaştırdılar. Bildirgenin on iki başlığını aralarında eşit biçimde paylaşıp, okudular. Gelen sorulara sırayla cevap verdiler. HDP’nin aday listelerini oluşturarak gözettiği bir kadın, bir erkek ilkesi burada da istisnasız her konuda geçerli idi. Yüksekdağ, HDP ve ardılı partilerin uzun mücadeleleri sonucunda Türkiye’de eşbaşkanlık ilkesini diğer partilere kabul ettirdikleri gibi, şimdi önerdikleri eşbaşbakanlık fikrini de kabul ettireceklerini söylerken salondan büyük bir alkış alıyordu.
Çağrının Biz’ler adına yapılması, Türkiye’de alışık olduğumuz geleneksel siyasal özne tariflerini değiştiriyor. İnsanlık medeniyeti değerlerini kabul edip bunun için uğraş veren kadınlara, erkeklere, gençlere, emekçilere, yurttaşlara hitap ediyor bildirge ve bu değerleri benimseyenleri “Biz’ler” olarak tanımlıyor. Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı kampanyasında önerdiği Yeni Yaşam Belgesi’ni tamamlıyor HDP’nin seçim bildirgesi.
Bildirge okunurken, “Başkanlık sistemi asla olmayacak” cümlesinin en çok alkış alan birkaç ifadeden biri olması elbette anlamlıydı. HDP, “tek adamlık, sultanlık, başkanlık” yerine, yerel yönetimlerin güçlendirildiği, bölge meclislerinin kurulduğu, valiler de dahil olmak üzere, bütün yerel yöneticilerin seçimle geldiği bir demokratik ademi merkeziyet öneriyor. Bunu “güvenceli yaşam ekonomisi” olarak tanımlanan sosyal hakları yurttaşlık hakkı olarak tanımlayan bir dayanışma toplumu modeli tamamlıyor. Bu güvenceli yaşamda nükleer enerjiye doğal olarak yer yok.
Bildirgede “temel güvence paketi”, “genç yaşam kartı” gibi iyi düşünülmüş, ilginç öneriler var. Ama herkes biliyor ki bugün seçmenlerin tercihinde esas olarak HDP’nin iktidara gelirse asgari ücreti kaç lira seviyesine çıkarmayı önerdiği değil, insanlık medeniyetine aykırı tabuları, genel kabulleri, tek adamlık heveslerini, siyasal tahakkümü kırma işlevi ağır basacak. Yeni bir dil, yeni bir söz dağarcığı ve yeni bir umutla iyi, güzel ve yaşanılabilir bir Türkiye’yi talep eden Biz’leri Demirtaş, “büyük bir zenginliğin ortasında oturmaktan bıkan yoksullar” olarak tanımladı. Bu Biz’leri demokratik medenilik yoksunluğunu iliklerinde duyanlar, özgürlük ve eşitliğin birbirini tamamladığı yeni bir dünya arzulayanlar olarak tanımlayabiliriz.
Kardeşlik, onur ve eşitlik vurgusunun sık yapıldığı seçim bildirgesi okunurken, “koşullar ne olursa olsun, silahsız çözüm ve demokratik siyaseti savunacağız” ifadesi de büyük alkış aldı. Eşbaşkanlar, 7 Haziran’da herkesi hem HDP’ye oy verip, hem sandık başında durarak bir insanlık ve demokrasi nöbetine davet ettiler.
HDP’nin barajı geçerek, ona oy veren tüm farklılıkları temsil eden güçlü bir grupla Meclis’te vereceği mücadelenin Türkiye’de demokratik siyasal dönüşüme yeni bir ivme kazandıracağına şüphe yok. Ama ona gelmeden önce, AKP’nin tek adam yönetimi sapkınlığına karşı dur demek için HDP’nin barajı geçmesi zaten kendi başına bir devrin kapanması anlamına gelecek. Şimdi sorumluluk Biz’lerin omuzlarında.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bir otokrat prototipi 1 Eylül 2018
Kayırma ekonomisinin bedeli 28 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları