Ortadoğulaşmanın Sonucu...

26 Nisan 2015 Pazar

“Türkiye mesafe ve kuşkuyla bakılan bir ülke artık!” Erivan ve Çanakkale’den gelen 24 Nisan törenleri görüntülerine, bir Batılı diplomatın yaptığı yorum bu.
2015 Türkiyesi’nin imajını, AKP’nin ilk yıllarıyla karşılaştıracak olursak arada muazzam fark var. AKP’nin ilk yıllarında Türkiye bir istikrar unsuru olarak değerlendiriliyordu. Bölgesinde modern bir İslam ülkesi şeklinde görülüyordu. Bu konumunu ülke ne ki - Ermeni sorunundan bağımsız olarak- son yıllarda yitirdi. Suriye’de iç savaşın içine çekilen, Mısır’da Müslüman Kardeşler’le saf tutan Türkiye, Ortadoğu’nun göbeğine savruldu. Savrulma, Ankara’yı yalnızlaştırdı ve zayıflattı. Türkiye bu kertede zayıf düşmese, Putin ve Hollande bizzat Erivan’da olmayabilirdi!
Hollande ve Putin’in Erivan’daki varlığı, Türkiye’nin son dönemdeki “zafiyet”iyle bire bir ilgili başka deyişle.
Hasta adam” olarak nitelendirildiği Osmanlı’nın son döneminde olduğu gibi tıpkı.
Bugün önümüze açılan “Ermeni dosyası”nın başlangıcını oluşturan bir “Doğu sorunu” vardı o zaman da.
Osmanlı’ya müdahale edebilmek için Hıristiyan azınlıkları kullanan Avrupa güçleri, Demokles’in kılıcı gibi hep bunu sallıyorlardı.
Bu yüzden birbirleriyle kâh rekabete giren, kâh ittifak eden Batılı güçlerden Fransa, Vatikan’ın takdirini almak için Katoliklerin himayesini istiyor; Osmanlı’ya “hasta adam” teşhisini koyan Çarlık Rusyası ise kendisini doğrudan Ortodoksların korunmasından sorumlu hissediyordu.

Tanı, af dile, tazmin et!
Erivan’daki soykırım anıtı yamacında Putin ve Hollande’ın siluetlerine bakarken tarihin tüm ivmesiyle geri döndüğünü hissettim.

Akşam Fransız devlet kanalı France 24 haberlerinde Erivan’daki törenler uzun uzadıya ve ilk haber olarak verildi.
Fransızlar, Ermenilerin 100. yıl yası için “ulusal anıt” Eyfel’i dahi karartmıştı.
Ermenistan’ın yanında Paris’te yapılan gösterilerde taşınan pankartlarda; “100 yıl. Bellek, adalet, tazminat” sözleri dikkat çekiyordu. Bizdeki “Tanı, af dile, tazmin et” pankartlarında olduğu gibi tıpkı…
Hedef şimdiye değin “dünyaca soykırımın tanınması” olmuştu.
Pankartların dilinden anlaşıldığı üzere bundan sonraki hedef de “tazminat” olacaktı ki… bazıları bunu “toprak talebine” dek götürüyor.
İtalya’dan Corriere della Sera’nın konuştuğu ünlü “soykırım araştırmacısıVerjine Svazlian örneğin, “Türkiye’den talebimiz yalnız soykırımı itiraf etmesi değil” diyerek ekliyor:
Almanya’nın Yahudilere verdiği gibi tazminat istiyoruz. İlaveten Suriye’den Akdeniz’e ulaşan eski batı eyaletlerini içerecek şekilde Ermenistan sınırlarının genişletilmesini isteyenler de var...”
Soykırımın tanınması” için seferberlik yaratan soykırım lobisi, mücadelesini bundan sonra işte bu taleplerle sürdürecek.
Bundan âlâ “Doğu sorunu” mu olur?
Alın size nur gibi postmodern bir “Doğu sorunu.”

Çanakkale şal oldu
Bunlar olurken “ulusa ve dünyayaErdoğan sözde Gelibolu’dan seslendi.
Ne var ki uluslararası kanallarda Erivan törenlerinin gölgesinde kalan kutlama, seçim öncesinde iç kamuoyuna yönelik propaganda amaçlı bir operasyon olmaktan öte gidemedi.
Cumhurbaşkanı, Çanakkale Savaşı gibi bir büyük ulusal simgeyi dahi kendisine mal etmekten çekinmedi.
Atatürk’ün partisi de olan CHP’yi törene davet etmek lütfunu göstermezken, Atatürk’ün yatında ziyafet vermekten geri kalmadı...
Dünyanın dikkatinin “Türkiye’nin son zaaf noktası” Erivan’a çevrildiği sırada, Gelibolu’daki şenlikler yerel medyanın manşetlerini kurtarmaya yaradı.
Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı, Erivan’ın üzerine yalnız şal çekmek için kullanıldı. Yazıklar olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları