Bağış Erten

Sil Baştan

26 Nisan 2015 Pazar

Ligimizin pek çok eksiği olabilir. Ama karşılaşma başlarında isteklilik, dinamizm konusunda hiç sıkıntımız yok. Maçlar 30 dakika olsa dünyanın en zor, en mücadeleci ligi oluruz. Bu bölümde her ikili savaştan kıvılcım çıkıyor, her oyuncunun bileği darbeli. Oyun kurmak zor, üç pas üst üste görmek mucize. Ama işte bu hırsı, bu dinamizmi değil maçın tamamına, bir devreye bile yayamayınca hatalar çorap söküğü gibi geliyor. Çünkü nasıl başladığın değil nasıl bitirdiğin önemli.
Oyundaki bu ‘pres modunun’ tam meyvelerini toplayacağını düşündüğü sırada golü yedi Eskişehirspor. Rakibine oyun kurdurtmuyor, baskıdan top kapıyor ve yavaş yavaş gol girişimlerine başlıyordu. Fakat, bir anda kontrada yakalandılar ve Hasan Ali’nin iyi ortası bilardoda üç bant misali iki defansa çarpıp gole dönüştü: 0-1. Ne liderin gol planlarında böyle bir gol atmak, ne de ev sahibinin hesaplarında böyle bir gol yemek vardı. Ama oldu. Topun şeklinden davacı olunacak bir pozisyon daha...

Fabrika ayarları!
İsmail Kartal aslında takımını zihin açıcı bir dizilişle sürmüştü sahaya. Türkiye’nin en hücumcu iki bekini önlü arkalı oynatıyordu ve onların yüklenişlerinden ters taraftaki iki forvet Webo ve Sow faydalanır diye düşünüyordu. Tam öyle olmadı. Tamam, Caner’le bol bol topla buluştu ama üretemedi. Fabrika ayarlarıyla oynanmaya pek gelmemişti takım. Ama golü buldular. İkinci yarı alıştıkları düzene döndüklerinde ise yediler. Futbol işte.

Beraberlikle avundular
Devre arası iki teknik adam da takımını soyunma odasına servise sokar gibi çağırmış olmalı. Bakım gerekiyordu, bu aşikârdı. İkinci devre kim teşhisi doğru yaptı, daha önemlisi tedaviyi kim buldu? Bunu görmek için önce devre başının ilk ateşinin dinmesini bekledik. Aslında Sezer ve Sow’la iki taraf da bir yoklama aldı ama oyun hâkimiyeti 60. dakika geçilirken ortaya çıktı.
Maçın tek golünü kendi kalesine atan Yumlu’nun 58’deki kafası da gösterdi ki Es-es bu maçı istiyordu. Art arda imkân da buldular ama gol gelmiyordu. Onu da 80’de Emre Güral’la attılar. Sadece istemek yetmeyince müthiş bir beceri vuruşu golü getiriverdi. Sarı-Lacivertlileri bu kadar kötü gününde yakalamışken bir şey yakalamalıydılar. Başardılar. Daha iyisini de alabilirlerdi. Beraberlikle avundular. Böylece her hafta olduğu gibi bu hafta da ligde kartlar yeniden karılmış oldu.

‘Bakış açını değiştir’
Sadece iki puan mı yoksa fazlasını mı kaybetti Fenerbahçe? Hafta boyunca bu konuşulacak. Bu maçtan akılda kalan ise Eskişehirspor seyircisinin Emre Belözoğlu ve Volkan’ı sürekli ıslıklaması değil, hiç susmaması ve Alper Potuk’un her tribünde alkışlanması olmalı. Güzel ambiyans görünce insan hep bardağın dolu tarafına bakıyor. Ne diyordu Şener Şen Av Mevsimi filminde? ‘Bakış açını değiştir.
Eskişehir’e gelince. Bu kent dün de gösterdi ki daha iyisini hak ediyor. Futbol kültürümüzde otantik referanslarından biri onlar. Ama ligin dibinde olmak Kırmızı Şimşekler’e yakışmıyor. Eskişehirspor’un, Gençlerbirliği’nin, Gaziantepspor’un kötü olduğu bir sezonda futbol kalitesi iyi olamaz. Bu bir Türkiye gerçeğidir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları