AYM’deki Sertel Davasının Önemi

27 Nisan 2015 Pazartesi

Atila Sertel kardeşimiz 7 Haziran seçimlerinin yasal takviminin açıklanmasının ardından İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlığı’ndan istifa etti ve CHP’den ön seçime katılma kararı aldı. CHP’nin 55 ilde yaptığı ön seçim Türkiye’ye bir parti içi demokrasi dersidir. Gerek eğilim yoklamalarında, gerek hâkim huzurunda yapılan seçimlerde son derece demokratik bir yarış yaşandı.
Sertel’in de katıldığı İzmir 2. bölgenin ön seçim yarışı en renkli olandı. 29 Mart’ta yapılan seçimde sevgili Sertel 13 bin oyla listenin üçüncü sırasında yer aldı. Kontenjanlarla birlikte liste son şeklini aldığında Sertel, 6. sıradaydı. Bu tablo onun milletvekilliğine yürüdüğünü, 7 Haziran’ın ardından İzmir’i en iyi temsil edecek vekillerden biri olarak parlamentoya gireceğini gösteriyordu.
Ancak, önce İzmir İl Seçim Kurulu’na, buradan ret kararının çıkmasının ardından da Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan itirazla Sertel’in adaylığı düşürüldü.
Gerekçe şuydu:
“Sertel, Basın İlan Kurumu genel kurul üyeliğinden istifa etmemiştir. Bu, onun devlet memurluğu statüsünde olduğunu göstermektedir!”
Yıllardır gazeteciliğin her türlü baskıdan uzak yapılması için mücadele eden, gerektiğinde devletin ilgili kurumlarını ağır eleştirmekten kaçınmayan Sertel, devletin memuru olmuştur!

***

Sertel, avukatı Murat Ergün aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Böyle bir başvuru ilk kez kabul ediliyor. Daha önce Mansur Yavaş başvurmuş, ancak AYM bu başvuruyu reddetmişti.
Sertel’in başvurusunun kabulü pek çok bakımdan bir ilki oluşturuyor. AYM şunu diyebilirdi:
“YSK kararları anayasaya göre nihai karardır. Buna itiraz mercii yoktur. Bu yüzden dosyaya bakamam.”
AYM bunun yerine şunu söyledi:
“Sertel’in hak gaspına uğradığı iddiası ciddidir ve ivedidir. Hemen bakacağım”
AYM, kendi yol alma ölçüsünde hızlı ilerliyor. Ancak beklenti daha hızlı olmasıdır. Zira AYM’nin, önümüzdeki 3-5 gün içinde Sertel’e haksızlık yapıldığı yönünde karar almasıyla İzmir 2. bölge listesi itiraz öncesindeki şekle dönebilir. Çünkü AYM kararı ülke sınırları içindeki en son ve en yüksek hukuki sonuçtur.

***

YSK’ye dönersek... İnsanların siyasete katılım yolunu, böylesine daraltan bir yol izlememesi gerekirdi.
Sertel, iki önemli görevinden istifa ederek hiçbir kurumla bağı olmadığını ilan etmiştir. Basın İlan Kurumu halen hükümetin hiçbir bakanlığıyla bağı olmayan bir konumdadır.
Sertel’e yapılan bu haksızlık siyasete katılmak isteyen herkese yapılmış gibi değerlendirilmelidir. Sertel’e oy veren binlerce kişinin iradesine haksızlık yapılmıştır.
Mesleki yaşamını bağımsız gazetecilik, demokrasi ve insan hakları zemininde sürdüren Sertel, kendisine yapılan haksızlığı da siyaset yapma özgürlüğü için mücadeleye çevirmiştir.
İki yıldır kararlarını özgürlükleri genişletmeye yönelik veren AYM’nin Sertel davasına da bu gözle bakması genel beklentidir. Ancak AYM’nin kararını 7 Haziran sonrası vermesi bir anlam taşımayacaktır.
Bir kişinin seçime katılmasının haksız yere yasaklanması onun siyaset hakkının tutuklanması anlamına gelir.
AYM’nin 53. kuruluş yıl dönümünü bu duygularla selamlıyoruz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları