Çiğdem Toker

Ya IMF ya Yunanistan!

27 Nisan 2015 Pazartesi

“Ya IMF eline düşeceğiz, ya Yunanistan’a döneceğiz.”
Not edin lütfen. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın bu sözleriyle, bir haftadır başımızı döndürecek sıklıkta sorulan “Kaynak nerede” sorusu, yerini “Kırk katır-kırk satır” tehdidine bırakmıştır.
(Girişteki cümleyi, Babacan’ın dün katıldığı Kanal 7’deki programda konuyla ilgili sözlerinden ben özetledim.)
Muhalefetin açıkladığı, yoksulluğu azaltmaya dönük projelerine karşı iktidar cephesinden yükselen eleştirilere, neredeyse aba altından sopa göstererek katıldı Başbakan Yardımcısı.
“İstikrar bir kere sarsıldığında bir ülkenin ne duruma düşeceğini etrafımızdan görebiliyoruz” diyor.
“Dikkatli harcanmazsa, har vurup harman savrulursa bir ülkenin ne duruma düşeceği komşumuzdan belli” diye sürdürüyor.
İçinde “istikrar” ve “har vurup harman savurma” sözcükleri geçen onca iddialı düşünceler ifade edilir de, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, örtülü ödenek harcamaları, şubat ayındaki 4.3 milyar dolarlık kaynağı belirsiz para girişi sorulmaz mı?
Tabii ki sorulmaz!
Zaten Babacan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “zihinsel konfor”u burada değil mi? Milyarlarca liralık kamu kaynağının nasıl da har vurup harman savrulduğunu belgeleyen onlarca örnekten biri bile sorulacaksa, neden canlı yayına çıksınlar?

***

Sorulmayan soruları, buradan biz sıralayalım:
Madem, yoksulluğu azaltma politikaları uygulandığında; Türkiye “düşecek”, IMF de “eline düşülecek” bir yerdir...
• Babacan neden, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı’yı, “eline düşmek” tabirini kullandığı IMF’ye İcra Direktörlüğü görevini önerdi?
 Çanakcı, neden Kasım 2014’ten bu yana “terfi makamı” gibi sunulan IMF’yi yöneten 24 yöneticiden biri?
 Türkiye olarak “biz”, zaman zaman vurguladığınız gibi IMF’nin “kurucu üyesi” ve “ortağı” değil miydik?
 Her şey istikrar içinde, yolundaysa, IMF’nin 4. madde (konsültasyon) kapsamında hazırladığı raporun kamuoyuna açıklanmasına neden izin vermemiştiniz?
 Çanakcı’dan boşalan Hazine Müsteşarlığı görevine dokuz aydır asaleten atama yapılmaması, “istikrar” kriteri açısından IMF’den nasıl görünüyor?

***

Bir de Yunanistan meselesi var. Yoksulluğu azaltma politikaları uygulanırsa, tıpkı ona benzeyecek hale gelmekle korkutulduğumuz komşumuz...
Yunanistan’ın bir dönem “bol keseden dağıttığı” için bu duruma geldiğini; geçen yıl 100 bin memuru işten attığını söyleyen Babacan, “komşu”yu borç krizine sokan gerçek sebebin, Avro’ya geçişte, ekonomik verilerinin makyajlanması olduğunu, makyajlayanın da 2008 krizinin sorumluları arasında gösterilen Goldman Sachs olduğunu bilmez mi?
Goldman Sachs’ın, Yunanistan’a gerçek istatistikleri saklama “yardım”ıyla, döviz ticareti gibi gösterilen milyarlarca dolarlık kredi sağlandığını, komşunun bu sayede bütçe sınırlarının çok ötesinde harcama yaparak uzun bir süre AB’nin bütçe açığı kriterlerinden kaçabildiğini, nakit akışı için karmaşık türev işlemlerine boyun eğip altyapı yatırımlarını rehin ettiğini de mi bilmez?
Hiç şüphe yok ki bilir. Ama belli ki, yoksulluğu azaltma projelerine “har vurup harman savurmak” diye yüklenmenin, “Yunanistan’a döneriz” demenin farklı bir “konforu” var. En az Goldman Sachs’ın binasında Başbakan Davutoğlu ile birlikte, “Türkiye’ye gelin” demek, küresel krizin aktörlerinden birine ofis açma izni vermek kadar farklı bir konfor bu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları