Kokteyl Parti..

28 Nisan 2015 Salı

CHP’yi “çok karışık, aşure gibi!” diye eleştirenler var.
Çorba ve aşure lafı biraz alaturka..
Daha modernler “kokteyl”i tecih ediyorlar.
Bu partimiz, devlet kuran parti olduğu için, her kesimden insanın bulunmasını doğal sayanlar var.
Ama rahatsız olanlar da çok.
Bu öteden beri böyledir.
Ecevit, 1957 yılında milletvekili seçilmişti.
Ondan sonra genel sekreter, 1973’te de genel başkan olmuştu.
O dönemde de partide çok sayıda “göbekçi” diye nitelenen “sağcılar” vardı.
Ama Ecevit’in, T.S. Eliot adlı yazarın “Kokteyl Parti” kitabını Türkçeye kazandırması ile CHP’nin bu gerçekliğinin bir ilişkisi yok.
Zaten merhumun Kokteyl Parti’den etkilenmesi öğrencilik yıllarına rastlar.
O yıllarda siyaset düşündüğüne dair bir işaret yoktur.
Kitap siyasi hayatla değil, özel hayatlarla ilgilidir.
Zaten Kokteyl Parti’yi en iyi kendisi önsözünde şöyle özetliyor
- Kimi insanlar, kendi günlük yaşamlarının dar çerçevesiyle yetinirler. Kendilerini aşmayı düşünmezler. Kişisel mutluluklar önde gelir onlar için. Aslında mutlu da olamazlar. Kendi küçük dünyalarının çekişmeleri, kuşkuları, hırsları, kıskançlıkları içinde yaşamlarını birbirlerine zehir ettikleri de olur. Ama o yaşamın çerçevesini yine de aşmayı düşünemezler.

***

Ecevit, önceleri düşünce adamından çok, bir duygu adamı idi.
Şiir yazması, Sanskrit dilini öğrenmeye yönelmesi.
Hint edebiyatına merak sarması bundandır.
Kitapta siyaseti değilse de insanın yaşam serüvenini yorumlamayı tercih eder:
“Kimi insanlar ise başka bir yol seçerler. Nereye varacağını bu yolun, o yol, oraya varıncaya kadar pek bilmezler. Korkulu bir yolculuktur bu!”
Bu korkulu yolculuğa çıkanların yolu siyaset ile kesişir mi?
Ya da bunlardan kaçı siyasete yönelir?
Bu konuları fazla didiklemeden Ecevit şu sonuca varır:
“Bu yolculuğa çıkanlar o yolda kendilerini ve çevrelerini aşarlar. Kişisel rahatlıklarından ve mutluluklarından çok şey yitirseler de, çok acı çekseler de, yücelirler ve yüceltirler.”
Bunlar acaba hangi tür insanlardan çıkar?
Sağda siyaset yaptıktan sonra solda karar kılanlardan mı?
Halka hizmet etmenin de siyasetin de sağı solu olmaz diyenlerden mi?
Yoksa bu tür insanlara şans tanıyanlardan mı?

Kırk.. Otuz Dokuz... Otuz Sekiz..
“Melih’in elinde şantaj kasetleri var” deniyor. Savcılar mahkeme kararlarını dinlemiyor.
İşsizlik, pahalılık da almış başını gidiyor.
Dolar ile Avro dörtnala, peşinde TL tıknefes durumda.
Gösterişe trilyonlar harcayanlar emekliye verilecek üç kuruşun kaynağını soruyor.
Seçime tam 40 gün var.
Nutuk’taki gibi bir giriş yapmanın tam zamanı.

*

“1919 senesinin 19 Mayıs günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzarai umumiye:
Büyük Harbin uzun seneleri zarfında, millet yorgun ve fakir bir halde.
Saltanat ve hilâfet mevkiini işgal eden Vahdettin, mütereddi (adice), şahsını ve yalnız tahtının temin edebileceğini tahayyül ettiği denî (aşağılık) tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın riyasetindeki kabine; âciz, haysiyetsiz, cebîn, yalnız padişahın iradesine tâbi ve onunla beraber şahıslarını vikaye edebilecek (koruyabilecek) herhangi bir vaziyete razı.”

*

“Büyük Harb’i, AKP dönemi”, “Vahdettin’i, Erdoğan”, “Damat Ferit’i, Davutoğlu” niyeti ile de okuyan çıkabilir. Bu durumda hesabı elbette Cumhuriyet’e değil cumhuriyet savcılarına verir!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları