Dışişleri Sert Çıktı!

28 Nisan 2015 Salı

Bizim basın bir âlem! Dışişleri Bakanlığı “soykırım” diyen ülkelere “Açıklamalar, Türkiye açısından yok hükmündedir” demişmiş! Bu tepki “sert çıkış” imiş!
Vatikan’da papalık “soykırım” dedi, büyükelçi geri çekildi... Avusturya “soykırım” dedi, büyükelçi geri çekildi...
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’daki Ermenilere mektubunda “24 Nisan 1915 insanlık tarihinin en trajik ve dramatik olaylarından biriyle bağlantılı, kederli bir tarih: Ermeni halkının soykırımı” dedi. Büyükelçi çekilmedi...
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Meclis Başkanı Norbert Lammert “soykırım” dediler. Büyükelçi çekilmedi, “Türk halkı affetmeyecek!” denilerek sert çıkıldı.
Fransa Devlet Başkanı François Hollande, Başbakan Manuel Valls “soykırım” dediler, Ankara “sert eleştiride” bulundu!
ABD Başkanı Barack Hussein Obama “soykırım” yerine, “meds yeğern (büyük felaket) kavramını yineledi, ama “soykırımı” güzelce tarif etti. Dışişleri ne diyeceğini şaşırdı... Sonuçta “Not ettik!” sözleriyle sert tepki gösterildi!
Bulgaristan “soykırım” dedi, büyükelçi çekilmedi... Ayrıca Arjantin, Şili, Çek Cumhuriyeti, Hollanda, Suriye “soykırım” dediler... Büyükelçiler çekilmedi, “Türkiye açısından yok hükmündedir” sözleriyle sert çıkıldı! Daha önceden İsrail, Suriye, Mısır, Libya, Yemen’den büyükelçiler geri çekilmişti. Vatikan, Avusturya büyükelçileri de geri çekilince anlaşıldı ki bu ülkelerde de Türk elçileri bulunmaza “Türk diplomasisi dünyada yok hükmünde” olacak...
Ne zaman Türkiye’de siyasal, ekonomik bir zayıflık olmuşsa, öteki ülkeler istedikleri gibi konuşma cesaretini buluyorlar. Son gelişmeler, gerçekte Sultan’ın Türkiye’sindeki zayıflığı kanıtlıyor!

Ne Fatiha Ne de Mevlit!
1. Dünya Savaşı’nda Çanakkale odaklı ve ardından Yunanların İzmir’i işgali ile batıda başlayan Osmanlı’yı parçalama girişimine, doğuda Rusların şemsiyesi altında Ermenilerin arkadan vurmaları ile “insanlık tarihine” utanç sayfaları eklenmişti.
Günümüzde 1915 olaylarında ölen Ermeniler için çeşitli törenler yapılırken, 570 bin Türk’ün öldürülmesinden, her nedense hiç söz edilmiyor! Onlar insan değil miydi?
“Dini istismar” alanında mangalda kül bırakmayan, ne Sultan’ın ne de Veziri Azamının, öldürülen Türkler için bir “Fatiha” okuduklarını duydunuz mu? Peki 1 milyon liralık, eğlence sistemli lüks Mercedes’indeki, ehlikeyif Şeyhülislam efendi, o masum Türkler için bir mevlit okuttu mu?
İlginçtir, bu acıyı Erivan’daki Ermeni Soykırımı Müzesi ve Enstitüsü’nün Başkanı Hayk Demoyan “Direnen pek çok Türk de öldü. Tüm masum kurbanlar anılmalı!” sözleri ile paylaştı...

Patrik Neden Seçilemiyor?
5 Mayıs 1998’de bu köşede “Ermeni Patrik Seçiminde Kaygı” başlıklı yazımın girişinde “Toprağı bol olsun, -bana göre dünyanın en lezzetli turşusunu yapan- patrik İkinci Karekin’in ölümünün ardından 40 günlük yas sona erince, halefinin seçimine sıra geldi...” deniliyordu.
Patrik 2. Karekin’e öğle yemeğinde konuk olur, kendi yaptığı turşusundan ikram eder, söyleşirdik. Ölümünden sonra yerine Eylül 1961 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesine göre seçim yapılacaktı.
Seçim Türk yasalarına ve Ermeni geleneklerine uygun olarak üç aşamada olacaktı. Birinci aşamada İstanbul’daki 33 ve Anadolu’daki 5 Ermeni kilisesinin din adamları kendi aralarında 10 delege seçmeliydiler. İkinci aşamada Türkiye’deki yaklaşık 65-70 bin kadar olan Ermeni topluluğu, sandıklarda oy kullanarak 85 delegeyi seçecekti. Son aşamada ise 95 kişilik “Delegeler Meclisi’nde” gizli oy, açık tasnifle yeni patrik belirlenecekti.
2. Mesrop Mutafyan patrikliğe vekâlet ediyordu. Aday olabilmek için kararnameye göre “babadan Türk olmak, TC Hükümeti’nin itimadını kazanmak, episkoposluk rütbesini taşımak, 35 yaşını ikmal etmek, mahkûmiyeti bulunmamak” gibi koşullar gerekiyordu.
Vekil Mutafyan (42), Başpiskopos Şahan Sıvacıyan (72) aday olmuşlardı. Ermeni toplumu, genç adaydan yanaydı. İstanbul Valiliği, “Hükümet kararnameyi değiştirecek!” bahanesiyle seçimi askıya aldı.
Olayı irdelediğimde İstanbul Emniyeti’nde bu konulara bakan bazı görevliler ile Sıvacıyan’a yakın bazı Ermenilerin, Patrikhane’nin mülklerinin gelirlerinden pay kaptıklarını saptayıp şu soruları sormuştum:
“Neden Mülkiye müfettişleri devreye girip azınlıklar masasında birdenbire villa sahibi olan bazı Emniyet mensuplarının yanı sıra hukuk devletine ters düşen keyfi atamalar yapan vali muavini hakkında soruşturma başlatılmadı? Seçimler yasal doğrultusunda yapılsa ve bu yasadışı oluşumlar birkaç çıkarcı bürokratın davranışı sonucunda yabancı basına yansımasaydı daha iyi olmaz mıydı?”
Olayı açıkladığımda Dışişleri Bakanlığı devreye girdi. Seçimi Mutafyan kazandı! Patrik, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyarete geldiği gün Ankara’da beni öğle yemeğine davet ederek “Patriklik seçimine katkımdan dolayı” teşekkür etti.
Bugün Ermeniler konusunda mangalda kül bırakmayanlar, o gün parmaklarını bile kıpırdatmamışlardı. Bugün 59 yaşında ağır bir hastalıktan yatan 2. Mutafyan’ın yerine 5 yıldır seçim yapılamıyor! Ermeniler ikiye ayrılarak mahkemelik oldular… Neden bu konuya eğilinmiyor?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları