Temiz Eller, Ayaklarve Zamanlama

08 Temmuz 2011 Cuma
\n

\n

Merkez üssü Kadıköy olanFutbol depreminin ardından uzun süredir uyutulmuş Deniz Feneri dosyasının açılması, Neden şimdi? sorusunu da sorduruyor. Cevabı ararken soruna küresel boyutta bakmak bizi doğruya daha çok yaklaştırır. Bu ölçüde küreselleşmiş bir kapitalizmin orkestra şeflerinin, artık sermayenin boy attığı tüm ülkelerdeki yolsuzluk, rüşvet ve kayırmacılığa karşı duyarlılığı olmaması düşünülemez. Avrupa futbol endüstrisinde 7nci büyük güç duruma gelmiş Türkiye futbol endüstrisindeki muhtelif yolsuzluklara futbolun küresel örgütleri UEFAnın, FIFAnın kayıtsız kalması söz konusu olamazdı. Küreselleşmiş futbol endüstrisi, bahis sektörü, bir ülkede oyunun kurallarına aykırı oyunlar, şike varsa bunların araştırılmasını, yapılmış başvuruların, iddiaların açıklığa kavuşturmasını istiyor ve ülke iktidarlarına saydamlık için her tür baskıyı da yapıyor.

\n

***

\n

Bazı ülkeler, hem futbol sektöründe hem diğer sektörlerde şikeyi, kayırmacılığı, rüşveti bir şekilde azaltmışlar, bazılarında ise işin cılkı çıkmış. Sermaye-mafya işbirlikleri almış yürümüş. Futbol ile ilgili en önemli operasyonlardan birinin İtalyada yapıldığını, Juventus ve Milan gibi dev kulüplerin burunlarının bir güzel sürtüldüğünü anımsayalım.

\n

Daha önce 18 Mart 2011 tarihli yazımda belirtmiştim: Küresel sermaye, at oynattığı tüm ülkelerde kayırmacılıkta, rüşvette insaf, izan ister. IMF de rüşveti, kural dışılık olarak niteler ve mali saydamlıkister. Bu saydamlığıözendirmek için de ülkelere not veren sivil örgütlenmelerdesteklenir. Uluslararası Saydamlık Örgütü (Transparency International) bunlardan biri ve 178 ülkeyi her yıl temizlik derecelerine göre 10dan 0a kadar notlandırıyor ve bu sıralamayı Rüşvet Algısı Endeksine göre yapıyor. Bu örgütün 2010 için sıralamasına göre, Türkmenistan, Özbekistan gibi Türk cumhuriyetleri, Irak, Somali, Afganistan, 10 üstünden 1-1.5 not alan en berbat, rüşvetçi ülkeler grubundalar. Türkiyenin yeri de yıllardır 10 üstünden 5 alanların altında. Sıralamadaki yeri de 60 bandının altında ve notu 4-4.5 arasında değişiyor. Övünülecek bir yer değil tabii. Türkiye, diktatörü kovulan Tunus, neoliberal İslam Malezya, Doğu Avrupalı bazı ülkeler ile aynı yolsuzluk algısı notunasahip.

\n

Bu, yabancı kaynağa dehşetli ihtiyaç duyan Türkiye için kulak arkası edilecek, umursanmayacak bir durum değil. İşte, 12 Haziran seçimi ertesinde başlatılan temizlikin zamanlamasında, bu küresel baskıyı unutmamak gerekiyor.

\n

İkinci bir gelişme OECD ayağında yaşandı. Çok değil, iki hafta önce, Türkiye başka bir gri listeyealındı. OECD bünyesindeki Finansal Eylem Görev Grubu (Financial Action Task Force-FATF) 24 Haziran 2011 tarihli açıklamasıyla Türkiyeyi kara değilse de, gri listeye aldı. Gerekçe, Türkiyenin kara paranın aklanması ve de terörün finansmanı konularında yeterince aktif olmamasıydı. Listede pek de birlikte anılmaktan hoşnut olunmayacak, Bolivya, Suriye ve bazı Afrika ülkeleri de var. Belki bunun da etkisiyle, kısa sürede Libya ortaklığı olan Arap Türk Bankasına TMSF el koydu ve küresel çevrelerden bir aferinkazandı. Türkiyeden İran ve Suriye için de bazı adımlar atması bekleniyor.

\n

***

\n

Kara para ile yeterince mücadele etmediği düşünülen, ne idüğü belirsiz Ergenekon, Balyoz, KCK davaları ile dışarısını bile huylandıran AKP iktidarı, şimdi futbol gibi sansasyonel bir konuda temizlik operasyonuna, Almanyada başlatılmış Deniz Feneri gibi sümen altındaki bir davanın raftan indirilmesine yeşil ışık yakarak ve Libya ile ilgili banka operasyonu ile karnesini düzeltme derdinde. Karnedeki kırıklar düzeltilmek istenirken Sarı Kanarya Fenerbahçe, bazı Anadolu kulüpleri ve kendini dokunulmaz sanan bazı hatırlı kişiler okkanın altına gidebilir. RTE ile AKP kurulurken kader birliği yapmış bazı isimler de aynı okkanın altına düşerse hiç şaşırmayalım.

\n

Burjuva siyaseti, hele ki bizdeki alaturka olanı, bazen kurbanlık günah keçileri ister. Geleceği kurtarmak için, bundan kaçmak olmaz. Zaman, kurban seçme zamanı

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları