Kemal Sunal Filmleri

25 Temmuz 2011 Pazartesi
\n

Daha önce yaşanmış bir olayın benzeri yinelendiğinde biraz da bıkkınlık içeren duyguyla söyleniriz:

\n

Bu filmi görmüştük!

\n\n\n

Peki, deyim bir yana, gerçekten gördüğümüz bir filmi yeniden izler miyiz?

\n

Ben Silivriden önce çok yapmazdım, yapamazdım. Zaman fakirliği...

\n

Silivride gazetelerin önemli bölümlerinden birinin televizyon sayfası olduğunu da keşfettim...

\n

Önceleri bir filmi yeniden izlemek, bir romanı yeniden okumak gibi gelirdi. Silivride bunun bir şiiri bir kez daha okumak tadında olabileceğini de keşfettim.

\n

Monte Kristo Kontu”, “Cesur Yürek”, “Gladyatör”, “Melekler Şehri son aylarda birden çok izlediğim filmler arasında oldu.

\n

Bir de Kemal Sunal filmleri.

\n

Silivride 24 televizyon kanalı, bir de video sistemi var. Cezaevi yönetimi haftada birkaç gün, DVDye film atılmıştır anonsu yapıyor. Temmuz ortasında tam 7 filmlik Kemal Sunal serisi vardı.

\n

Televizyon kanallarında da hemen her gün bir Kemal Sunal filmi bulmak olası.

\n

***

\n

Okuma yazmayı bırakıp bir kanaldan ötekine zıpladığım tartışmalardan da bir süre kopmak istediğimde Kemal Sunal gülümsüyor. Benim de hemen dudaklarım yayılıyor.

\n

Açık yüreklilikle paylaşmak gerekirse Davarodan Çöpçüler Kralına, Zübükten Talih Kuşuna Kemal Sunal filmlerini de yeniden keşfettim. Sıradan bir izleyici gözlemi olarak, Kemal Sunal filmlerinde en az kullanılan şeylerden biri mizah! Acı, ağlanacak hallerimiz, özeleştiri, toplumsal bozulmuşluk belki daha fazla.

\n

Bütün bu acı gerçekleri gülünç hale getirerek anlatınca ortaya kara mizah çıkıyor.

\n

Kemal Sunal filmlerinin çekildiği dönemlerde bugünkü hükümet olsaydı başlarına hoş olmayan şeyler gelebilirdi.

\n

Ülke yönetimine ağır eleştiri var. Ki, hakarete girer!

\n

Halkın koyun gibi yönetilmeyi kabullenmesine karşı çıkış var. Ki, halkı hükümete karşı isyana teşvike kadar gider.

\n

Devlet kurumlarındaki hantallık ve etik olmayan yöntemlerle iş bitirme var. Ki, devlete karşı işlenen suçların arasına girer.

\n

Bütün bunların ötesinde sanki şunu söylüyor Kemal Sunal:

\n

Hayattaki en büyük mucize, doğal olmaktır.

\n

Kemal Sunal, mizahın şu tarifini de perdeye aktarıyor:

\n

Bir kişiyi, olayı ya da anlayışı gülünç hale getirmek çok ciddi bir eleştiridir.

\n

***

\n

Kemal Sunal filmlerini izlerken ister istemez bugünkü filmleri, mizah anlayışını, mizahçıları düşündüm.

\n

Salt insanları güldürmeye dayalı filmler için şu tarif abartı mı olur:

\n

Çok hoş ve çok boş!”

\n

İnsanları güldürmek akıl ve zekâ işidir. Herkes hemen hemen aynı şeylere ağlar ama, herkes aynı şeye gülmez. Hoş ve boş şeyleri yapanlar aslında hoş ve dolu şeyler de yapabilir. O güçleri var...

\n

Toplumsal gerginliğimizin bir nedeni gerçek mizahın sahneye çıkmaması.

\n

Neden çıkmıyor?

\n

Sadece Levent Kırcanın yaşadıkları bunu anlatmaya yeter. Anlaştığı kanal siyasal eleştiri içeren skeçlerini seçimden önce kaldırdı, seçimden sonra koydu!

\n

Kapkara bir mizah örneği...

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları