Anayasa suçu!

05 Mayıs 2015 Salı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 103. maddesi aynen şöyle: “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

***

Türk Dil Kurumu’nca yayımlanan ünlü dil bilimci Ömer Asım Aksoy’un “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’nün” 2. cildinin 897. sayfasında 7080. maddede şöyle bir deyim var:
“Tabanı (ayağı) yanmış it gibi dolaşmak…” Deyim şöyle açıklanıyor: “Bir yerde duramayıp sürekli olarak gezmek…”

***

Sultan hazretlerinin de, bir yeri yanmış olmalı ki dere tepe dümdüz gidiyor. Eleştirilere karşı şöyle diyor:
“Meydanlara devletin parasıyla çıkıyorum. Bu benim yasal hakkım. Cumhurun başı olarak buraya çıkıyorum. Yüzde 52’nin oyunu alarak buraya çıktım…”
Kabul dolaşsın… Ama sonra ne diyor? 7 Haziran seçiminde başkanlık düzenini kuracak biçimde TBMM’de 400 sandalye istiyor. Kime istiyor? CHP’ye mi? MHP’ye mi? HDP’ye mi? Yanıtı kendisi veriyor: “Kurucusu olduğum AKP’ye…”
Nasıl yemin etmişti? (…) Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
Bu “tarafsızlık” mı, yoksa “anayasal suç” mu? Bu gidişle Sultan’ın yargılanmasına yol açacak bir ışık ufukta beliriyor.

***

Sultan’ın nasıl bir “başkanlık düzenine” heves duyduğunu yandaş “Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bir yandaş gazetede şöyle öngördü: “Yasama-yürütmeyargı başkanlıkla güçlenecek.” Anlaşılan Sultan, demokratik ülkelerde birbirlerinden ayrı olan bu erkleri, kendi yumruğu altında toplayacak. Hayırlısı olsun! HHH Korku dağları bekliyor! Yola 400 sandalye ile çıktı… Geri vitese takmak zorunda kalarak 330’a indi… Baktı bu rakam da bir düş… Şimdilerde dere tepe düz giderek, “N’olur koalisyon olmasın!” diye adeta yalvarıyor! Koalisyon olursa “başkanlık düşü” karabasana dönüşecek… AKSaray elinden alınacak… 17- 25 Aralık yolsuzluklarının hesabı sorulacak… Peki, sonra ne olur dersiniz?

***

AKP’nin 2012 tarihli bir afişinin resmine bu köşede yer vermiştik. Afişte, “Artık 1 Mayıs Hem bayram Hem de Taksim’de Kutlu olsun!” deniliyordu.
Acaba Sultan’da Alzheimer mi başladı da şimdi şöyle diyor: “1 Mayıs’ı tatil eden biziz. İstediğin yerde yapamazsın. Bu ülke yolgeçen hanı değildir. Şimdi takmışlar kafayı ille de Taksim. Kalkıp da Taksim Meydanı’nda yapacağım dersen yapamazsın… Taksim’de ısrar art niyettir...”
Sultan’ın anlamak istemediği önemli bir nokta var. O da bu ülkenin ne babasının ne de Bilal’in çiftliği olduğudur…
Bırakın Batı ülkelerini, 1 Mayıs Sultan’ın “dikta yönetimi” dediği Suriye’nin yanı sıra, Irak’ta, İran’da ve Tunus’ta, çalışanlarca coşkuyla kutlandı. Sultan Taksim’e “Yasah hemşerim!” deyince çıkan olaylarda, 452 gözaltı yaşandı ve 24 kişi yaralandı.
Oysa Atatürk’ün, Cumhuriyet’i emanet ettiği Türk gençleri adına bir duvara “Üstümü arama polis abi hepsi kafamda…” yazılmıştı. Gençliğin silahı beyinsizlere karşı beyni idi…

Sarı bıyıklı!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “kuşların cikciklemesi” anlamına gelen “Tvitter” hesabında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf’a Baltimore’daki siyahlar ile ilgili olaylar hakkında “Hadi sarışın cevap versene…” diye yazdı.
Amerikan argosunda bazı durumlarda “aptal” anlamına da gelen “sarışın” sözcüğüne karşılık Harf, basın toplantısında “Yorum için değerden yoksun!” diyerek Melih Efendi’yi muhatap almadı, adeta adam yerine koymadı.
Melih Efendi’nin cikciklemesine bir başka tepki, ABD’yi Türkiye’de temsil eden Büyükelçi John Bass’dan ilginç bir fotoğraf ile geldi. Büyükelçi, saçlarını bilgisayarda sarıya boyattıktan sonra, resmin altına “Hepimiz sarışınız…” diye yazmıştı.
Melih Efendi, Büyükelçiye “Saçını iyi boyatamamış… Bana müracaat etsin. Kuaförler önerebilirim…” cikciklemesi ile yanıt verdi.
Biz de Büyükelçi’ye, Melih Efendi’nin sarışın bıyıklı resmini sunuyoruz…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları