Türkel Minibaş

AKP'nin Gönüllü Kurbanlıkları

09 Aralık 2008 Salı

Kurbanlar siz daha evden çıkmadan kesilmeye başladı. Apartman garajları ya da köşe başınızdaki arsa bile çoktan mezbahaya döndü.

Sokakta kesene verilecek para cezasıyla ilgili yasa mı? Boş versenize, kaldırıma park eden arabaya ceza kesemeyen, yurttaşları darp edenlere dur bakalım diyemeyenler sokakta kurban kesenlere mi ceza kesecek!

Kaldı ki, attığınız taşın kime değeceğini de iyi bilmek lazım! Ya kestiğiniz ceza hükümet kanadından yüklü bir ihale kazanmış saygıdeğer bir ihale faresine değerse!.. Ya da belediye başkanlığını kazanmayı garantilemiş bir cami imamına isabet ederse!..

Bizim gariban ceza kesici kolaysa cezayı kessin! Bir yanda kirasına bile yetmese de işinden olmak var; öbür yanda bayram seyran demeden Anadolunun ücra bir köşesine sürülmek! Tam kırk katır kırk satır öyküsü.

Kurbağaları ürkütmediği için rahat köşenizden onu suçlamak kolay ama Unutmayın ki, bu ülkede son bir yılda 500 bin kişi işsiz kaldı. Söylentiler rakamın üç katına çıkacağı yolunda.

Yani, halihazırda 500 bin kişi hükümetin ekonomi kurmayları krizi zamanından önce algılayamadığı, uyaranları dinlemediği için krize kurban edildi. Şimdi sıra gönüllü kurbanlıklara geldi.

Gönüllü kurbanlık da nerden çıktı demeyin. Esnek çalışma modeli içinde sendikasız, fazla mesai almadan, hatta işini kaybetmemek için aylardır maaş almadan çalışan yüzlerce mavi ve beyaz yakalı zaten bir yıldır ekonomiye karşılıksız emeğini vermekte.

AKPnin yanlış ekonomi yönetimine rağmen hâlâ ayakta durabilmesi emek faktörünün yarattığı bu artı değerin payı küçümsenmeyecek kadar önemli. Gelin görün ki, ne emek faktörünü oluşturanlar bunun bilincinde ne de sendikalar!..

Referans gazetesinde yayımlanan araştırmaysa: En çok sayıda işçinin çıkarıldığı sektörlerde çalışanların giderlerinin satış maliyeti ve faaliyet giderleri arasında çok az pay tuttuğunu göstermekte! Örneğin:

Bu sektörlerin başında yer alan otomotivde bu oran yüzde 1.16-2.19 arasında.

Demir çelikte yüzde 2.4-3.7 arasında.

Tekstilde yüzde 6.2-9.4 arasında.

Çimentoda yüzde 2.5-2.7 arasında.

Gıdada yüzde 3.5-9.4 arasında.

Elektronikte yüzde 9.9 civarında.

Dikkat edilirse bu sektörlerin hepsi de Türkiye ihracatının motor sektörleri ve... Araştırma sonuçları da gösteriyor ki üretimin gerilemesine neden olan satış düşüşleri hiç de çalışanlara yapılan giderlerden kaynaklanmamakta!

Kaldı ki, çalışanların istihdamı için yapılan harcamalara katılan elektrik, demirbaş, servis, eğitim gibi harcamaların hiçbiri zaten çalışanın özeli için değil; işin daha iyi yapılması için gereken harcamalar.

Kısacası Bu krizin ilk sıradaki kurbanlıkları olan çalışanlar gerçekten kurban bayramlarında neye kurban edildiklerini bilmeden titreşen kurbanlıklardan hiç de farklı değiller.

Ne yaparsınız ki, en doğal yaşam hakkı olan çalışma hak ve özgürlüğünü bile kendine tanınmış bir lütuf olarak gören toplumlarda iktidarların kurbanları olmayı görev edinenler de var. Onların varlığı iktidarı ellerinde tutanları her zaman olduğu gibi bugün de baş edilemeyecek bir güç haline dönüştürmekte.

Hem de öyle bir güç haline dönüştürmekte ki Sürekli kurbanlar aramakta, bulamadıklarında da sanal kurbanlar yaratarak beslenmekteler. Eğer bir de CHP örneğinde yaşadığımız gibi bu gücün altında ezilen muhalefet partileri iktidarın gücüyle bütünleşmek için kendilerini var eden tüm ilkeleri yok edecek kadar vahşileşmişse vay halinize.

Oysa yeryüzünün bilinen en temel gerçeklerinden biri köpekbalığının ağzına düşmemek üzerine kuruludur. Zira, köpekbalığının ağzına bir kez düşen çıkış yolunu bulma şansını daha baştan yitirir. Kendini kurtaracak hamleyi oraya düşmeden yapması gerekirken yapmamıştır.

Ne yazık ki, Türkiye insanı bu hamleyi yapma şansını çoktan kaybetti. Şimdi de günahlarını affettirmek için sokak aralarında kurban kesiyor. Ne diyelim, Allah kabul etsin!..

[email protected]

www.turkelminibas.net



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları