Geleceği Bugüne Feda Etmek...Ya da Etmemek...

11 Aralık 2008 Perşembe

Son 80 yılın en büyük küresel krizinden Türkiyenin etkilenmemesi kaçınılmazdı. Nitekim bugün 70 milyon nüfus kurbanlık koyun gibi hükümetin ağzından çıkacak önlemler paketini bekliyor. Hükümet ise büyük ümitlerle ve yegâne kurtarıcıymış gibi IMF ile anlaşmayı...

Kurbanlık koyunlar gibi bekleyen insanımız ve ülkeyi yönetenler bir yandan da insanlık dışı görüntülerle kurban kesmeyi ihmal etmiyor...

Kriz aynı kriz; tüm dünyada ekonomi daralıyor; fabrikalar, işyerleri kapanıyor, üretimler kısılıyor, insanlar işsiz kalıyor, tüketim zorunlu ya da psikolojik olarak erteleniyor...

Kriz aynı kriz; ancak her ülkenin yönetiminin aldığı önlemler farklı. Kimileri kurbanlık koyun olmayı kabul etmiyor. Almanya, Çin, Fransa, Hindistan, Rusya, İngiltere ve diğerleri... Hepsi de durgunluğa karşı mücadele için kendi planlarını açıkladılar. Hepsinin kendine özgü bir mantığı ve ritmi var..

Örneğin politikalarına ve tavrına ne kadar karşı olursam olayım Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozynin krize karşı aldığı önlemler takdirle karşılanmaya değer. Krize karşı yanıtımız yatırım. Geleceği bugün için feda etmeyeceğizdiyen Sarkozy ekim ayında yasalaşan bankalara yönelik paketin ardından geçen hafta sonu da Fransanın GSMHsinin yüzde 1.3üne denk gelen 26 milyar Avroluk yeni bir önlem paketi açıkladı. 2009 yılındaki durgunluk ve işsizlikle mücadele için ortaya konan paketin iki ayağı bulunuyor. Bunlardan ilki yani 10.5 milyar Avroluk kısmı; işletmeleri özellikle de KOBİleri rahatlatmak amaçlı. Ancak pakette şu vurgu da ihmal edilmiyor: Devlet bir süre sonra bu verdiği borcu vergi ve KDV olarak tahsil edecek.

Paketin 11.5 milyar Avroluk ikinci ayağı ise hızla kamu yatırımlarını yaşama geçirmek....

İngilterenin paketi 23.5 milyar Avro tutarında ve 2011 yılına kadar geçerli: KDV oranlarını düşürmek; sosyal konut inşaatları gerçekleştirmek ve KOBİlere ödeme kolaylıkları sağlamak...

Şimdilik 5 milyar Avroluk paket açıklayan İtalya ise daha çok sosyal bir planı devreye sokmuş: Orta ve ortanın altı ailelere ayda 40 Avroluk bir kart dağıtarak bununla elektrik ve gıda ihtiyaçlarını karşılamalarına katkıda bulunmak; düşük gelirlilere vergi istisnası; işsizlik fonunun finansmanını arttırmak; başlıca önlemler arasında.

Önümüzdeki 2 yıl için Almanyanın ayırdığı rakam 32 milyar Avro: Otomotiv sektöründe hem yeni araçlara, hem çevreci araçlara ciddi biçimde vergi indirimleri getiriliyor; KOBİlere yardımlar arttırılıyor; konutlarda enerji tasarruflu yatırımlara ve iyileştirmelere maddi destek veriliyor; demiryolu ve otoyol yatırımları hızlandırılıyor.

Avrupanın krizden bugüne kadar en fazla etkilenen ülkesi İspanya ise ağustos ayında açıkladığı 16 milyar Avroluk önlem paketine kasım sonunda 11 milyar Avro daha ekledi. Bu rakam daha çok vergi indirimlerinde kullanılacak...

Küresel ekonomik krizin boyutları ve ne kadar süreceği bilinmiyor; kimi iddiaya göre bu önlem paketleri de küresel durgunluğun karşısında yetersiz kalacak, kimilerine göre 2009 ortalarında yavaş yavaş bir toparlanma başlayacak. Ancak şurası bir gerçek ki devletler artık yeniden ekonominin bir numaralı aktörü.

Kilit sözcük ise Geleceği bugünkü krize feda etmemek.

Eğer yalnızca günü kurtarmaya da kendi iktidarını garantiye alma olgusu ülkeleri yönetenlerin öncelikleri arasında ilk sırayı hâlâ koruyorsa o ülkenin geleceği çoktan feda ediliyor demektir... Bugünün çocuklarına, yarının gençlerine böyle ağır bir bedel ödetmeye kimin ne hakkı var?

Kurbanlık koyun gibi bekleyenlere duyurulur....

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları