Erinç Yeldan

Büyük Durgunlukta 'Testerenin Dişleri'

17 Ağustos 2011 Çarşamba
\n

\n

Deyim, değerli çalışma arkadaşımız Sayın Tevfik Kızgınkayaya ait: Testerenin dişleri. İçinde bulunduğumuz küresel kriz konjonktürünü betimlemek üzere alfabede çok harf kullanıldı: V, U, L, W, M... vb. Ancak 2008in Ekim ayında Lehman Biraderlerin çöküşünden bu yana küresel ekonomide yaşananları açıklamaya hiçbir alfabenin abecesi yetmiyor.

\n

Dünya ekonomisinin 2. Dünya Savaşı yıllarından bu yana bir bütün olarak, topyekûn, ilk defa eksi büyüme gösterdiği 2009un ardından toparlanma yılı olarak muştulanan 2010da büyüme dalgasının nefesinin yetmediği anlaşılıyor: Dünya kapitalizminin merkezi ABDde büyüme hızı birinci çeyrekte yüzde 1.8e geriledi. 2010un son çeyreğinde milli geliri reel olarak gerilemiş bulunan İngiltere ise 2011in birinci çeyreğinde sadece yüzde 0.5; ikinci çeyrekte de yüzde 0.2 büyüme kaydetti. İngilterede aslında sanayi kesiminin daraldığı; 0.2’lik yerinde saymanınise hizmetler ve özellikle finans kesimindeki genişlemeye bağlı olduğu bildiriliyor. Nitekim haziran ayı verilerine göre, 17 ülkeden oluşan Avro bölgesinde sanayi üretiminin bir ay öncesine göre yüzde 0.7 gerileme gösterdiği anlaşılıyor.

\n

Kamu borçlarının sürdürülebilirliği konusunda finans piyasalarının şantajı altında olan bir diğer ülke, Fransada ise büyüme oranı yüzde 0 (sıfır) olarak gerçekleşti. Fransanın ilk çeyrekteki yüzde 0.9luk büyümesi ise Fransız İstatistik Enstitüsünce son beş yılın en hızlı büyümesi olarak duyurulmuştu.

\n

Rakamlar küresel ekonominin merkezlerinde yaşananların ikinci dip”, “üçüncü toparlanmave benzeri tanımlamalara uymadığını, kapitalizmin bir bütün olarak yapısal nitelikli uzun bir durgunluk içinde olduğunu belgeliyor. Söz konusu uzun durgunluk konjonktürünün etrafında gözlenen salınımlar ise bir testerenin dişleri benzeri, bir aşağı bir yukarı küçük ivmelenme ve daralma çevrimlerini yansıtıyor.

\n

***

\n

Büyük durgunluğun ardındaki en önemli neden ise kapitalizmin merkez ekonomilerinde kâr oranları toparlanmış olmasına karşın sermaye yatırımlarının henüz kriz öncesi (zaten çok düşük olan) düzeylerine dahi çıkarılamamış olmasıdır. ABDde özel sabit sermaye yatırımlarının 2010 sonundaki düzeyi kriz öncesinin hâlâ yüzde 15 gerisinde idi. İngilterede ise 2008in üst noktasından bugüne milli gelir kayıplarının 65 milyar sterline ulaştığı hesaplanıyor. Özel sabit sermaye yatırımlarındaki 46 milyar sterlinlik gerileme, İngiltere milli gelirindeki söz konusu daralmanın yüzde 80ini oluşturmakta.

\n

Öte yandan, özel sermaye yatırımlarının faizlerin yeniden indirimi yoluyla canlandırılması olası gözükmemektedir. 2009 boyunca devreye sokulmuş bulunan parasal canlandırma tedbirleri artık yeni bir ivme yaratma işlevini yitirmiş gözükmektedir. Keynesgil iktisadi yazında likidite tuzağı diye anılan bu noktada faiz oranları o derece düşük düzeye gerilemiştir ki, yatırım davranışlarının faizlerin daha da düşürülmesi suretiyle uyarılması mümkün olamamaktadır. Japonyada tüm 1990lı yıllar boyunca gözlenen bu olgu, şimdi küresel kapitalizmin diğer merkezlerine de sıçramış gözükmektedir.

\n

Unutmayalım ki ekonomik büyüme, nihayetinde sermayenin sabit yatırımlarla büyütülmesi sürecidir. Reel sabit sermaye yatırımlarından uzaklaşıp ellerindeki fonları çoğunlukla finans piyasalarında rant peşinde değerlendirme uğraşı içinde olan küresel sermayenin, krizi geride bırakabilecek teknoloji, üretim organizasyonu ve bunlarla uyumlu finansal üst yapıyı gerçekleştirebilmesi bu koşullarda olanaksızdır. Öte yandan finans dünyasının tatlı spekülatif rantları olmadan da kapitalizm kendini üretememektedir.

\n

2008 sonrasında yaşananlar, kapitalizmi sürdürülebilir bir sistem olarak değerlendiren tüm tarihin sonu yorumcularını şimdiden kuşkuya sevk etmiş olmalıdır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları