\n

\n

...\n

\n

Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki\n

\n

şayak kalpaklı adam\n

\n

nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden\n

\n

güzel, rahat günlere inanıyordu\n

\n

ve gülen yüzüyle duruyordu ki mavzerinin yanında,\n

\n

birdenbire beş adım sağında onu gördü.\n

\n

paşalar onun arkasındaydılar.\n

\n

o, saati sordu.\n

\n

paşalar “üç” dediler.\n

\n

sarışın bir kurda benziyordu.\n

\n

ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.\n

\n

yürüdü uçurumun başına kadar.\n

\n

eğildi, durdu.\n

\n

bıraksalar\n

\n

ince, uzun bacaklarının üzerinde yaylanarak,\n

\n

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak\n

\n

Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı.\n

\n

\n

\n

N. H. Ran\n

\n

***\n

\n

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının “toptan milletçe bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı” Anadolu ihtilalinin ateşini zaferle taçlandırdıkları 30 Ağustos 1922’nin üzerinden seksen dokuz yıl geçti. Emperyalizme karşı kazanılan ilk halk savaşı olarak anılan Anadolu ihtilalinin şehitlerine şükran ve minnet borçluyuz.\n

\n

Tüm okurlarımın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı; ve bugün o zafer sayesinde bağımsızlık ve yurttaşlık onuruyla yaşayabildiğimiz Şeker Bayramı’nı, barış dolu günler umuduyla kutluyorum.

\n\n