Ayvalık Rüzgârları

08 Eylül 2011 Perşembe
\n

\n

Eylül ayında Egede festival rüzgârları eser. Barış”, “dostluk”, “sevgikavramlarının sanat ve kültürle, kitapla, tiyatroyla, müzikle harmanlandığı ve tüm bu etkinliklerin geniş kitlelerle de paylaşıldığı günler

\n

Bu kez henüz anlam veremediğim bir şeyler yaşamaktayız. Gerçekten gelenekselleşmiş Dikili Şenliği bu yıl iptal edildi Aliağadaki etkinliklerde Bekir Coşkun, Can Ataklıyla birlikte medya konusunda bir panele katılıyordum ki son anda iptal haberi geldi Foçadaki etkinliklerde ise Dostlar Tiyatrosunun oyunları iptal ediliverdi

\n

Terör ya da şehitler diye gerekçe gösterilmesi beni hiç ama hiç ikna etmiyor. Zil takıp oynama değil, Nâzım Hikmet oyunlarından, edebiyat sohbetlerinden, tartışma ve panellerden söz ediyorum En yaygın rivayet ise baskılar”… Bu baskılarsözcüğü sihirli değnek gibi. Nereye çekseniz oraya uzuyor; her şeye gerekçe ya da bahane olabiliyor CHPli belediyelerin halka mal olmuş etkinliklerden vazgeçmeleri, hele şu dönemde bence hiç akıllıca bir tutum değil.

\n

Bir de unutmamak gerek ki: Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele!

\n

Artık ne baskısı, kimin baskısı onu da bulmak siz okurlara düşüyor

\n

***

\n

Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Kültür ve Sanat Günlerinden vazgeçmemişti. Sadece yılda bir kez göstermelik yapılan bir şenliğin ötesindeydi. Zaten haziran ayında yer alan Belgesel Sinema Günleri, temmuzda yapılan Caz Festivali”, ağustostaYemek Kültürü Şenliği ve eylülün ilk haftasındaki Kültür Sanat Günleriyle, Ayvalık Belediyesi, toplumsal sorumluluğunu yerine getirmeye çalışıyor

\n

Bu kez, çok geniş bir yelpazeye yayılan, her nabza göre şerbet dağıtan bir program sunulmuştu: Edebiyat söyleşilerinden dans ve baleye, klasik ve popüler müzikten tiyatroya uzanan bir program... Etkinlikler, Ayvalıkın birbirinden çok farklı köşelerine, farklı mekânlara dağıtılmıştı. Tümüne de büyük ilgi vardı. Kaldığım iki gün boyunca bu ilgiye tanık olabildim.

\n

Ankara Devlet Opera Balesinin Haremeserini daha önce izlememiştim. Benim için de bir kazanç oldu. Merih Çimencilerin reji ve koreografisiyle, klasik Türk müziği eşliğinde yarattığı bu eser, Alexander Vasillievin çarpıcı kostümleri ve işlevsel dekoruyla, Arzu Kıran ve Oliver Spence gibi sanatçıların ustalığıyla izleyiciyi fethetti.

\n

Gazetemiz çizeri Kamil Masaracı,“Kültürlü Hadiseler sohbetiyle milleti kahkahalara boğduktan sonra, aynı mekânda benim de konuşmam elbet güç oldu ama oldu işte. Sohbetin sonunda katılımcılardan Ayvalıkta birçok sanat ve kültür kurumunun varlığını öğrenecektim.

\n

Ayvalık Sanat Derneği, AYKÜSAT, AIMA (Bana heyecan veren bu müzik akademisini yarın ele alacağım), bu kez görme fırsatını yakaladığım Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı Kendi kişisel gayretleri ve girişkenliğiyle Aysel Namlının Ayvalıka kazandırdığı, tarihi Şeytanın Kahvesinde oluşturduğu kitaplık Bunların yanı sıra belediyenin sanat danışmanı Ali Akdamardan ileriye dönük çalışmaları öğreniyorum: Meşhur Kırlangıç Fabrikasının yeni işlerlik kazandırılıp çok amaçlı sanat kültür merkezine dönüştürülmesi: Burada Erdinç Bakla önderliğinde Çağdaş Seramik Müzesinin kurulacak olmasıÇok amaçlı Fuayede Karikatür Evi”… Belediyeye ait yapıların projelendirilip, restorasyon sonrasında sergi, konser salonları olarak kullanılması

\n

Bütün bunlar çok iyi. Tüm bu çalışmaları çok önemsiyorum. Ancak farklı birimler ve kurumlar arasında işbirliği olmamasını çok çok yadırgıyorum.

\n

Ayvalık, doğa nimetlerinin, insanoğluna en cömert, en şefkatli, en sevecen davrandığı yerlerden biriİnsanoğlunun ona nasıl davrandığı ise tartışılır Farklı kurumlar arasında işbirliği, cömertliğin, dayanışmanın ve güçlenmenin ilk adımı olabilir. Dilerim bir gün onu da gerçekleştirebiliriz.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları