AKP Mehmet Bey’i kandırıyor!

22 Mayıs 2015 Cuma

Önce kamu spotu yayımladılar; Akkuyu nükleer santralla “milli enerjiye” kavuşuyordu..
Enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtuluyordu ülke!
“Bu gurur Türkiye’nin, bu yatırım hepimizin. Güçlü Türkiye’nin yeni enerjisi” diye..
“Yap-İşlet-Devret”ti işin aslı...
Yalanlar, yalanlar... Çernobil felaketinin sorumlu şirketi Rosatom’un yapacağı, işleteceği, her daim yüzde 51 hissesine sahip olacağı santralı “milli” diye kakalama çabasındalar.
Üstelik Türkiye, “çıkmaz ayın son çarşambasında” devreye girecek tesis için alım güvencesi verdi Rus şirkete. Kilovat saati 12 dolar 35 sent, dünyanın en pahalısı...
Sonra AKP’nin reklam filmi dönmeye başladı televizyonlarda.
Nükleer santralın zararlı olacağını düşünen Mehmet Bey’i, yandaş bir AKP’li ikna çabasında.
Mehmet Bey soruyor, yandaşa:
- O kadar insan “nükleere hayır” diyor, bizse nükleer yapımına seviniyoruz vallaha...
Ardından gelen kıytırık diyaloglar şöyle:
- O hayır diyenlerin dünyadan haberi yok. Bütün ülkeler bu santrallar sayesinde kendi elektriğini üretiyor Mehmet Bey.
- O ülkelerin hepsi geri kalmış ülke!
Yandaşın yüzünde alaycı bir tebessüm...
- Amerika’da 104, Fransa’da 59, Rusya’da 31, Kanada’da 18 tane var bu santrallardan. Fransa, elektriğinin yüzde 75’ini böyle karşılıyor. Hatta Paris’in burnunun dibinde 6 tane nükleer santral var.
- Paris’in dibinde 6 tane! Gerçek mi bunlar?
- Gerçek tabii, Mehmet Bey!
- Bi... Bilemedim şimdi!
- Siz bakmayın öyle boş boş konuşanlara. Konuşanlar hep var. Onlar konuşur, Ak Parti yapar!..

***

Birkaç doğru veriyle kocaman bir yalanın üstü örtülebilir mi?
Devletler yalan söylüyor, şirketler, hükümetler de...
Dünyanın nükleer gerçeği başka oysa. Eski, pahalı, tehlikeli, kirli, baş belası, nükleer santralları, dünya terk etmeye çalışıyor.
Gazetelerde ne ölçüde yazılıyor doğrular, televizyonlarda konuşuluyor mu ki, Mehmet Bey nasıl öğrenecek, nereden bilgilenecek?
Bilse sormaz mı?
Söyle bakalım yandaş!
Milli diyorsun, değil... Son yıllarda dünyanın neresinde, kaç santral yapıldı? Enerji Bakanımız, Dünya Atom Enerjisi Kurumu’nun raporunu neden gizliyor, Çevre Etki Değerlendirme Raporu neden sahte imzayla sunuldu.
Yakıt olarak kullanılan uranyumda Rusya’ya bağımlı olmayacak mıyız, dünyanın çözemediği atık sorunu ne olacak, nereye koyacaksınız?
Neden dünyada daha önce denenmemiş bir reaktör modeli kullanılıyor.
Bill Clinton döneminde ABD Enerji Bakanlığı, 106 adet reaktörü aşamalı olarak kapatma kararı alırken, temel gerekçelerden birisi kalifiye işgücünün yetersizliği değil miydi? Sen hangi uzmanınla denetleyeceksin?
Akkuyu Santralı, iki aktif fayın, Ecemiş ve Kozan faylarının üzerinde mi değil mi? M.S. 569 yılında Erdemli ile Akkuyu arasında 300 bin nüfuslu Bizans kenti Pompeipolis başta olmak üzere yöredeki 10 büyük antik kent yerle bir olmadı mı?
Olası bir kaza durumunda 500 milyar dolarlık hasarın yanlızca binde birinden Rusya’nın sorumlu olmasına, tüm masrafların Türkiye’ye yıkılmasına ne diyorsun?
On binlerce insanın ölmesine, kansere yakalanmasına, çocukların sakat kalmasına neden olan Çernobil ve Fukuşima için ne diyeceksin? Çernobil ve Fukuşima’nın zararları şimdiden 700 milyar dolar. Harcamalar daha yüz yıl bitmeyecek.
İki hafta önce New York’un kuzeyinde, trafosu patlayan, krize yol açan India santralı hakkında, “Bu tesis bekleyen bir felakettir” diyen New York Belediye Başkanı Andrew Cuomo’dan haberin var mı?
Neden acaba hiçbir yapımcı şirket, devletlere risk güvencesi vermiyor, dünyada hiçbir sigorta şirketi nükleer santralları sigorta etmiyor?

***

Türkiye, santralı olmadığı halde 3. seviyeden nükleer kaza yaşayan tek ülke. 1994’te İstanbul Perşembe pazarında, bir hurdacının deposunda Çekmece Araştırma Reaktörü’ne ait plutonyum yakıt çubukları bulunduğunu anımsıyor musun, radyasyonun kamuoyundan gizlendiğini biliyor musun?
Soma’da maden ocaklarında 301 yurttaş öldü. Geçen ay ülke genelindeki elektrik kesintilerinin nedenini bile açıklayamayan bir iktidar, nükleer santral için ne yapar?
ABD ve İsrail’in yazdığı Stuxnet virüsü, İran’daki nükleer tesisleri devre dışı bırakmıştı. “Bu tarz bir virüsle bir nükleer santralı havaya uçurabilirsiniz” diyen uzmanları tanıyor musun?
Fransa’da, devletin bir araştırma kurumu ADEME’nin nükleer santrallara gerek olmadığını, temiz ve doğal enerji kaynaklarının gereksinimi karşılayacağını gösteren raporunun sansürlenmesi hakkında ne düşünüyorsun?
Akkuyu, enerjinin yalnızca yüzde 4’ünü karşılayacak. İletim hatlarında altyapı yetersizliğinden ötürü yüzde 20 kayıp ve kaçak olmasına ne dersin?
Sayın yandaş, ülkeyi nükleer cehennemin girdabına sürüklemeyin, halkı kandırmayın, geleceğimizi karartmayın. Güneşimiz, suyumuz, doğal kaynaklarımız bize yeter...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları