ABD Suriye’de yine ılımlı muhalif arıyor

22 Mayıs 2015 Cuma

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Daniel Rubinstein Türkiye’de. BM temsilcisi Staffan de Mistura’nın Cenevre’de, taraflarla en geniş katılımla görüşme çabası çerçevesinde bir tura çıktı. Cenevre ve Moskova’dan sonra Türkiye’de. Son durağı da Suriye resmini tamamlayan yer: Suudi Arabistan.

Ankara temasları öncesi 5 gazeteci Rubinstein ile görüştük, mesajlarını dinledik. Usta diplomatın kamuoyundaki tartışmaları yansıtan pek çok sorumuzun “üstesinden gelmeyi” başardığını söylemeliyim. İzlenimim ABD’nin şu aşamada Suriye’de resmi temelinden değiştirebilecek bir manzara görmediği...

Peki Rubinstein neler söyledi? Öncelikle Obama yönetiminin “askeri çözüm yok siyasi çözüm şart”, “Esad’sız geçiş süreci” tezini tekrarladı. De Mistura Cenevre’de uğraşırken, İdlib’in El Kaide’nin kolu Nusra Cephesi ve Ahrar üş Şam’ın öncülük ettiği Fetih Ordusu tarafından alınması, onları destekleyen “Suudi-Türkiye-Katar ittifakı” ABD’yi kaygılandırdı mı? İttifak sorusunun “muhatabının üç hükümet olduğunu” belirten Rubinstein, “Siyasi çözüm ararken Esad rejimine çeşitli düzeylerde baskı uygulanmalı. Bazıları siyasi, bazıları ekonomik. Bazıları da sahada..” diye ekledi.

 

İleri geri döngü

Fakat Fetih Ordusu’nun son kazanımlardan “ümitli” görünmedi. Suriye’de sahada “ileri geri döngüleri yaşandığını” anımsatıp “Bu son gerilemelerden bağlantısız olarak sürdürebilir bir askeri çözüm olduğunu düşünmüyoruz” sözü, muhalifler için “zafer” görmediklerine işaret. “Askeri gelişmelerin çatışmanın doğasında olduğunu” anlatırken, “Bu ılımlı Suriye muhalefetini desteklemekten ve siyasi geçiş için gerekli koşulların yaratılmasından bahsederken aklımızda ‘ılımlı Suriye muhalefeti’ bulunduğu olgusunu değiştirmez. Nusra’daki gibilerin değil” demesini dikkat çekiciydi. ABD’nin eski Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin dile getirdiği “ABD ile Türkiye’nin El Nusra ve benzeri gruplara bakış farklılığı sürüyor mu?” sorusunun ise “Türk meslektaşlarına yöneltilmesini” salık verdi.

 

Ortak ihtiyacı

ABD’de Obama yönetiminin “Esad’sızlık” vurgusunu artık “duruşu örtme taktiği” gören çok. Rubinstein ise bunu Ankara’yı memnun edecek güçlülükte yineledi. “Esad’ı içermeyecek hakiki siyasi geçiş süreci oluncaya dek ne Suriye ne komşularının barış içinde istikrarlı var olabileceğine inanıyoruz” derken yaptığı atıf önemliydi: “Ve bizim ortağa ihtiyacımız var, Suriye içinde işbirliği yapabileceğimiz meşru ve güvenilir bir ortağa.”

Peki buna sahipler mi? ABD’li diplomatın görüşme boyunca atfı hep “Suriye’yi etnik ve mezhep çeşitliliğiyle kavrayacak ılımlı muhaliflere” oldu. Ama kim olduklarını kendisinden öğrenemedik. Özgür Suriye Ordusu’nun ismini de anmadı.

 

‘Yer değiştirme’

“IŞİD’in Suriye’deki kaygan zemine etkisini anlatırken “IŞİD ve Nusra’dan insanların “hareket halinde oldukları”, “statik olmadıkları” ve ılımlı Suriye muhaliflerinin de “yer değiştirmek” zorunda kaldığını” söyledi. Daha geniş anlamda ise “kimin ılımlı olup olmadığına Suriye halkının kurtarılmış bölgelerde baskı uygulayan, çeşitlilik geleneğine uymayan bir vizyonu empoze edenleri görerek hüküm vereceğini” söyledi. Artık “Suriyelilerin kaderleri neyse o..” diye anladım...

Görüşme sonrası Suudi destekli İslam Ordusu’nun Alevi kesmekle namlı lideri Zehran Alluş’un McClatchy’yle söyleşisinde “değiştim” diyerek Rubinstein’in ifadesiyle “yer değiştirdiği” mesajını gördüm. Alluş, Amerikalılarla hatta bizzat “Rubinstein”la temasta olduğunu söylemiş. Washington eminim Alluş’un hangi “ılımlılara” gireceğinin de farkındadır...

 

Nusra düşman

Rubinstein son dönemde Türkiye-Katar-Suud’un da desteğiyle bazı unsurları ayrılmak için iknaya soyundukları haberleri gelen El Nusra içinse “Aklımızda Nusra Cephesi gibi ülkemizin ilan edilmiş düşmanı ve küresel güvenliğe tehdit teşkil eden insanlar yok” sözüyle çizgiyi çekti.

Peki Türkiye’nin desteklediği Ulusal Koalisyon’un Cenevr’ye katılmayı reddetmesi? Rubinstein, “Dürüst olmak gerekirse hayalkırıklığına uğradık” dedi, danışmaların henüz bitmediğini ekleyerek...

Rubinstein, Kobani tehdidi varken PYD lideri Salih Müslim’le görüşmüştü. PYD’yi salt Suriye’deki “çeşitliliğin parçası” diyerek anıp, bu temelde “münasip biçimde” (Türkiye’yi bilgilendirip) diyalog kurduklarını söylemekle yetindi.

Benim anladığım... İşler Nusra ve türevlerini “yer değiştirtmeye” kalmış. Sonra Suriyeliler ‘mutedil’ kaderi görecek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları