Adaletsiz toplumda hukukçu olmak...

25 Mayıs 2015 Pazartesi

İlhan Cihaner’i dinliyorum. Gerçek bir hukuk insanı olduğu hemen anlaşılıyor. Sakin, olgun, ölçülü konuşuyor. Etkili, kendini dinleten, düşündüğünü açık anlatan bir konuşmacı.
Silivri-Çanta’da Cumhuriyet Evleri’ndeyiz. Koop-C’nin düzenlediği bir toplantı. Mahallemiz birbirini bilen, anlayan dostlarımızdan oluşuyor. Onlarla birlikte‘Türkiye’nin Önündeki Dönemeç’ konusunu paylaşıyoruz. Konuğumuz İlhan Cihaner. CHP milletvekili, bu seçimde de aday. Bölgede önseçimle birinci sırada. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı iken hukukun çiğnendiği bu toplumda başına gelmeyen kalmadı. Cemaat soruşturması yaptığı için makamından alındı, tutuklandı. Gazetede arkadaşımız İlhan Taşcı’nın ‘Cüppeli Adalet’ kitabı da bu olayı anlatıyor. Toplantı sonunda İlhan Cihaner bu kitabı imzalıyor.
“Ama bu kitabı ben yazmadım ki!” itirazını “bu kitap sizi anlatıyor” diye yanıtlıyoruz.
Toplantı moderatörü Koop-C II. Başkanı Kemalettin Çelenk sorular soruyor, İlhan Cihaner yanıtlıyor.
Dinlerken düşünüyorum: “Ne zor, adaletsiz toplumda hukukçu olmak!”
Sağmalcılar Cezaevi’nde yatışımız aklıma geliyor. Biz Barışçılar orada yatarken Alp Selek de TİP davasından bizimle yatıyordu. Çeşitli kaçakçılık olaylarından yatanlar da aynı koğuştaydı. Alp Selek, bazılarının durumuyla ilgilenir, kimilerine bir dilekçe yazar, tahliyelerini sağlardı.
Bir ara iki kaçakçının aralarındaki konuşma kulağıma çalınmıştı.
Birisi “Bu koğuşta bir avukat varmış. Bir dilekçe yazıyormuş, tahliye oluyormuşsun” diyordu. Öbürü de: “Evet, var. Alp abi. Hakikat. Dilekçeyi yazıyor, ilk celse tahliye.” İlk konuşan, “Hadi be” dedi, “kendine de bir dilekçe versin de çıksın o zaman”. Öbürü “Aptal olma, o siyasi yatıyor” dedi. “Tamam”, dedi konuşan, “o zaman başka”.
Koğuşun kaçakçıları ‘siyasi yatanlar’ın hukukun dışında yattığını bilirler, onlara farklı bir saygı gösterirlerdi.
Hukuk, adalete hizmet etmediği zaman zalimin elinde bir zulüm aracı olmuştur.
Tarihin her döneminde, coğrafyanın her köşesinde yaşanan bu olmuştur.
Uzun yıllar cemaatin savcıları, yargıçları bu ülkenin suçsuz insanlarına hapishane acılarını yaşattı. Bunları da AKP’nin açık desteği ile yaptı. Sonra araları bozulunca şimdi çok kişi, polis, savcı, yargıç bu kez AKP eliyle cemaatçi suçlamasıyla aynı işleme uğruyor.
İkisinde de adalet yok, hukuk siyasal amaçların aleti oluyor.
Peki, bu ülkede ‘hukuk fakülteleri’ yok mu? Oralarda ne okutuluyor? Hukuku öğretenler ne öğretiyor?

***

Merak ediyorum. Üniversitelerin hukuk fakültelerinde ne okutuluyor? Hukuk fakültelerinde ülkede olup bitenler konusunda bir şey söylenmiyor mu?
Öğrenciler ne olup bittiğini merak etmiyorlar mı?
Yarın işbaşına geçince, savcı, yargıç, vukat olunca ne yapacaklarını sormuyorlar mı?
Öğretim üyeleri, asistanlar, doçentler, profesörler ülkedeki duruma ilişkin bir şey söylemiyorlar mı?
Hukuk eğitimi, yasa öğretmek, yasa
maddesi ezberlemek mi?
Adalete hizmet etmiyorsa hukuk neye yarıyor?
Uygulanmayan, uygulanamayan hukuk kimin emrine girmiş?
AKP iktidarı, yargının bütün kurumlarını kendi yandaşı yaparak yargıdan kurtulmayı amaçlıyorsa, bunu gerçekleştirmek için her şeyi göze alıyorsa hukuk eğitimi ne işe yarıyor?

***

Ya toplum? Her şeyi gören, bilen ama görmezden gelen, bilmezden gelen toplum.
Seçim anketlerinde ‘kararsızlar’ varmış.
‘Kararlılar’ nasıl karar veriyor da ‘kararsızlar’ neden kararsız.
Şu, ‘adalet’in başına gelenler bile AKP’ye oy vermemek için yeterlidir.

***

AKP’ye oy vermek, bu adaletsizliğin ortağı olmaktır.
AKP’ye oy vermek, bu zulmün sürmesini istemektir.
AKP’ye oy vermek, zulme oy vermektir.
Bunu bilip de bilmezden gelmek, görüp de görmezden gelmek artık bu suçun, bu suçların ortağı olmaktır.
İlhan Cihaner’i dinlerken düşündüklerim bunlardı.
Ama zulüm bir gün biter, zalimi kendi zulmünde boğar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları