ABD kalıcı olsun

25 Mayıs 2015 Pazartesi

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile İmralı tutanakçısı Sırrı Süreyya Önder, HDP’nin Kürt milliyetçiliği üzerinde yükselmediğini, solun her çeşidinin partinin içinde var olduğunu ileri sürmüşler.
O kanat, bir şeyleri yadsıyabilir, ama ne oldukları bilinir.
Bir örnek verelim:
Gazeteci Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın son kitapları “Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları-Mahrem” kitabında, Kürt edebiyatının temsilcisi olarak tanıtılan Mehmed Uzun’un, ABD Adana Konsolosluğu Siyasi Memuru Eric Green ile 15 Haziran 2007’de yaptığı görüşmede söylediklerine yer verilmiş. Green’in ülkesine gönderdiği kriptoya göre Mehmed Uzun, “Kuzey Irak’taki Kürt hükümetinin, bölgenin diğer yerlerinde de liberalleşmenin yolunu açacağına inandığı demokratik kazanımlarını korumak ve onu dış güçlerin tehdidini önlemek için ABD’nin veya NATO’nun kalıcı bir varlık oluşturmasını” istemiş.
Türkçüler de, Kürtçüler de, dinciler de oldum olası, hep dünya egemenleri ile iç içe olmuşlardır.
Soğuk Savaş döneminde Turancılar kullanıldı. Küreselleşme çağında da Kürtçüler ve dinciler kullanılıyor.
Kendileri reddetse de...

Bela arayanlar için
Ömrü gazetecilik dersleri ile örülü Sedat Ergin’i tutuklamaya kalkışacak kadar zıvanadan çıkanlara bir anımsatma:
Kamuoyunu aydınlatma görevini ilkeli olarak sürdüren gazeteciyi kovan, kovdurtan, baskı altına alan, tutuklayan, tutuklatanların sonu hiç de iyi olmamıştır.
Gazete belgelikleri ve tarihin sayfaları, bu gibi özseverlerin, büyüklük hastalığına tutulmuşların, kıymeti kendinden menkul iktidar hırslılarının ne hale geldiklerini gösteren örneklerle doludur.

Bursa’da neler oluyor?
Bursa’da gelişen olaylara soğukkanlı bakmak gerekiyor.
Türk Metal Sendikası’nı beğenir ya da beğenmezsiniz, ama sonunda işçinin topluca sendikasızlaşmasına gidebilecek bir sürece mutlaka dikkat çekmek gerekiyor.
Filmi başa saralım: Türk Metal Sendikası, MESS ile grup toplu iş sözleşmesi imzalıyor. Alınan zamlar, gece vardiyalarında açıklanıyor ve eylemleri başlatan Renault işyerinde bile alkışlarla karşılanıyor.
Bu sürece Bosch işyeri, yetki tartışması nedeniyle katılmıyor. Yargıtay kararı ile yetki Türk Metal Sendikası’na verilince Bosch işyeri ile de bir sözleşme imzalanıyor. Ancak 2012’den bu yana sözleşme imzalanmamış Bosch işyerindeki işçilere geriye dönük de zam alınıyor.
Bunun üzerine diğer işyerindeki sendikalı işçiler, Bosch işçilerinin daha fazla zam aldığı gerekçesiyle Türk Metal Sendikası’nı sıkıştırıyorlar. Sendika, Bosch işyerindeki işçilerin 38 ay gibi uzun bir süre zam alamaması yüzünden farklı bir sözleşme imzalandığını dillendiriyor. Sendikanın gerekçesini dikkate almayan bir kısım işçi, Renault işveren vekiline durumu iletiyor ve yeni zam istiyor. İşveren vekili de “Bir telafi neden olmasın? Fransa ile görüşelim, size haber veririz” diyor.
Zam olasılığı ortalığı karıştırıyor ve kimi işçiler sendikadan istifa etmeye başlıyor. Tam bu aşamada işveren, “Fransa’ya sorduk, zam veremeyeceğiz” açıklamasını yapıyor. İşte bu açıklama ile birlikte Renault işyeri işgal ediliyor.
Olayların geri planını yakından izleyenlerle görüştük. “Bursa’daki işverenler, sendikalardan çok rahatsız. Son olayları bahane edip işçileri sendikalardan uzaklaştırmayı fırsat biliyor” görüşünü dile getirdiler.
Emeği gerçekten savunanlar, Bursa’da işçilerin kırmızı gül açtırdığını sananları uyarıyor:
“İşverenler, işçi eylemlerini kullanarak dikensiz gül bahçesi yaratabilirler.”

Çocuklar istismar ediliyor
Bu köşeden, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Mareşal Mustafa Kemal, Mustafa Necati ve 23 Nisan okullarının adlarını değiştirme gerekçesini okurlarımıza duyurmuştuk.
Müdür Mukadder Gürsoy, 4. sınıf öğrencileri arasında yaptıkları anketten imam hatip okulu istendiği sonucunun çıkması üzerine bu okulların niteliğinin ve adlarının değiştirildiğini açıklamıştı.
Küçücük çocuklara “Hangi okulu istiyorsunuz” diye sorulmasının bilim ve akıl dışı olduğu kadar, ahlaki olmadığı da çok açık.
Konuyu Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler’e sorduk. 9-10 yaşın, henüz mesleki seçimleri konusunda kesin bir yönelim ve karar vermek için çocukların bilişsel ve ruhsal gelişimleri açısından yeterli bir dönem olmadığının altını çizdi:
“Okullarının imam hatip okullarına dönüştürülmesi kararının çocukların anket sonuçlarına göre belirlenmesi, bu nedenle yerinde bir tutum değildir.
Ayrıca, Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan, Mustafa Necati gibi ülkemizin kuruluşunda temel değerleri oluşturan kişi ve tarihleri, okullarının üzerinden silmek, bu kişi ve tarihleri ülkemiz çocuklarının belleklerinden de silmek gibi bir eğilimin göstergesidir. Buna benzer politik aldatmacaların çocukların üzerinden yürütülmesi kesinlikle etik dışıdır.”
Ahlak, eğitbilim umurlarında bile değil. Kendileri gibi kindar nesil yetiştirme peşindeler.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları