Batı’da Erdoğan’ın haber değeri yok!

27 Mayıs 2015 Çarşamba

22 Mayıs Cuma günü sabaha karşı 04.00’te Ankara’dan ayrılıp ertesi gün sabaha karşı 06.00’da dönmek üzere her şey dahil toplam 26 saatlik bir seçim çalışması için Londra’daydım.
Daha uçağa bindikten 1015 dakika sonra yanıma, uzun yıllar Londra finans dünyasında çalışan bir Türk oturdu. Yol uzun, konu geniş; bolca sohbet ettik. Gidişim CHP İngiltere Birliği’nin daveti üzerineydi. Hem oradaki yurttaşlarımızın oy kullanması için çalışacaktım hem de dışarıdan Türkiye nasıl görünüyor, sorusuna yanıt arayacaktım.
15 - 16 saat içinde bunlar nasıl yapılabilir diye düşünürken, daha uçakta bir dizi bilgi edindim. İngiltere’deki iş dünyası uzunca bir süredir Türkiye’yi “hukuk sistemine güvenilmez, koyduğu kurallar dengesiz uygulanan” bir ülke olarak görmeye başlamış. Bunun sonucunda da Türkiye’de iş yapma fırsatı ortaya çıksa bile danışmanlar, “Türkiye’de her şey göründüğü gibi değildir. Şu anda öyle olsa bile 6 ay sonra kural değiştirirler, tüm planlarınızı altüst ederler” uyarısında bulunuyormuş.

***

Gerek ziyaret ettiğim dört gazetede, gerekse her iki ülkeyi de tanıyan kişilerle yaptığım sohbetlerde benzer izlenimleri edindim.
Erdoğan’a ayrı bir pencere açmak gerekirse artık onunla ilgili haberler medyada yer almıyormuş. Bu durumu şöyle özetlediler:
“Erdoğan’ın iktidara geliş günlerinde ne söylerse haber oluyordu. İngiltere kamuoyu onu reformcu, yeniliklere açık, Avrupa ile işbirliğine hevesli bir lider olarak tanıdı. Bugünse artık Erdoğan ne derse desin haber değeri taşımıyor.”
Bu tabloyu Erdoğan’ın diliyle betimlemek gerekirse şöyle diyebiliriz:
“Neredeeen nereye!”
Sohbet arasında sordum:
-Peki, Türkiye ile ilgili aklınızda kalan İngiltere basınında yer almış son haber nedir?
-IŞİD militanlarının Suriye’ye, Türkiye üzerinden katıldığına ilişkin haberlerdi.
Bu tablo elbette bizim öngöremediğimiz bir durum değil, ancak Londra sokaklarında yüzümüze çarpınca, insan ülkesi adına hüzünleniyor. AKP 13 yılda sadece Türkiye’nin maddi varlıklarını ve ortak değerlerini tüketmekle kalmadı, uluslararası itibarını da sıfırladı.

***

Londra’da insanları dinlerken aklıma ister istemez 20032004’teki AB tartışmaları geldi. En geç 10 yıl içinde AB’ye girecektik. Bu gerçeği görmeyen, en basit anlatımla statükocuydu, devamında vatan hainiydi. Öyle ki Ankara’da Meclis’in tam karşısına “dev bir geri sayım” kurulmuştu. Adım adım Türkiye’nin AB’ye yaklaştığı zamanı gösteriyordu. Gelinen noktada görüyoruz ki o saat memleketin geriye gitmekte olduğunu göstermekteymiş. O günlerde yılda iki defa AB’ye giriyorduk. Bir yaz başındaki ilerleme raporunda, bir yıl sonundaki raporda...
Sonunda gire gire, birbirimize girdik.
AB’den sorumlu bakan adeta bütün ilişkileri “boz”maktan ve ortak paydaları “kır”maktan sorumlu görünüyor.
Bize çok yabancı bir tarafsızlık vurgusu paylaşalım. İngiltere Kraliçesi, kime oy attığı tartışma konusu olur ve tarafsızlığı zedelenir diye seçimlerde oy kullanmamayı yeğliyormuş!
Bunu bizimkine sorsan şu karşılığı verir:
-Siz oraya demokrasinin beşiği diyorsunuz, işte adamların demokrasisi hâlâ beşikte, büyüyememiş!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları