Bağış Erten

Dördüncü yıldız nasıl kazanıldı?

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Yıllar sonra bu sezonu anlatırken ne hissedeceğiz acaba? Daha sezon başında başlayan gariplikler, Mancini’nin gitmesi, Ersun Yanal’ın ayrılığı, stat bulamayan Beşiktaş, kavga dövüş Trabzonspor, berbat başlayan Bursaspor... Sezon içinde neredeyse kimsenin şampiyon olacak kifayeti gösteremediği zamanlar... Kaybedilen puanlar, yuhalanan oyuncular ve tabii ki passolig mağduru tribünler. Unutulmayacak bir sezon mu oldu, yoksa unutulması gereken bir sezon mu? Bence daha sonra tartışacağız.

3 başkan, 2 teknik direktör

Ama anlı şanlı bir şampiyonumuz var gene. Galatasaray üç başkan, iki teknik direktör değiştirdiği; kaptanıyla, üçüncü kaptanıyla, gol kralıyla sorunlar yaşadığı, parasal dertlere gark olduğu bir sezonda öyle bir foto finiş performansı çıkardı ki, takdir etmemek mümkün değil. Sezon başında çok gol yemekle eleştirilen bir takım son altı haftada sıfır gol yiyorsa, kalecisi, en büyük yıldızı, kaptanı aynı anda ve de tam zamanında form yükseltiyorsa, genç teknik adamının ağzından çıkan her söz doğruysa ve ayakları hep doğru yere basıyorsa oluyor işte. Olmayacak sanılırken de oluyor, en kötü zamanda da oluyor. Peki bu filmin senaryosu nasıl aktı? Hangi kırılma anları yaşandı? Şampiyonluğun öyküsü nerede başladı, nerede zora girdi, nerede tünelin ucundaki ışık göründü? İşte size şampiyonluğun öyküsü:

Aslında her şey belki de Uruguay’ın İtalya’yı yenmesiyle başladı. Ne alaka demeyin. O ana dek, son Avrupa Şampiyonası’nın finalistinin teknik direktörüydü Cesare Prandelli. Takımı Dünya Kupası’nın ilk maçında İngiltere’yi yenmişti, Kosta Rika kazası sonrası gözünü ikinci tura dikmişti. Uruguay’ı yense yürüyecekti İtalya. Prandelli muhtemelen bu sefer Dünya Kupası’nı düşlüyordu. Kim bilir hakem o gün müthiş oynayıp İtalya’nın hayallerini bitiren Suarez’in ısırığını görse belki hayat bambaşka akardı. Oysa o gün tepetaklak oldu İtalya. Tıpkı dokuzuncu haftada Galatasaray’ın başına geldiği gibi. Tek farkı bu sefer sığınacak hiçbir mazeret yoktu.

24 Haziran sabahı

O güne bir daha bakalım. Haziranın 24’ü sabahı ne Prandelli Galatasaray’a geleceğini biliyordu, ne Sarı - Kırmızılılar o geldikten sonra her şeyin bu kadar kötü gideceğini, ne de o maçı muhtelemen tribünden izleyen Hamza Hoca’nın sezonun geri kalanında şampiyonluğu getireceğini.

Futbol böyle bir oyun işte. Mancini, olmadı Prandelli derken Hamza Hoca’yla gelen şampiyonluk. Sadece bu akış bile bu zaferi özel kılmıyor mu? Mancini- Prandelli-Hamzaoğlu süreci bile dinlemeye değer bir hikâye değil mi?

Hamzaoğlu’yla altıda beş yaptı

Gene de biz şampiyonluk öyküsünün asıl başladığı yere dönelim. Ligin onuncu haftasına. Galatasaray puan durumunda lider Beşiktaş’ın bir puan gerisinde ama ağır hasarlı. Önce Başakşehir’den dört, ardından kendi evinde Trabzonspor’dan üç yemiş. Yetmemiş Şampiyonlar Ligi’nde üst üste üç kez dört gollü yenilgi almış. Artık kimse Prandelli’nin arkasında duramıyor. Gideceği belli İtalyan hocanın. Camianın artık İtalyanlardan ağzı yanmış, alternatif arıyor. Pek çok isim dolaşıyor basında. Ama cevap pek de beklenmedik bir yerden geliyor. Ligin alternatif projelerinden Akhisarspor’un eski hocası ve milli takımın yardımcı antrenörü Hamza Hamzaoğlu Galatasaray’ın başına geçiyor. Herkesin karamsar olduğu zamanlar. ‘Bu takımdan hiçbir şey olmaz’ sesleri yükselmek üzere. Ama kendinden emin, makul, rasyonel bir teknik adam var artık başlarında. Memleket koşullarını ve Galatasaray’ı iyi biliyor.

Sneijder krizini çözdü

Önce Dünya Kupası’ndan kalma Sneijder krizini kibar sözleriyle daha başlamadan çözüyor. Ardından ‘icraata’ başlıyor. Çünkü biliyor; konuşmak değil sahadaki performans çözecek her şeyi. Önce kaptan Selçuk’u rehabilite ediyor. Biliyor, onsuz olmayacak. Sonra geri dönüşüm harekâtı başlıyor ve Sabri ile Emre Çolak’ı kazanıyor. Ama yetmeyecek. Sahaya da dokunmak lazım. Bir ofsayt müptelası haline gelen Burak’a yeniden kral olduğunu hatırlatacak bir mevki çiziyor. Artık her şey kalkış için hazır. Onun başında çıktığı maçlarda biri deplasmanda Beşiktaş galibiyeti olmak üzere altıda beş yapıyor Hamza Hoca. Özellikle Mersin İdman Yurdu maçı gidişatın yönünü belirleyen maç oluyor. Devreyi 1-2 kapatan Galatasaray bu sezonun sonunda hep yaptığı gibi maçı bırakmıyor, 3-2 galip geliyor. Takım toparlanıyor, hedefler revize ediliyor, homurtular diniyor. Artık kendinden emin Galatasaraylı. Bu takım bu sezon yarışın önemli bir parçası.

10 numara katkı

Galatasaray’ın Hollandalı yıldızı Wesley Sneijder bu sezon gösterdiği performansla Sarı-Kırmızılı takıma tıpkı formasında olduğu gibi 10 numara katkı sağladı. Süper Lig, Şampiyonlar Ligi, Türkiye Kupası ve Süper Kupa’da bu sezon toplam 43 maça çıkan Sneijder, 14 gol atıp 6 asist yaptı. Bu maçlarda toplam 3 bin 540 dakika sahada kalan Hollandalı Galatasaray kariyerindeki ikinci lig şampiyonluğunu yaşadı.

Juve istedi gitmedi

Devre arası transfer döneminde Juventus’tan resmi teklif alan ancak Sarı-Kırmızılı yönetimle görüşüp kalmak istediğini belirten Sneijder’le yeni başkan Dursun Özbek’in sözleşme uzatmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sneijder, Hollanda basınına yaptığı açıklamada “Galatasaray’da oynamayı hiçbir zaman beklememiştim. Takıma geldiğim ilk anlar zorlu geçti çünkü 3 ay hiç oynamamıştım ve kendimi yeniden kanıtlamak istiyordum. Bir sakatlık problemim vardı. Ama zaman geçtikçte fit duruma geldim ve yine oyunumu oynamaya başladım. Bu sezon Galatasaray’da 43 maça çıktım. Sanırım hiç bu kadar oynamamıştım” dedi.

KUTLAMA STATTA YAPILACAK

Son maç Rize’de kupa TT Arena’da

Galatasaray’da yönetimin Ç.Rize ile yapılacak son maçı Türk Telekom Arena’da oynamak için dün TFF’ye yaptığı başvuru kabul görmedi. TFF, Sarı-Kırmızılıların Ç.Rize maçını deplasmanda oynamasını kararlaştırdı. Galatasaray, 30 Mayıs Cumartesi günü saat 13.00’te Rize’de rakibiyle oynadıktan sonra hemen İstanbul’a dönecek. Sarı-Kırmızılı takım aynı günün akşamında şampiyonluk kupasını Türk Telekom Arena’da kendi taraftarlarının önünde havaya kaldıracak. Yönetim, şampiyonluk için özel bir kutlama programı hazırlayacak. Normalde Rize’de yapılması gereken karşılaşmanın İstanbul’da oynanmasının TFF talimatlarına aykırı olduğu öğrenildi. TFF, geçmişte benzer talepleri reddetmişti.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları