Coşkun Özdemir

Milli İrade ve Demokrasi

13 Ocak 2014 Pazartesi

Kayıtsız şartsız AKP ve RTE yandaşlığı ve taraftarlığı yapanlar, zor durumda kaldıkları zaman hemen yüzde 50’yi evde tutmaktan vazgeçiyor ve sokağa çıkarıyorlar. Mademki halkın yüzde 50’si oy verdi, o zaman bu iktidarın icraatı haklıdır. Hukuk, kuvvetler ayrılığı, evrensel insan hakları filan bu mantığın gerisinde kalıyor.
Konuşulmayan, tartışılmayan bir gerçeğimiz var. Hiç gündeme gelmiyor. Acaba bu nasıl bir yüzde 50’dir? 76 milyonun hangi bölümüdür bunlar? Tüm AKP savunucuları, bir gözden geçirmemize razı olur musunuz? Hep yakın maziye dönüp duruyorsunuz. Şöyle 40’lara doğru gidersek, saltanatı, hilafeti kaldırmış, tüm dünyada saygınlık kazanmış, çağdaşlık, uygarlık ve bilim yolunda büyük adımlar atmış, mucizevi bir kalkınmayı gerçekleştirmiş laik bir cumhuriyet. 2. Dünya Savaşı’nı da geride bırakmış genç cumhuriyet, eğitim seferberliğini ileri götürmek, bu savaşı kazanmak, muasır medeniyete ulaşma yolunda inançla yürümekteyken genç cumhuriyetin büyük bir ihanete, büyük bir darbeye maruz kaldığını görürüz...
Feodalite ve muhafazakâr politikacılar ve köy ağaları, modern eğitimi çökertmek için işbirliği yapıyor, birer aydınlanma odağı olarak görev yapan Köy Enstitülerini ve halkevlerini yok edip eğitim birliğini kaldırıyor, imam hatip okullarını kuruyorlar.
Bunlar açıkça yaşamsal önem taşıyan milli eğitim seferberliğine, aydınlanmaya vurulmuş korkunç darbelerdir ve alçakça bir suikastla öldürülen Ahmet Taner Kışlalı bu yüzden “Milli Eğitim Bakanlığı elli yıldan beri milli ihanet bakanlığı olarak görev yapıyor” demiştir. İşte bu ihanetin failleri, ülke halkının bağımsız bir birey olmasını, bilinçli seçimler, tercihler yapan yurttaşlar olmalarını planlı bir şekilde engellemişlerdir. Yadsınamaz bir gerçektir bu. AKP’yi destekleyen o yüzde 50’nin küçümsenemeyecek bir bölümü, geleneklerine bağlı, muhafazakâr, masum yurttaşlarımızdır. Onları çok iyi tanıyoruz... Dürüst olup AKP destekçileri ile karşıtlarının bir profilini ortaya koyarsanız sık sık imdada çağırdığınız, arkasına sığındığınız o yüzde 50 milli irade desteğinin kaynağına, nitelik ve özelliklerine ulaşabilirsiniz.
Kavgalarımız, çıkmazlarımız, kurumsal zaaflarımız, yükselen dalgalara tutunan ilkesiz aydıncıklarımız hep buradan kaynaklanıyor. AKP iktidarının öncüleri milli iradeyi değil dini iradeyi amaçlamıştır. Laikliğin benimsenmediği bir toplumda milli irade gerçekleşemez.
Türkiye’nin bu halk gerçeğini, içinde çırpındığımız kaostan kurtulabilmek ve çözümler bulabilmek için gündemde tutmak zorundayız. Çünkü emperyalizmin kolaylıkla manipüle edebileceği bir toplumsal yapıdan sağlıklı bir demokrasi çıkamaz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları