Olaylar Ve Görüşler

Bilim yerinde mi sayıyor?

29 Mayıs 2015 Cuma

Rekabetçilik, yenilikçilik ve yaratıcılık bakımından toplumda ve siyasi iktidarda köklü zihniyet reformu olmaksızın, gelecek beklentisinde iyimser olmak hayalciliktir.

Bilimsel yayın üretme başarımı Türkiye’de önce belirgin yavaşlama, 7 yıldır da yerinde sayma sergiledi. Bilimde derinleşmeye, uzmanlaşmaya gerek olmadığı, onun sonucunda geliştirilen teknolojik ilerlemeye bağlı uygulamalara, tüketim mallarına asıl önem verildiği her düşünen yurttaşımızca malum.
Siyasi iktidarın süregelen politikası bu “inancı” körüklüyor. “Orta gelir tuzağı”na kapıldığımızı giderek daha yaygın bir aydın kesimi fark etmekte. Şu sırada bilimsel yayınların 2014’teki nicelik durumunu yakından incelemek yararlıdır.

Bilimde performans
Bilimde performansın en güvenilir ölçütü, gelecekte kazanılacak atıflar arasında yüksek sayıda atıf sağlamış yayınların sayısı, sonra kazanılan atıfların toplam sayısıdır. Son ölçüt uygulanınca, ülkeler arasında 26’ıncı sırada olduğumuz, Essential Science- Indicators verilerinden anlaşılmaktadır.
Norveç, Finlandiya, Polonya, Avusturya, İsrail ve Tayvan gibi küçük ülkelerin gerisinde yer almaktayız. Atıf ölçütü yakın geçmiş için uygulanamadığından, bilimsel yayın sayılarını incelemek yararlıdır.
Web of Science’den elde edilen 2014 yılı verilerinden Türkiye’den toplam 26 bin 672 yayının kaynaklandığı, uluslar sıralamasındaki 17’nciliğimizin kılpayı korunduğu öğrenilmektedir. Salt yayın verilerinden çok, dünyadan aldığımız payın incelenmesi, nesnellik gereğidir.

7 yıldır pinekliyoruz!
Bilimsel yayınlarda ülkemizin dünyadaki payı 1987’deki bin de 1’lik düzeyden, izleyen 13 yıl içerisinde 6 kata yükseldi. Yedi yıldır yüzde 1.3-1.4’lük pay bandında tıkanma yaşandı. Dünya payında değişiklik bakımından 2014’te bir önceki yıla göre en üst 67 ülke sıralamasında, 52’ncilikte yer almamız dikkat çekici.
Yüksek atıflı yayın açısından hayli daha geride bulunduğumuz bilinmeli.
Nitekim Nature yayıncılık grubu dergilerinde yer alan Türkiye kaynaklı makalelerin 2013 yılında 38’inci sırada bulunduğu açıklandı.

Ülkelerle kıyaslama
Dünya rekabet gücü açısından iddia taşıyabilecek ülkelerin bilimsel yayın sayılarını bizimle karşılaştırmak üzere şu beş ülkeyi seçtim:
Güney Kore, Brezilya, Tayvan, İran ve Polonya. Son 12 yıldaki yayın verilerinden dünyadaki payları hesaplanarak iki-yıllık dönemlerde elde edilen dünya payları grafikte açıklanmaktadır.
Gerilerdeki İran’ın bize yetiştiği, Brezilya ile Güney Kore’nin bizden daha hızlı geliştiği görülmektedir.
Türkiye’nin aradaki mesafeyi açması gerekirken, ne yazık ki, bilimsel makalelerdeki payımız yerinde saymaktadır. Hamle yapan komşumuz İran’ın bu yıl gerisine düşersek şaşmamalıyız.

Bilimi geri plana itme
Kalkınma ve gelişmişlik yüksek katma değerli ürünler üreterek ihraç etmemizden, bu da yenilikçiliğe dayalı sanayiye sahip olmaktan geçer. Gereken teknolojiyi ancak nitelikli uzman, eleman ve de bilimin çeşitli alanlarında hamle yapmamızla elde edebiliriz.
Düşünce özgürlüğünde gerileme, düzeyli araştırmalara uygun ortam hazırlamama, maddi desteği yeterince ve layık olanlara tahsis etmeme anılan tıkanıklığın başlıca sebepleridir. Üniversite sayısının kuyrukluyıldız hızında artması, bilimde ilerleme kaydetmeyi sağlamaz. Dışarıdan sporcu veya doktor ithali benzeri, dış kaynaklı teknoloji ithali ancak günü kurtarmaya yeter.
Toplum olarak bu sarmalın bilincine varıp, yetkililerden sorunu düzeltme talebini ayyuka çıkarmak, ilerlemenin olmazsa olmaz koşuludur.

Prof. Dr. Altan Onat İstanbul Üniv. Cerrahpaşa Tıp Fak. Emekli Öğretim Üyesi

 

-

 

Okulların dershaneye dönüşmesi

İlk bakışta dershanelerin okula dönüşümü olarak görünen süreç aslında büyük oranda özel okulların dershaneye dönüşmesine neden olmaktadır.

Son yıllarda lise giriş sınavlarının her yıl farklı bir sistemde gerçekleştirilmesi ve dershanelerin kapatılarak temel lise ve temel ortaokula dönüşüm süreci, zaten sıkıntılı olan eğitim sistemimizi daha da içinden çıkılmaz bir duruma sürüklemektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı OKS, SBS sistemlerinin öğrencilerde yaratmış olduğu sınav stresini azaltmak gerekçesiyle TEOG sistemine geçerek iki yıldır bu sistemi uygulamaktadır. İlk bakışta tutarlı bir yaklaşım olarak görünmektedir.

Sınavlara endeksli
Bu sistemde öğrenciler hem ilk dönemde hem de ikinci dönemde altı dersten Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu merkezi sınava girmektedir. İzlenimlerime göre bu sistem ile öğrenciler de, eğitimciler de bütün yıl boyunca çalışmalarını bu sınavlara endeksli olarak sürdürmektedir. Bu süreç ise öğrencilerin gerçekten gelişti rici bir eğitim almasının önüne geçmektedir.

Dershaneler
Bütün bunların üstüne bir de dershanelerin kapatılması ve temel ortaokul ve liselere dönüşüm süreçleri, sistemi iyice içinden çıkılamaz bir sürece sokmaktadır. İlk bakışta dershanelerin okula dönüşümü olarak görünen bu süreç aslında büyük oranda özel okulların dershaneye dönüşmesine neden olmaktadır. İçinde bulunduğumuz eğitim, öğretim yılında sayıları az da olsa temel ortaokul ve lise statüsünde okul açılmıştır. Bu okulların eğitim sistemlerinde ise okul müfredatı yüzde 30-45, sınava hazırlık eğitimi ise yüzde 55-70 arasında değişmektedir. Ayrıca akşamları ve hafta sonları etüt eğitimi adı altında eğitime devam edilmektedir. Az sayıda açılmasına rağmen bu okullara, özel okullardan önemli ölçüde bir öğrenci transferi gerçekleştirmiştir.

Önlemler
Önümüzdeki eğitim, öğretim yılında dershanelerin tamamen kapanacak olması nedeniyle bu tür okulların sayısı oldukça artış göstermiştir. Özel okullar, temel ortaokul ve liselere öğrenci geçişini durdurabilmek amacıyla kendilerince önlem almaya başlamışlardır. Özel okullar, Milli Eğitim Bakanlığı ders müfredatının yanında, TEOG sınavına hazırlık eğitimleri ve hafta sonu eğitimi gibi pek çok değişiklik yapmayı planlamaktadır.
Korkarım ki bu sürecin sonunda eğitim sistemimizde kaliteli bir ortaokul, lise eğitimi hayal olarak görünmektedir. Dershanelerin okula dönüşüm süreci tersine işleyerek okulların dershaneye dönüşümü gerçekleşecek gibi görünmektedir.  

ERCAN AKCAN Bankacı - İktisatçı



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları