ÖSO'nun silahı hak eden 'iyi çocukları'...

30 Mayıs 2015 Cumartesi

ÖSO'nun silahı hak eden 'iyi çocukları'...
                            
Kimi çıkar “MİT Bayırbucak Türkmenlerine yardım malzemesi taşıyordu” diyerek ahalinin hissiyatını gıdıklar. Kimisi Washington’da “Türkiye Suriye’deki hiçbir gruba asla silah göndermedi” buyurur, en başta defalarca “silah verdiklerini” söylemiş Amerikalıları güldürür. Bir başkası “o silahlar nereye gidiyordu” diye isyan eden esnafa “Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu” diye yanıt verir...

Cumhuriyet’in 19 Ocak 2014 tarihinde durdurulan MIT TIR’larında ilaçların altından çıkan silahları ortaya seren haberinden sonra kuvvetle muhtemel diyecekleri en fazla bu olacak. “Biz iyi çocuklara verdik”…

Öyle ya ÖSO dediğimiz “iyi çocuklar” artık “efsaneleşmiş”. İsmi var, hükmü yok. Hele TIR’ların durdurulduğu Ocak 2014’te hiç yok. Zira Aralık 2013’te yani bir ay önce Reyhanlı’nın karşısındaki Bab el Hava kapısını, Suudi destekli meşhur Zehran Alluş’un İslam Ordusu’nun da bulunduğu İslami Cephe’ye kaptırdığında, ÖSO fiilen “sıfırlanmıştı”. Altı ay sonra, Ulusal Koalisyon’un lideri Ahmed Tuma ÖSO genelkurmayını, komutanları yolsuzluk ve rüşvetle suçlayıp feshetmişti. Silahların gittiği yeri siz düşünün…

Arap isyanlarının gazıyla Tunus ve Mısır tipi rejim değişikliği senaryolarının “ılımlı baş aktörü” diye sunulan ÖSO’nun hali en baştan böyleydi. Suriye çatışması 18 Mart 2011’de başladı. İlk 6 ayda ölenlerin yaklaşık üçte birini güvenlik güçlerinin oluşturmasından anlayacağınız üzere, silahlı isyandı. Silaha karşı silah konuştu. ÖSO’yu ise rivayete göre “halka kurşun sıkmayı reddeden” askerler kurdu. Rakka dışında kaydadeğer kazanımı yoktu, onu da IŞİD’a kaptırmıştı.

ABD, İhvan ağırlıklı Suriye Ulusal Konseyi’nden rahatsızlığının sonucu 2012 sonbaharında Doha’da Suriye Ulusal Koalisyonu’nu kurdururken, askeri kanat ÖSO genelkurmayına dönüştürüldü. Başına Selim İdris getirilse de ana gövdeyi Tevhid Tugayları, Sukuru’ş Şam, İslam Ordusu ve Ahraru’ş Şam oluşturdu. Onlar da sonradan genelkurmay ve koalisyona başkaldırdı.
Sahada 2013 baharında El Bağdadi liderliğinde IŞİD’a dönüşmüş Irak El Kaidesi, El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi ve İslami gruplar belirleyiciydi. İslami Cephe gibi Suud destekli oluşumlar bu rekabette ÖSO’yu İslami hizaya çekmek için kullanıldı.

Kronolojiye girsek çıkamayız. Şu kadarını söylemeli. ÖSO, “ılımlı ve demokratik muhalefet” filan boş laf. Çarşamba günkü yazımda aktardığım DIA belgelerinden anlaşılacağı üzere ABD istihbaratı taa 2012 Ağustos’unda radikal İslamcıların üstünlüğünü tespit etmişti. Dünyadan Suriye’ye cihatçı yağarken, ÖSO ismi çatışmanın dünyaya pazarlanmasında kullanıldı, o kadar. ABD’nin 2012 sonunda Nusra’yı “terör örgütleri” listesine sokma kararına ÖSO’nun sert tepki vermesini anımsamak kafi.

Ünlü New Yorker dergisi son sayısında “Cihada yolculuk” başlıklı uzun bir makale yayımladı. Bir Belçikalı güvenlik yetkilisi durumu gayet net ifade etmiş: “2012’de zaten terörizmden bahsediyorduk. Fakat o zaman kimse terörizm hakkında konuşmak istemedi. Çünkü Esad muhalefetin aşırılıkçılardan oluştuğunda ısrar ediyordu. Söylemesi çok güç ama evet haklıydı, çünkü bizim Belçikalılarımız terörislerdi.”

Yani “silahları ÖSO’ya verdik” diye kıvırmanın hiç alemi yok…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları