İkinci Dibe DoğruDoludizgin...

07 Ekim 2011 Cuma
\n\n\n

Sermaye birikimini sürdürmenin, kâr oranı düşüşlerini önlemenin yolunu finansallaşma-balonlaşmada bulan ve bunun da 2007de sonuna gelen küresel finans kapitalin, 2008de balonu patladı. İlk dibin yaşandığı 2008 ve 2009da ABDde yüzde 2, Avro alanında yüzde 2.5 daralma yaşandı. Merkez kapitalizmin krizi, bütün çevre ekonomileri farklı biçimlerde etkilendi.

\n

Milli gelirde, yatırımlarda düşüş, işsizlikte tırmanma biçiminde yaşanan krizde, finansal çöküşe devletin yaptığı kaynak aktarımı müdahaleleri sonucu büyük yıkım ertelendi ama bu kez devletin mali krizi olarak adlandırılabilecek bir sıkıntı yaşanmaya başladı. ABDnin bütçe açığı ve kamu borç stoku ileri boyutlara ulaşırken aynı durum Avro alanı için, özellikle Güney Avrupa ülkelerinde derin sorunlar yarattı.

\n

Devletin kurtarma operasyonları ile çöküşü ertelenen finans kapital, spekülatif kâr peşinden koşmaktan, balonlaşmadan vazgeçti mi? Veriler, Huylu, huyundan vazgeçmezdiyor. Küresel krizin ilk aşaması öncesi, 2007de dünya milli gelirinin yüzde 376sına tırmanan mali stok, yani kâğıtlar - senetlerle kredi şişkinliği, patlama sonrası, 2008’de yüzde 309a kadar indi. Ama devletin kurtarma operasyonları sonrası belini doğrultan finans kapital huyunu değiştirmedi. Farklı alanlar bularak balonlaşmayı sürdürdü ve 2010da dünya hasılasının yüzde 356sına ulaşan bir balonlaşmaya yeniden ulaştı. Bu oran ABD için yüzde 462ye ulaştı. Dolayısıyla, kriz öncesine dönüldü.

\n

2010, dünya genelinde toparlanma yılı olarak adlandırıldı, ama eski paradigmada, eski büyüme patikasında kalarak denenen bu çaba ile yaşanan cılız büyüme, 2011 ortalarından itibaren yerini yeni bir inişe bıraktı. Avrupada, Yunanistandan başlayan Portekiz, İrlanda, giderek İtalya ve İspanyada yaşanan borç krizi, yeni bir dipe gidişi hızlandırdı.

\n

Hem ABDde, hem Avro alanında dikkat çeken ortak sorunlar, büyümenin, yatırımların durması, bütçe açığının artması ve işsizliğin tırmanması. Yatırımlar 2009’da yaşanan yüzde 15 dolayındaki trajik gerilemenin ardından toparlanmada çok cılız kaldı. İşsizlik, ABDde 5 puan, Avro alanında 3 puan yükselerek yüzde 10da basamak yaptı.

\n

Değişmeyen bir başka şey, ABDnin cari açık tiryakiliği. ABDnin 2007de 718 milyar dolara ulaşan cari açığı, küçülmeyle 2009da 377 milyar dolara indi ama ertesi yıl 100 milyar daha arttı ve yeniden 470 milyar doları aştı.

\n

Devletlerin kurtarma operasyonları, ABDde bütçe açığını, 8 puan arttırarak milli gelirin yüzde 10una taşırken Avro alanında da 5 puan tırmanışla yüzde 6ya çıkardı. Kamu borç stokları da milli gelirin boyunu aştı.

\n

Bütün bu olanlar karşısında, sistem bir paradigma değişikliği geçirmedi. Devletin itfaiye rolüyle harcadığı kaynaklar, bir vergi reformu ile yerine konulmadı bile. Ünlü spekülatör, Warren Bufet, ağustos ayında New York Timesda yayımlanan yazısında hiçbir şey yapılmadığını şöyle ifade ediyordu: Liderlerimiz fedakârlıkların paylaşılmasını istemişlerdi. Ama kimse benden bir şey istemedi. Süper zengin arkadaşlarıma sordum, onlardan da istenmemiş.

\n

Finans kapitalin balonlarla spekülasyon alışkanlığına karşı bir önlem alınmadı, devlet müdahaleleriyle yapısal bir değişime gidilmedi. Kriz tanrısı, Lehman Brothers dışında, kurbanlar alarak yıkıcı-yaratıcılık görevini henüz yapmadı. 2007 şartlarına geri dönüş, 2012’de iyice görülecek ikinci dibe düşüşü kaçınılmaz kılıyor.

\n

Bundan, sıcak paraya bağımlı büyümenin sürdürülebilirliğine aldanan AKP rejimindeki Türkiye, sırtındaki dev cari açık kamburu ve dış borç stoku ile nasibini almaya başladı, daha da alacak

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları