Merkez Türkiye!

02 Haziran 2015 Salı

CHP’nin Merkez Türkiye projesi, 7 Haziran seçimleri sürecinde ekonomik söylemleriyle örtüşen bir çalışma.
CHP’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümeti kurması halinde ilk meyvelerini 2017’de vermesi planlanan bu proje, Erdoğan’ın Kanal İstanbul’undan en az 50 kat daha gerçekçi. O proje tamamen ranta dayalı, olasılıklar üzerinden arsa spekülasyonlarını getiren bir çizgi filmdi.
CHP’nin Merkez Ülke Türkiye projesi Türkiyenin coğrafi konumunu ete kemiğe büründürüyor. İbni Haldun’un vurguladığı daha sonra da Napolyon’un altını çizdiği gibi, coğrafya ülkelerin kaderini belirler. Bulunduğunuz konum ekonominizden demokrasinize kadar her şeyinizi etkiler. Bu bağlamda Türkiye, Doğu’nun batısında, Batı’nın doğusunda. Kuzeyi Avrasya, güneyi Afrika...
Soğuk Savaş döneminde Türkiye Batı Bloku kurumlarıyla birlikte hareket etmiş ve NATO’nun “ileri karakolu” olarak adlandırılmıştı. Zira NATO ülkeleri içinde Doğu Bloku’nun lideri Sovyetler Birliği ile coğrafyası iç içe olan tek ülkeydi.

***

Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra Soğuk Savaş da fiilen sona erdi. 90’lı yıllar boyunca Türkiye’nin stratejik konumu tartışıldı. İleri Karakolluktan Merkez Karakolluğa mı geçecekti, Batı’nın tümüyle kapsama alanından çıkıp kaderine mi terk edilecekti, kendisine her iki tarafta yer bulup ayrı bir merkez ülke mi olacaktı, her iki taraftan dışlanıp dalgalanmaya mı bırakılacaktı...
Soğuk Savaş sonrasında etrafımızdaki ülkeler kendilerini yeni duruma uyarlamaya çalıştılar.
Doğu Avrupa ve Balkanlar güvenliğini NATO, ekonomisini AB ile garanti altına almak istedi ya da AB ve Amerika onları bu konuma getirdi. Doğumuzdaki ülkeler ise Şanghay İşbirliği Örgütü’nü (ŞİÖ) kurup yeni bir bölgesel güç oluşturdu. Sovyetler’in çökmesinden sonra 8-10 yıl sendelyen, Pu-tin ile birlikte yeniden sahneye çıkan Rusya, kendisine bu dengede yer buldu. İran, Humeyni rejiminin kurulmasından bu yana herhangi bir uluslararası oluşuma üye olmuyor ama ŞİÖ ile yakın temas halinde.
Ortadoğu’ya ise Soğuk Savaş döneminde, Batı’ya kuzeyden inecek “kızıl” tehlikeye karşı “bütün” lazımdı o nedenle Arap milliyetçiliği öne çıktı. Soğuk Savaş’tan sonra ise “parçalı” gerekti, mezhepçilik bölgeyi tuz buz etti.

***

İşte bu coğrafyanın ortasındaki Türkiye’nin, en büyük talihsizliği 2000’li yılların başında AKP ile yönetilmesi oldu. AKP, Türkiye’yi uluslararası konumda güçlendirecek hiçbir plan çizemediği gibi, mevcut konumlarında da geri götürdü.
CHP’nin Merkez Ülke Türkiye projesinin ekonomik hedefleri, genel seçim stratejisinin parçası olarak önde tutuldu. Ancak bu proje Soğuk Savaş sonrasında Türkiye’de üretilmiş en iddialı stratejidir. Diplomasiyi, siyaseti ekonomiden ayırmak olanaksız. Ekonominiz güçlüyse daha etkili olursunuz.
CHP’nin merkez ülke projesine daha geniş bir perspektifte bakmak ve projeyi bu gözle değerlendirmek gerekir. CHP, Türkiye’nin kuruluş sürecinden bu yana varlığını sürdüren bir parti olarak başkalaşmadan değişime ayak uydurdu. 20. yüzyıl boyunca kuruluş devrimleri, çok partili yaşama geçiş ve sosyal demokrasi - sosyal devlet olmak üzere üç büyük devrime imza atan CHP, şimdi 4. büyük devrime ha-zırlanıyor.
Bunun adı demokrasi, özgürlük ve ekonomi devrimidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozgiller! 23 Nisan 2024
İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları