İlhan Selçuk

Makyavelsıfat...

20 Şubat 2002 Çarşamba

PENCERE

İLHAN SELÇUK

Makyavelsıfat...

Hayvanlar çok saftır, en kurnazları tilki, insanın yanında solda sıfırdır.

Hayvan tek boyutludur; deve kin tutar, tavşan korkaktır, bülbül güzel şakır, karga uzun yaşar, köpek sadıktır, at ürkektir, boğa kösnüktür, yarasa ışıktan kaçar, sırtlan leş yer, kaplumbağa yavaştır, koyun aptaldır, akrep zehirlidir, yılan soğuktur, maymun taklitçidir, kedi nankördür...

Hepsinin bir niteliği var; ancak iki ayaklı insan renkten renge, kişilikten kişiliğe girebilir, sağı solu hiç belli olmaz...

Ne diyorlar:

- Babana bile inanma!..

Hele günümüzde sağıma soluma sobe!..

Hepimiz öyle akıllandık ki şeytana külahını ters giydirebiliriz.

*

Eskiden bir ara İran’a gitmiştim, Tahran’ın büyük bir lokantasında dostlarla yemek yiyecektik, sordular:

- Ne yiyeceksin?..

- Sen seç!..

Yanımdaki Azeri dost, garsona döndü:

- Beye bir bukalemun!..

Bozuldum:

- Ben bukalemun yemem!..

Güldü Azeri:

- Bizim burada hindiye bukalemun denir...

- Peki, bukalemuna ne denir?..

- Makyavelsıfat!..

Sonra açıkladı:

- Vaktiyle bir politikacı varmış; yerine, durumuna göre renk değiştirirmiş, bir bakarsın liberal, bir bakarsın sosyalist, ertesi gün kapitalist!.. Bukalemun da yerine ve zamanına göre renk değiştirdiğinden bu hayvana makyavelsıfat adını vermişiz...

Harika bir açıklama değil mi!..

O yıllarda bu öyküyü konu edinen bir yazı yazmıştım; bukalemun çok sevimsiz bir hayvandır.

Ya insan?..

*

İnsanlara göz atınca içlerinde makyavelsıfatlar hemen belli oluyorlar...

Adama bir bakıyorsun, akrepleşiyor, fırsat bulunca sokmaya çalışıyor...

Sırasında ödü kopuyor, tavşanlaşıyor...

Ya köpekleşene ne dersiniz?..

Karşınızda finolaşıp kuyruk sallayandan korkun, bir süre sonra yılanlaşabilir...

Peki, eşekleşene ne diyeceksin?..

Timsahlaşıp gözyaşı dökenlere de mukayyet ol, hayat bir tiyatrodur, ağlamasına kanma!..

*

Zamanımızda insan çok akıllandı, zekileşti, kurnazlaştı; siyaset kirlendikçe, ekonomi pislendikçe, medya kokuştukça çürüyüp yozlaşan ortamda yetişenlerin yüzü makyavelsıfata dönüştü...

Ağlayalım mı?..

Gülelim mi?..

Dövünelim mi?..

Hayat sürüyor, sokaklarda kalabalıklar dalgalanıyor, yaşamın kahredici itici gücünde nasıl bir gizem var ki insan ancak insanla birlikte yaşayabiliyor, birbirimizi yiyerek doymaya çalışıyoruz, Makyavel bugün aramızda olsaydı, amatör kalırdı; hepimiz bu yolda öylesine ustalaştık ki bukalemun yanımızda halt etmiş!..

Ne dersiniz, sözlükteki “insan” sözcüğünü silip yerine “makyavelsıfat” yazalım mı?..

(20 Şubat 2002 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları