Erinç Yeldan

Sürdürülebilir Büyümeyi Tasarlamak:Server Tanilli'nin Anısına

07 Aralık 2011 Çarşamba
\n

\n

Sadece fiziksel sermaye birikimine dayalı bir büyüme modelinin sürdürülebilir nitelikte olmadığı Marxtan bu yana artık bilinen bir gerçek olarak değerlendirilmekte. Nitekim yeni-iktisadi büyüme yazını da, sermaye birikimi önündeki en önemli engelin azalan kâr oranları olduğunu kabul ederek; eğitim, bilgi (Araştırma-Geliştirme: Ar-Ge) ve diğer sosyal altyapı harcamaları ile milli gelirin büyümesi arasında doğrudan ve kuvvetli ilişkiler bulunduğunu savunuyor.

\n

Bu gözlemler iktisadi büyümenin ve gönencin uzun dönemde işgücünün bilgi sermayesi ile donanımına, eğitim kalitesine ve bilimsel Ar-Ge kapasitesinin arttırılmasına bağlı olduğunu göstermekte. Yeni-iktisadi büyüme kuramları, büyüme olgusunu serbest (?)piyasa kararlarına indirgeyen neoliberal düşüngünün aksine, devletin sosyal politikalarının büyümenin kısıtlarını aşmak ve piyasalardaki tökezlemenin önüne geçmek doğrultusunda önemli işlevleri olduğunu vurguluyor.

\n

***

\n

Cumhuriyetten değerli çalışma arkadaşımız Özlem Yüzak iki haftadır yazılarında Türkiyenin mevcut eğitim sistemi ve bilimsel politika anlayışıyla, uzun dönemli sürdürülebilir büyüme perspektiflerinin uyuşmadığını ayrıntılı gerekçeleriyle birlikte vurgulamakta. TÜSİAD (*) tarafından yayımlanan bir rapordan esinlenerek yola çıkan Yüzak, Türkiyenin özellikle orta ve yükseköğretimde diğer ülkelere görece kalitesiz ve çağdaşlıktan uzak bir eğitim sistemine sahip olduğunu belirtiyor.

\n

Gerçekten de Türkiyede eğitim sisteminin genel görünüm ve kalitesi üzerine ulusal yazınımızda önemli endişeler olduğunu biliyoruz. Örneğin DPT (Kalkınma Bakanlığı) 2011 Yılı Programı (s. 198). eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanlarıdır şeklindeki ifadesiyle Türk eğitim sistemindeki en önemli yapısal aksaklığa dikkat çekmektedir. Aynı belgeye göre, Erişim sorunu kapsamında okullaşma oranları ve bölgeler, cinsiyetler arası farklılıklar, kalite sorunu kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır. (age. s. 198). Nitekim, DPT verilerine göre, Türkiyede son yıllarda tüm eğitim kademelerindeki okullaşma oranlarında sağlanan gelişmelere rağmen, özellikle zorunlu eğitim kapsamı dışında kalan eğitim kademelerinde OECD ve AB ülke ortalamaları ile karşılaştırıldığında söz konusu oranlar düşük düzeyde kalmaktadır. Aşağıdaki özet tablo bu gözlemleri yakından tanıtmaktadır.

\n

Bunun da ötesinde, Türkiyede tüm eğitim kademelerine yapılan kamu harcamalarının, OECD ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında çok daha düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Özellikle yükseköğretim öncesi eğitim kademelerinde yaş nüfusunun yüksek olduğu göz önüne alınırsa, bu kademelerdeki kamu harcamalarının uluslararası standartların altında kaldığı izlenmektedir. Dolayısıyla eğitim kademeleri ile yükseköğretim kademesi arasındaki dengesizliğin giderilmesi büyük önem arz etmektedir.

\n

Türkiye, Ar-Ge yatırım harcamaları bakımından da tipik bir geleneksel gelişmekte olan ülke görünümü sergilemektedir. Kalkınma Bakanlığı verilerine göre 2008 yılı itibarıyla Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payı Türkiyede yüzde 0.73 iken, bu oranın AB-27 ortalamasının yüzde 1.9 olduğu görülmektedir.

\n

OECD kaynaklarından derlediğimiz veriler OECD ülkelerinin bir grup olarak 2006da toplam araştırma ve geliştirmeye 817.8 milyar dolar harcadığını göstermektedir. Bu toplam ortalama olarak o yılın milli gelirinin yüzde 2.26sını oluşturmaktadır. Ar-Ge harcamalarında önde gelen ülkeler iki İskandinav ülkesi İsveç (yüzde 3.73 ile) ve Finlandiya (yüzde 3.41 ile) olup, onları Japonya (yüzde 3.39 ile) ve Güney Kore (yüzde 2.23 ile) takip etmektedir. En düşük Ar-Ge payları ise Güney Avrupanın çevre ülkelerinde gözlemlenmektedir: Türkiye, Yunanistan ve Portekiz.

\n

***

\n

Türkiyede bilimsel düşüncenin, yaratıcılığın ve çağdaşlığın simgesi olan Sayın Server Tanilliyi yitirmiş olmanın burukluğu içinde bu gözlemler çok daha fazla içimizi acıtıyor. Işıklar içinde yat hocam; bizlere bırakmış olduğun eserler için çok teşekkürler...

\n

(*) TÜSİAD, Türkiyede Büyümenin Kısıtları: Bir Önceliklendirme Çalışması, İstanbul, 2011.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları