Kanayan Yara!..

26 Haziran 2015 Cuma

AKP’nin yapılandırdığı hukuk düzeni, kimi mahkeme kararları ağır mağduriyetlere yol açtı.
Yeni kurulacak iktidardan toplumun en büyük beklentilerinden birisi de, adil ve yansız hukuk düzeni.
Hukuk arayışının temel gündem maddesi olduğu dönemde, yaratılan haksızlıkların onarılması gerekiyor.
Örneğin astronomi profesörü Rennan Pekünlü’nün mağduriyeti...
Türban konusunun eğriliği doğruluğu, tartışmaları bir yana, yürürlükte olan Anayasa Mahkemesi’nin 3 kararına göre, türbanlı öğrencilerin üniversiteye girmesi, buna izin veren düzenlemeler ve uygulamalar anayasaya aykırı. Hukuksal gerçek bu.
Bu çerçevede davranan Prof. Dr. Rennan Pekünlü, anayasayı, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamak istedi, türbanla üniversitelere girmek isteyen öğrencileri uyardı ve tutanak tuttu diye 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı ve cezaevinde yattı.
Avukatı Murat Fatih Ülkü, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullandı.
Ancak, Anayasa Mahkemesi öyle bir karar verdi ki, “bu olayın benim içtihatlarımla ilgisi yok” dedi. Hatta 2008’deki “üniversitede türbana izin veren anayasa değişikliğini iptal eden” içtihadını, karardan sayamadı bile. Yani, kendi içtihatlarından kaçtı, vazgeçti, ürktü.
Avukat Ülkü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.
Mahkeme 3 hafta önce kararını açıkladı. Prof. Dr. Pekünlü’nün başvurusunu kabul etti. AKP’den savunma istedi.
Avukat Ülkü, Türk hukukunda, hukuka, içtihatlarına sahip çıkan bir mahkeme bulamadıklarını vurguluyor. AİHM’nin kendi içtihadına sahip çıkacağına inanıyor...
Bakalım bir astronomi profesörünün uğradığı haksızlık uluslararası alanda tescillenecek mi?

***

Daha birçok davada güven yitiren hukuk düzeni öyle bir hale geldi ki, bazı mahkeme kararlarının gereği bile yerine getirilmiyor.
Örneğin halkın mücadelesi ve mahkeme kararlarıyla Karaburun Yaylaköy’de Lodos Enerji’ye ait 47 tribününün durdurulması için açılan davada, mahkeme, şirketin lisansını iptal etmesine karşın karar uygulanmıyor.
RES’ler, iktidarın baskısı ve TEİAŞ’ın kararıyla çalıştırılıyor,
Çevre ve Ekoloji Hareketi avukatlarından Cem Altıparmak, yasadışı uygulama için suç duyurusunda bulunuyor...
Ülkenin bozulmayan ender alanlarında Çeşme, Karaburun Yarımadası’nda doğal yaşama her türlü zarar veren taşocaklarına karşı kazanılan davalar da bir biçimde deliniyor. Avukat Şehrazat Mercan, iktidarın mahkeme kararlarına uymadığını yeni ÇED kararlarıyla hukuksuzluklar yarattığını söylüyor...

***

Bu arada AKP’nin iktidarı kaybetmesinin ardından çevre davalarında ardı ardına verilen mahkeme kararları da dikkat çekici.
Örneğin İstanbul 8. İdare Mahkemesi 3. köprü güzergâhını içeren plan değişikliğini iptal etti. 3. köprü artık 2 beton kuleden, Kuzey Marmara Otoyolu ise asfalt izinden ibaret.
Köprü ayakları bundan böyle Kuzey Ormanları büstü olarak ibretlik bir anıta dönüştü....
Çeşme Alaçatı Germiyan’da bölgenin içme suyunu karşılayan ana su kaynaklarından Kutlu Aktaş Barajı’nın hemen yakınında kurulan taşocağı tesisi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İzmir Valiliği’nin verdiği “ÇED gerekli değildir” belgesi de bu süreçte yargı kararıyla iptal edildi.
Yine bu süreçte Karadeniz’deki HES’lere karşı açılan davalarda da yeni kazanımlar söz konusu.
Sonuç olarak iktidarın güdümünde olmayan bir yargı düzeni yaşamsal değerde. İnsan ve çevre için, doğal yaşam için...

***

Not: Sevgili okurlarım, bir süreliğine yıllık izne çıkıyorum, yeniden buluşmak dileğiyle...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları