En gerçekçisi AKP-HDP olmaz mı?

29 Haziran 2015 Pazartesi

AKP-MHP koalisyonu şu negatiflerle karşı karşıya: MHP’nin tükürdüğünü yalaması olur ya da AKP öne sürülen koşulları kabul edemez.
Üstelik “Kürt ve Kürdistan açılımı” sona ereceği için ABD ve AB tarafından karşı çıkılır, Türkiye dışarıdan daha da sıkıştırılır.
AKP ve CHP koalisyonu “asgari müştereklerden çok azami karşıtlıkları” içinde bulundurduğu için zor. Ancak büyük “iç pazarlıklar” olursa söz konusu.
AKP’nin CHP veya MHP’ye vermek zorunda kalacağı ödünler, AKP’yi siler götürür: Erdoğan ve AKP üst yönetimi bunu kabul etmez.
AKP için temel sorun, “hesap vermeden iktidarda kalabilmektir”. Bu da ancak tek bir koşulla olur; AKP, “kendi üzerinden değil başka şeyler üzerinden çok büyük ödün verirse” HDP, AKP’yi iktidarda tutabilir.
Koalisyon yapmasa bile dışarıdan destek vererek: Böylelikle “AKP’yi kendine mecbur ederek amacına ulaştıracak ödünleri elde edebilir”.

Esas sorun ne?
Esas sorun ya da “soru”, HDP’nin iç dinamikleri ve küresel dengelerle ilgilidir:
HDP’nin esas hedefi, ülkede Batılı anlamda bir demokrasi sağlamak mıdır?
Üniter bir yapı altında eşit vatandaşlık haklarını sağlayacak bir demokratik düzen mi istiyorlar? Örneğin Fransa ya da İtalya’da olduğu gibi.
HDP üniter yapıdan ayrılıp federal ya da tamamen ayrı bir Kürdistan’ı mı tercih ediyor?
PKK ve onun Irak ve Suriye’deki uzantıları ile silahlı güçlerini giderek derinleştiren konumu ile HDP’nin seçim söylevleri arasında nasıl bir bağlantı kurulabilir? Büyük çelişkiler var.
PKK’nin ABD ve AB ülkeleri tarafından desteklenmesinin ortaya çıkardığı durum (ve meşrulaştırma) , AKP-HDP koalisyonuna denk düşmez mi!
AKP’nin 2003’ten beri Barzani yönetimine, Suriye’deki “Kürtçü örgütlenmelere” verdiği destek göz önüne alınırsa, Oslo’dan beri Kürt açılımına taraftar uygulamaları: Kuzey Irak, Suriye Kürdistanı, İmralı, Kandil ve PKK konusundaki uygulamaları; göz önüne alındığında, “AKP-HDP beraberliğinin ya da koalisyonunun” diğer olasılıklara oranla çok daha “gerçekçi” olduğu görülür.
Bu aynı zamanda ABD ve AB’nin bölge ve Kürdistan ile ilgili politikalarının olması gereken sonucu (determinizmi) değil mi?

En zıt görünen ama
En uzak görünen ama en gerçekçi (!) olan çözüm AKP-HDP birlikteliğidir. 2003’ten bugüne kadar AKP’nin izlediği politikalar ve uygulamalar; Kürt tarafının gerek Kürtçü partiler gerek PKK gibi örgütler olarak Ankara (ve AKP) ile ilişkileri CHP ve MHP yaklaşımları ile karşılaştırıldığında, “en uyumlu” olanıdır.
AKP için esas hedef, “hesap vermeden iktidarda kalmaktır”. Bunun için “büyük ödünler” verebilir.
HDP’nin “önceliği”, bölgesel özerklik, federasyon, Kürdistan hattında her ne pahasına olursa olsun yol almak ise, AKP-HDP işbirliğinden başka bir olasılık daha az gerçekçidir. Bu, işin Türkiye Cumhuriyeti’ne yararızararı konusundan apayrı bir şeydir.
Benim analizim AKP-HDP koalisyonunda, AKP ve HDP’nin iç dinamiklerini, küresel güçlerin bölgede fiilen yürütmekte oldukları uygulamaların sonuçlarını göstermek içindir.
AKP de HDP de “Türkiye Cumhuriyeti üzerindeki düşünceleri bakımından, diğer iki partiye oranla birbirlerine en yakın olan misyonlara sahiptirler”. Umarım analizimde yanılırım.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları