Yunanistan’da Define!

03 Temmuz 2015 Cuma

Türkiye’de, definecilerde bir inanç var! 1915’teki “Ermeni Tehciri” ve İstiklal Savaşı’ndan sonra Rumların Yunanistan’a zorunlu göçleri bu inancın kaynağını oluşturur. Hıristiyanlar, göç ederken kilise altınlarını, sonra geri gelip almak üzere, oralarda acele ile gömmüşlermiş! Yıllardır gelemedikleri için defineler kendilerini bekliyormuş! Saçmalık şurada… Bu nesneler “yükte hafif pahada ağır” oldukları için beraberlerinde götürülmüşlerdi!
Definecilere bir kandırmaca Yunanistan ile bağlantılıdır. Bazı Rumlar altınları gizlice gömdükleri yerin planını çıkarmışlardır. Günün birinde Yunanistan’daki torun, güvendiği bir Türk’e mektup gönderip işbirliği önermiştir! Define bulunduğunda kırışılacaktır!
Gerçekte buradaki bir Türk, Yunanistan PTT idaresinin pulunu, damgasını taşıyan mektubu define meraklılarına göstererek, içindeki planı, uyaracak zamanı olmadığı için satmak ister! Planda definenin yeri, bazı Yunanca harflerle, köyün çeşmesinden 40 adım sağdaki çam ağacının altında işaretlenmiştir! Tezgâhtar, “çakma planı” 3-5 bin liraya “gerzek” defineciye pazarlar…

***

Atina’nın Akropol Tepesi’ndeki görkemli, İÖ 5. yüzyıl yapımı Partenon Tapınağı, şimdilerde definecilere değil, Yunan arkeologlara gündem oluşturdu! Neymiş, tapınakta 78 ton antik gümüş para varmış!
Antik trajedi yazarı Eshilos’un, o dönemin Atina’sından “gümüş pınarı” demesinden, o yıllarda kentin görkemli, zengin oluşundan hareketle “devlet hazinesinin” Partenon Tapınağı’nda saklandığı savlanıyor.
Ama Osmanlıların cami ve cephanelik olarak kullandığı Partenon’u top ateşine tutan Venedikler çatıyı yıkmışlardı. Yunan arkeologlar, tapınaktaki definenin yerini hesaplıyorlarmış!

Yunan Trajedi Geleneği!
Dört yıl yaşadığım Yunanistan’da, halkın rahatlarına düşkünlüğünü gözlemlemiştim. Yunanistan’da ne zaman sağcı bir parti iktidara gelmişse, har vurup harman savurmuştur. Sonrasında seçimi yitirip yerine geçen solcu hükümet kemer sıkma siyasası izlemiş, ardından koltuktan düşmüş, sağcılar tekrar başa geçmişlerdir.
2 Ekim 2009’da bu köşede, bugün olacakları şöyle yazmıştım:
(…) 2004 Atina Olimpiyatları’nın pompaladığı ekonomideki gelişme, azalan işsizlik nedeniyle iktidar olan yeğen (sağcı Kostas) Karamanlis’in eğrisi bu geçici bahar havasından sonra tersine döndü.”
İşsizlik yüzde 10 tavanını zorladı. Dış borç, altı yılda 185 milyar Avro’dan 290 milyara çıktı. Küresel bunalımdan dolayı ekonominin can damarlarından turizm ve gemi taşımacılığı büyük yaralar aldı.
Kamu bütçesi her ay 3 milyar Avro açık verir oldu. Yunanistan yaptığı katkıdan daha fazlasını, net 6.2 milyar Avro’yla AB’den en yüksek katkı payı alan ülkedir.
1 Ocak 1981’den bu yana aldığı net katkı 85 milyar Avro’dur. Bir başka deyişle AB, her Yunan vatandaşına yaklaşık 7.700 Avro yardım yapmıştır. Yeraltında dolaşan 12 milyar Avro, tahsil edilemeyen vergiler de muhalefetin sakızıydı (…)”
Sonrasında ortanın solundaki Yeorgios Papandreu, seçimi kazanmış, kemer sıkınca bir daha seçilememişti!

***

Yunanistan’ın bugün toplamda 320 milyar Avro dış borcu var. Ulusal gelirinin yüzde 177 oranında, neredeyse iki katı dış borcu var! Salı günü Uluslararası Para Fonu’na (UPF) 1.6 milyar dış borç taksiti ödemesi gerekiyordu, ödeyemedi. Bunu ödeyemeyen Yunanistan’ın yıl sonuna kadar 26.6 milyar Avro’luk taksitlerini ödeyebilmesi ise olanaksız!
Kaldı ki ulusal gelir 100 milyar Avro geriledi. 2009’da sözünü ettiğim yüzde 10’luk işsizlik, bugün yüzde 28… Bir başka deyişle, her dört kişiden biri işsiz!
Yunan arkeologlar Partenon’daki defineyi bulsalar bile, bu borcu ödeyemezler. Villiam Shakespeare’nin “Hamlet” trajedisindeki “Olmak ya da olmamak! Bütün sorun burada!” olgusunu yaşayan Yunanlar, pazar günü halkoylamasına bakalım nasıl yanıt verecekler? 

Düzeltme: Değerli iki meslektaşımın adlarını yanlış yazmışım! Rahmetli, kıdemli meslektaşımın adı Şinasi Nahit Berker, genç muhabirimizin de Pınar Öğünç olacaktı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları