Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Blok var mıydı?
TBMM Başkanlığı’nı, daha ilk demecinde Tayyip çizgisi izleyeceğini ilan etmiş olan AKP’li İsmet Yılmaz’ın, MHP desteğiyle kazanması, iktidar ve yandaş medyasında “blok çöktü” olarak yorumlandı.
Neydi sözü edilen “blok?”
Blok ile kastedilen, 7 Haziran seçimlerinde, yüzde 60 oranında oy almış olan partilerdi.
Kimileri bu oluşumun demokrasinin önünü tıkayan etkenleri ortadan kaldırmasını umuyordu.
Beklenti gerçekçi miydi?
Toplumsal gereksinimler açısından düşünülürse “evet.”
Tek adamın devletin üç erki üzerinde sultasını yıkmak, gerekliliğini kimsenin yadsımadığı yeni çağdaş bir anayasa yapmak, güçler ayrılığı ilkesini yaşama geçirirken, yargı bağımsızlığını sağlamak, demokrasi ve sürdürülebilir bir kalkınmayı sağlayacak ekonomik yapı açısından artık ertelenemez bir zorunluluk haline gelmişti.
Bu durumda olması gereken, yüzde 60’lık blokun parlamentodaki yansımasının, ihtiyaçlara yanıt getirmek üzere birleşip kolları sıvamasıydı.
***
Ama olması gerekenin yaşama geçmesi için bir koşul daha gerekliydi. O da, seçim öncesinde “hayır”da birleşmiş olan partilerin de bu yeniden yapılanmayı zorunlu öncelik olarak görmekte de birleşmiş olmalarıydı.
7 Haziran öncesi dolup taşan miting meydanlarında, söz konusu yüzde 60’ın böyle bir demokrasi asgari müştereğinin kesişme noktası olan herhangi bir “evet”te birleştiklerini gösteren belirtiye rastladık mı?
Bırakın ortak asgari “evet”i, “muhalefet” diye adlandırdığımız, partilerin öncelikli “hayır”ları bile farklıydı.
Kılıçdaroğlu’nun öncelikli “hayır”ı Tayyip, Bahçeli’nin öncelikli “hayır”ı ise HDP idi.
Türkiye partisi olma savındaki HDP her ne kadar kimi sol ve demokratik söylemleri zaman zaman kullansa, istemlerini dile getirirken ılımlı davransa bile önceliği etnik haklardı. Onun için etnik yaklaşımla Türkiye’nin demokrasi sorununun tümü çözülebilirdi.
Etnik sorunun varlığının, demokratik çerçeve içinde dile getirilmesine bile tahammülü olmayan MHP’nin ise demokrasi ile temel hak ve özgürlükler umurunda değildi ki, bu konularda kılını kıpırdatsın!
***
Demokratik sorunlar, temel hak ve özgürlükler, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı gibi konular, bir tek, kimlik bunalımını hâlâ aşamamış, gerekli örgütlenme modelini bir türlü yaşama geçirememiş, şaşkın CHP’nin umurundaydı.
O da kimi “yöneticilerin”, “canım bu konularda fazla da ısrarcı olmayalım, ekonomik taleplere odaklanalım!” itirazlarıyla karşılaşıyordu.
Ve CHP, AKP ile birlikte, 7 Haziran’ın oy kaybına uğrayan iki partisinden biri oldu.
Bu kaybın kimlik bunalımından mı, şaşkınlıktan mı, örgütlenme modelinin eksikliğinden mi doğduğu ayrı konudur.
Burada üzerinde durmak istediğim 7 Haziran yarışına girenlerin içinde, demokrasi asgari müştereğinde birleşebilmiş veya birleşebilecek bir blokun olmadığıdır.
Blok, içinde debelendiğimiz “mediokrasi” çukurunu demokrasi sananların gözlemleriyle çeliştiğini bir türlü göremedikleri özlemlerinin ürünüydü. Yoksa blok falan yoktu.
Evet, blok yoktu ki, çöksün!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
En Çok Okunan Haberler
- CHP'ye yeni transferler: Rozeti Özel takacak
- Oya Tekin’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanına tepki
- Emre Belözoğlu'ndan maç sonu tepki
- Tartışmalar sonrası istifa etti! Yeni CEO eşi oldu
- Canlı yayında 'dolar' tartışması: Tansiyon yükseldi
- Yandaş ‘gazeteci’den tepki çeken çıkış
- Erdoğan ve Steinmeier'ın diyaloğu gündem oldu
- Mevduat hesaplarında yeni dönem
- 'Şu an Cumhur İttifakı'nda mısınız' sorusuna yanıt
- Mehmet Ali Yılmaz evinde ölü bulundu!