Arif Kızılyalın

İstanbul plajları ve Meclis

04 Temmuz 2015 Cumartesi

Küçücük bir çocuktum; babam elimden tutar Florya Halk Plajı’na götürürdü. Atatürk Köşkü’nün kimi zaman yanından, kimi zaman özel izinle iskelesinden denize dalardım.
Spor virüsü böyle girdi kanıma. Keza Türk küreğinin önemli isimlerinden Boğaziçi Üniversitesi Beden Eğitimi hocası Fatih Örer, Türkiye’nin ‘Redgrave’i Yüksel Taşçı, yüzme sporunun yüz akı Derya Büyükuncu, sutopçu Selhan’ın hayatları hep o mütevazı plajlar sayesinde sporla kesişmiş.
Kesinlikle, asla ve zinhar, “ülkemizin etrafı denizlerle çevrili yüzücü çıkaramıyoruz” diyenlerden değilim ama babanız ya da anneniz elinizden tutup sizi plaja götürmüyorsa, yüzmeye, sutopuna, küreğe, yelkene yani amatör ve hormonsuz spora sevdalanamazsınız.
Plaj işi ne alaka’ diyeceksiniz?
Ben de, 30 Mart 2014 seçimlerinde ‘halkçı’ söylemlerle yeniden işbaşı yapan Kadir Topbaş ve ekibine ‘kel alaka’ diyeceğim ve başlayacağım yazmaya!

Sahile turnike modeli
Evet, Topbaş ve İBB yönetimi, İstanbul’da plajlara turnike koyup, paralı geçiş modelini getirdi bu yıl. Neymiş, ‘dünyanın her yerinde bu işler paralı’ymış.
Vallahi, Topbaş ve arkadaşları hangi ülkelere gitti bilmem ama Brezilya’nın İpenema, Fransa’nın Nice, hatta İtalya’nın Postino sahilleri ücretsizdir. Cos, Sakız, Rodos, Midilli adalarının halka açık plajlarıyla Atina’daki Glyfada’yı falan saymıyorum. Porto ve hatta hatta, Casablanca’nın okyanusa bakan leb-i derya kıyılarını da anmıyorum. Uç örnek isteyenlere Dubai’yi gösterebilirim. Birkaç yıl önce Burj Khalifa’ın yanından denize girdim, kimse, “turnikeden geç, Akbil bas” deme çiğliğine yeltenmedi. Havlunu serersin kuma, denize girer güneşlenirsin, şezlong, şemsiye, kabin, duş istersen elbet para ödersin. Hatta turizmle ayakta kalan Yunanlar, bu hizmetleri de ücretsiz sunup, müşteriyi çekiyor plaja, buzlu kahve, bira, kolayla para kazanıyor.
Ama bizde, üstelik, anayasada ‘sahiller halkındır’ maddesi varken, çoluğunu çocuğunu alıp sahile gidemezsin.
Niçin? Çünkü yasak! Halkın seçtiği Kadir Ağabey ve arkadaşları turnike koymuş kapıya; dünyada da böyleymiş zaten! Spor kenti İstanbul, çağa ayak uyduracakmış! Yersen!

Her şey eskisi gibi
İstanbul’daki durum böyle, peki ya Ankara? Allah’tan yağmur yağmadığı sürece orada deniz yok! İşin şakası bir yana plajdan daha büyük sorunlar var Başkent’te. 6 Haziran öncesi hangi çark dönüyorsa, sağ olsun yüzde 60’lık Meclis çoğunluğunun kaprisleri yüzünden her şey eskisi gibi devam ediyor. Örneğin Meclis’in sporda tek tek yol haritası eski Bakan Akif Çağatay Kılıç’ın geçmişten süregelen projeleri. Yani AKP politikaları tam gaz.
CHP’ye bakıyorum sadece eski Spor Bakanı Erdoğan Toprak var spordaki 12 yıllık çarka dur diyebilecek.
MHP’deki Saffet Sancaklı’yla eski Beden Terbiyesi müdürlerinden Vedat Bayram ise top koşturacak alan bulurlarsa sporun geleceği için bir şeylere imza atabilirler.
HDP’nin spor politikası hakkında bilgim yok. Galiba sadece “Passolig’e hayır” sloganın arkasında yürüyorlar. Durum özeti böyle... Sporun yol haritası yok, planı yok, projesi yok, çünkü Meclis’te sporcu kökenli isim sayısı sadece 5. (Bakan Kılıç, Erdoğan Toprak, Osman Bak, Saffet Sancaklı, Vedat Bayram) O yüzden hiçbirimiz, “Türk sporu TOKİ’nin arka bahçesi oldu, federasyonlara AKP’nin istediği isimler girdi, başkanları iktidar atıyor, cemaatçi diye şampiyon sporcular milli takımdan yollanıyor vb.vb.” diye yakınmayacağız!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları