Denktaş'ın Doğumu...

22 Ocak 2012 Pazar
\n

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ölümüyle birlikte yeniden doğdu.

\n

Başka deyişle, yurttaş Rauf Denktaş

\n\n\n

öldü, toprağa verildi; dava adamı Rauf Denktaş doğumunu tamamladı.

\n

Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili düşünceleri ne olursa olsun sağduyu sahibi herkesin üzerinde birleştiği görüş şu:

\n

Denktaş, davasına hiç ihanet etmedi. Kendisine en büyük dayanak olması gerekenlerin kenara çekildiği, hatta karşısına geçtiği anlarda bile düşüncelerinden, inandığı çözüm sürecinden milim ödün vermedi.

\n

Bir devlet adamı için bundan daha mükemmel bir doğum olamaz.

\n

***

\n

Denktaşın yaşamının hangi dilimi çileli, hangi dilimi rahat ve huzurlu geçti diye bir ayrıma girişilse, sanırım işin içinden çıkılamaz. Belki de en çok çile çektiği dönem, en huzurlu zamanlarıydı... Belki de en rahat göründüğü zamanlar, en huzursuz dönemleriydi. Öylesine dalgalı bir yaşam savaşı verdi.

\n

Bu süreçte sık sık dile getirdiği ciddi kaygısı şuydu:

\n

Kıbrısın Girite benzemesi!

\n

Evliya Çelebinin tanımlamasıyla, Akdenizin demir kapısıGiritte ne olmuştu da Denktaş sürekli uyarma gereği duymuştu?

\n

Denktaşın anısına saygıyla, Giritin kilometre taşlarını satırbaşlarıyla aktaralım:

\n

- Osmanlının Girit sorunu 1821de başladı, 1913’te Giritin tümüyle kaybedilmesiyle sonuçlandı. 92 yıl sürdü.

\n

- 1821’de Morada başlayan isyan hareketi aynı yıl Girite sıçradı.

\n

- 1830’da Londra Konferansıyla Yunanistan bağımsız devlet oldu. Giritteki Hıristiyanlar ya Yunanistana bağlanma ya tam bağımsızlık tezini ortaya attı.

\n

- 1866’da Giritte ayrı bir meclis oluşturuldu, Yunanistana ilhak kararı alındı. İngiltere ve Fransa buna karşı çıktı.

\n

- 1878’de Berlin Konferansında, Girite Osmanlının atayacağı valinin bir Hıristiyan bir Müslüman yardımcısının olması, 49’u Hıristiyan 31i Müslüman olmak üzere 80 kişilik bir meclisin kurulması, meclis ve yargı dilinin Rumca olması, vali dışındaki tüm memurların yerel halktan seçilmesi, toplanan verginin adada harcanması karara bağlandı.

\n

- 1896’da adadaki yönetim dengesinin Rumların lehine değişmesiyle Türk askerlerine saldırılar yoğunlaştı.

\n

- 1897’de Türk-Yunan savaşı sonucunda Girite özerklik verildi. Buna göre, adaya büyük devletlerin onayladığı bir Hıristiyan vali atanacak, Osmanlı askerleri adım adım çekilecekti.

\n

- 1908’de Yunanistan adayı ilhak ettiğini açıkladı. İstanbulda büyük Girit mitingleri düzenlendi.

\n

- 1913’te Londra Barış Konferansında Osmanlı, Giritin Yunanistana verilmesini kabul etti.

\n

***

\n

Her satırbaşı ayrı bir yazı konusu olabilecek Girit kronolojisinin yorumunu okura bırakalım, bugüne gelelim...

\n

Ankarada gazetecilik yapıp Denktaşla tanışmamış kişi olduğunu sanmıyorum. Ben, İzmirdeki gazetecilik günlerimde tanımıştım. 1987de KKTCnin 5. kuruluş yıldönümü nedeniyle İzmir Gazeteciler Cemiyeti adına bir grupla Lefkoşaya gitmiştik. Yaklaşık 3 saatini bize ayırmış, davada gelinen noktayı enine boyuna anlatmıştı.

\n

Daha sonra değişik zamanlarda görüştük. Denktaşın ödüllendirildiği bir organizasyonda bana da bir ödül uygun görülmüş; Ergenekon iddianamesinin eklerinde suç unsuruolarak duruyor!

\n

AKP iktidarı ile birlikte Ankarada hızla yalnızlaşan Denktaş, bu dönemde de hem Türkiyeye bağlılığından hem de düşüncelerinden ödün vermedi.

\n

O günlerdeki hava şuydu:

\n

Denktaş gidecek, çözüm gelecek.

\n

Öyle olmadı. Gerek Denktaş sonrası KKTC yönetim kademesi, gerekse Ankara adım adım Denktaşın çizgisine geldi.

\n

Türkçemizde bir deyim var:

\n

Görürsün Hanyayı Konya.

\n

Konya Orta Anadoluda Mevlana şehrimiz. Hanya ise Giritte çok güzel bir Akdeniz şehri.

\n

Denktaş, her ikisini de biliyordu ve herkese gösterdi.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları