Olaylar Ve Görüşler

Suriye ve yanıtsız sorular

07 Temmuz 2015 Salı

Suriye ve tampon bölge tartışmaları yine Türkiye’nin gündeminde. Tartışmanın en önemli ayaklarından biri bu hareketin milletlerarası hukuka uyumu.

Hiç uzatmadan söyleyelim: Suriye topraklarında Türkiye’nin bir tampon oluşturması uluslararası hukukun amir hükümleri olan kuvvet kullanma yasağını ve devletlerin egemenliği ilkesini ihlal edecek ve Türkiye’yi işgalci güç durumuna düşürecektir.

BM yasağı
BM Misakı kuvvet kullanmayı yasaklamaktadır. Kuvvet kullanma yasağının iki istisnası vardır: Silahlı bir saldırıya karşı meşru müdafaa ve BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) uluslararası barış ve güvenliği tesis etmek için Misak’ın 7. bölümü altında cevaz vereceği harekâtlar. Bunlar dışında iddia edilen hukukilik nedenlerinin hiçbiri genel kabul görmemiştir.
Türkiye’ye tampon bölge konusunda izin veren bir BMGK kararı yoktur. Meşru müdafaanın söz konusu olabilmesi için, mevcut ve somut bir silahlı saldırı olması lazımdır. Böyle bir saldırı da yoktur. Böyle bir saldırı olsa dahi meşru müdafaa zorunlu, orantılı ve münhasıran saldırıyı defetme maksatlı olmalıdır. Tampon bölge oluşturmanın yegâne amacının bir saldırıyı defetmek olduğunu ileri sürmek imkânsızdır.

Hukuki resim
Tampon bölge, güvenli bölge gibi ifadeler hukuki resmi değiştirmemektedir. Bir ülkenin toprağını hükümetinin izni olmadan veya bir BMGK kararı olmadan kontrol ediyorsanız bunun adı işgaldir. Bu durum fark edilmiş olsa ki hukuki gerekçe yaratma çabaları başlamıştır. Lakin hükümete yakın basında yer alan hukukilik iddialarının hiçbirinin hukukta karşılığı yoktur.

İnsancıl müdahale
Kosova operasyonu NATO üyeleri dışındaki uluslararası camia tarafından hukuki sayılmamıştır. NATO ülkeleri arasında da Belçika ve İngiltere dışında insancıl müdahale argümanını istikrarlı kullanan olmamıştır.
Bazı ülkeler konuya dair BMGK’nin kararlarının verdiği zımni yetkiye dayanmaya çalışmıştır. En önemlisi, operasyon sonrası çıkarılan 1244 sayılı kararla Kosova’daki askeri varlık meşrulaştırılmıştır. Bizim durumumuzda ne zımni destek devşirebilecek bir karar vardır ne de bir harekât yaparsak akabinde bir BMGK kararı çıkma ihtimali.

Koruma sorumluluğu
Koruma sorumluluğu hukuki olmaktan çok siyasi bir ilkedir. Hiçbir zaman kuvvet kullanmanın bir istisnası seviyesine gelmemiştir. Konuya dair tüm res- mi belgelerde koruma sorumluluğunun kuvvet kullanmaya dair mevcut hukuki rejim içinde hayata geçirileceği vurgulanmıştır.

Irak operasyonları
1. Körfez Savaşı BM Güvenlik Konseyi’nin 678 saylı kararı temelinde gelişmiştir. 2. Körfez Savaşı’nın hukukiliği çok tartışmalıdır. ABD ve İngiltere, Irak’ın daha önce çıkan BMGK kararlarına uymaması nedeniyle eskiden verilen yetkinin ihya olduğunu iddia etmişlerdir. Bizim durumumuzda bu tarz zayıf bir iddiaya konu olacak dahi bir karar yoktur.

Kore ve Barış için...
BM Genel Kurulu 1950 tarihinde aldığı bir kararla BMGK’nin kilitlendiği durumlarda kendisinin de kuvvet kullanmaya izin verebileceğini söylemiştir. Lakin karar bir istisna olarak kalmış ve Kore dahil hiçbir harekât sadece bu karar temelinde meşrulaştırılmamıştır. Her şey bir kenara bizim örneğimizde bir BM Genel Kurul kararı dahi yoktur. Bir başka örnek olan Libya’da, kapsamı konusunda tartışma olsa da, 1973 sayılı BMGK kararı vardır. Diğer verilen Kongo (Zai- re), Sierra Leone, Liberya gibi örnekler de kabili kıyas değildir. 1991’de Zaire’de Fransa ve Belçika vatandaşları için bir tahliye operasyonu düzenlemişlerdir.
İngiltere’nin 2000 yılında Sierra Leone’deki vatandaşlarını tahliyesi de büyük oranda BM gücü olan UNAMSIL’e destek kapsamında kalmış, Sierra Leone’nin meşru hükümeti tarafından onaylanmış ve BMGK’nin 1299 sayılı kararı ile tanınmıştır. Liberya’daki 1990-97 ECOWAS operasyonları genel kabul görmüş ve sonrasında BMGK kararları ile tanınmıştır.

Yanıtsız sorular
Görüldüğü üzere tampon bölge gibi bir hareketin hukuki temeli yoktur. Bu hareketi planlayanlar şu sorulara yanıt vermelidirler:
* Egemenliğini ihlal edeceğiniz devlete meşru müdafaa hakkı vereceğinizi düşündünüz mü?
* Bu devletin diğer devletlerden kolektif meşru müdafaa talep etme hakkı olacağını hesaba kattınız mı?
* Şimdiye kadar terörist kabul ettirebildiklerinizi kendi topraklarını savunan özgürlük savaşçıları durumuna getirebileceğinizin farkında mısınız?
* Türkiye’yi işgalci güç durumuna düşürmenin maliyetini hesapladınız mı?
* İşgal edeceğiniz topraklar AİHM’nin yargı yetkisine girecek, buralardan gelecek davaları düşündünüz mü?
* İlerde Suriye için bir uluslararası ceza mahkemesi kurulursa askerleriniz nasıl bir riskle karşı karşıya kalır biliyor musunuz?
* Türk anayasası sadece uluslararası hukukun meşru saydığı durumlarda kuvvet kullanmaya cevaz veriyorken bu çerçevenin dışına çıkmanın anayasal ve cezai sonuçlarını hesapladınız mı?  

Yrd. Doç. Dr. MEHMET KARLI 
Dr. BLEDA R. KURTDARCAN



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları