20. Yüzyılın Ecesiydi!

31 Ocak 2012 Salı
\n

\n

\n\n\n

Yıl 1932 Türkiye Cumhuriyeti 9, Mustafa Kemalin adını verdiği Cumhuriyet gazetesi ise 8 yaşındaydı…\n

\n

1932’de Cumhuriyet gazetesi Türkiye Güzellik Kraliçesi seçimini 4. kez düzenlemişti. O yılki yarışmayı Çerkez kökenli Tevfik Halis Bey ve Ferhunde Hanımın altı çocuğundan biri olan 19 yaşındaki Keriman Halis kazandı. Babası, elinden tutarak getirdiği kızının adını Cumhuriyetteki düzenleme komitesine yazdırmıştı.\n

\n

***\n

\n

Piyano çalan genç Keriman, ailecek müzisyen bir aileden geliyordu. Amcası ünlü operet bestecisi Muhlis Sabahattin Ezgi, halası da ünlü kadın besteci Neveser Kökdeş idi.\n

\n

İki yıllık eşi topçu subayı Mehmet Ali Üsküdarlının Çanakkale Savaşında şehit düşmesi ile 18 yaşında dul kalan Neveser Hanımın 500ü aşkın bestesi vardı. Ağabeyinin operetlerinde piyano, gitar, tambur çalan Neveser Hanım sıkıntılı günler yaşamış, vasiyeti gereği notalarını yaktırdığı için günümüze yaklaşık 100 kadar bestesi kalmıştı.\n

\n

Abdülhamit tahta çıkınca Abdülazizin başmabeyincisi olan baba Hurşit Beyi Adanaya sürmüştü. Muhlis Sabahattin 1890da Adanada doğdu. Muhlis Bey, Batı müziğine ilgi duymakla birlikte Jön Türklerin kurduğu Osmanlı Demokrat Fıkrasının Genel Yazmanlığını da yapan bir gazeteci idi.\n

\n

Monokl (tek camlı gözlüklü)gazeteci, Osmanlı hükümetine karşı yazıları nedeniyle Avrupaya kaçmak zorunda kaldı. Mesleğini bırakıp Avrupa ve Amerikada müzikle uğraştı. Mütarekeden sonra İstanbula döndü, ancak kente uzak bir köye sürgün edildi.\n

\n

Cumhuriyet döneminde yeğeni Keriman Halisin kraliçe seçilmesinden iki yıl önce kurduğu Süreyya Operetinde Surruriler, Dilligiller, Karacalar yetişti. Ayşe”, “Karım Beni Aldatırsa”, “Milyon Avcıları”, “Söz Bir Allah Bir gibi operet ve müzikli filmlerin bestelerinden sonra Operet Kralı ilan edildi.\n

\n

Ne var ki besteleri kardeşi Neveser Hanımın notaları arasında yakıldı. Yıllardır büyük coşku ile söylenen şu şarkının Muhlis Sabahattin Ezgiye ait olduğunu çok kişi bilmez:\n

\n

Hatırla sevgili o mesut geceyi\n

\n

Çamların altında verdiğin buseyi\n

\n

Bana sen öğrettin, bu aşkı sevdayı\n

\n

Ne çabuk unuttun beni sen hercai”\n

\n

1939’da kızı Melekin ölümü ile bunalıma girdi, verem hastalığına tutuldu. 1947de yaşama gözlerini yumdu. Cenazesinde, Şehir Bandosu bestecinin çok sevdiği, Ayşe operetinden Ayşenin Duası şarkısını çalarak eşlik etti.\n

\n

***\n

\n

Keriman Halis 1932 İstanbulunun o ortamında Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildi. Aynı yıl Cumhuriyet gazetesi, genç kızı Belçikaya Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışmasınagönderdi.\n

\n

31 Temmuzda 28 ülke adayının katıldığı yarışmada Dünya Güzeli seçildi, başı taçlandı. O an Türk bayrağı bulunamadığı için, sağlanan kırmızı bir atlas üzerine salonda ay yıldız işlenmiş, izleyicilerin alkışlarına balkondan dalgalandırılarak yanıt verilebilmişti. \n

\n

Kraliçeler gibi karşılandığıSirkeci Garından İstanbula dönen Dünya Güzeli kızımız, yarışma anını şöyle anlatmıştı: En sonunda ben ve Almanya güzeli kaldık. Kırmızı bir tuvalet giymiş, yakasına da beyaz kurdele takmıştım. Jüri başkanı elindeki zarfı açtı. Heyecandan bayılabilirdim. Ve bütün tiyatro salonu, Yaşasın Miss Turkey! sesleriyle inledi.” \n

\n

Yarışmayı izleyen Halit Turan Bey, anılarında o olayı ve sonrasını şöyle yazdı: Genç Cumhuriyet yönetimi ile saygınlığı artan Müslüman Türk kadınına, yarışmanın tamamı Hıristiyan olan jüri üyeleri, büyük bir hayranlık duygusunu dile getirdiler. \n

\n

Türkiyenin ilk Dünya Güzeli Keriman Halisin resimleri yabancı basında sürekli yayımlanmakla kalmadı, kartpostal olarak da basıldı. Batı dünyasında İslamiyet ile özdeşleşen Osmanlı İmparatorluğunun geleneksel bir bağnazlık içerisinde olduğu yönündeki önyargılar yıkıldı. Öyküsü, Japonyada okullarda ders kitaplarında Keriman Halis Olayı diye okutuldu. \n

\n

***\n

\n

Türkiye Cumhuriyetinde Atatürkün önderliğinde Türk kadınının erkek egemenliği ve baskısından kurtulmasının da simgesi oldu. Mustafa Kemal, Cumhuriyet gazetesini ve dünya güzelinin başarısını bir yazı ile kutladı.\n

\n

1933’te kadınlara muhtar olabilme, 1934te anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. Yarışmadaki başarısından sonra Atatürk, 1934te çıkan Soyadı Kanunu ile dünya güzeline kraliçe anlamına gelen Ecesoyadını resmi olarak verdi.\n

\n

***\n

\n

Bir yüzyıllık ömründe Keriman Hanım, Osmanlının son günlerini, Atatürk Cumhuriyetinin devrimlerini ve bugünlerde kadının türbana ve çarşafa sokulmasıve 2009da 953 kadının öldürülmesi olaylarını da yaşadı!\n

\n

Resimde önünde durduğu Haydarpaşa Garının da Sirkeci gibi 20. yüzyıl tarihindeki işlevine son verdirileceği anlaşılıyor! Keriman Halis doğduğunda, 1908de hizmete giren bu gar henüz beş yaşındaydı.\n

\n

Sirkeci Garı, Türkiyeyi Batıya açıyordu. Adını 3. Selimin subayı Haydar Paşadan alan bu gar ise Anadoluyu Batıya bağlıyordu. Zamanla çeşitli kazalara uğrayan ve 28 Kasım 2010 tarihinde çıkan yangında garın çatısı çöktü.\n

\n

***\n

\n

Sirkeci Garından kraliçe unvanı ile Türkiyeye çağdaş kadının simgesi olarak dönen Keriman Halis, Haydarpaşa Garının görkemi önünde Ece soyadı ile bu resmi çektirmişti.\n

\n

Cumartesi günü 99 yaşında ölen Keriman Halis Ece için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bir başsağlığı dileğinde bulundu.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları