Meriç Velidedeoğlu

Soykırım Üretmek!

03 Ekim 2013 Perşembe
\n

\n

\n\n\n

MERİÇ VELİDEDEOĞLU\n

\n

Kurtuluş Savaşı, İstanbul Hükümeti padişaha karşı bir isyan olarak görürken; dönemin emperyalist güçleri de bir çetenin işi olarak değerlendiriyorlardı.\n

\n

Kuşkusuz maşa olarak kullandıkları Yunanistanın algılayışı başka olacak ve Yunanistan görüşünü, Lozanda (22.11.1922) ortaya koyacaktı.\n

\n

Başbakan E. Venizelos bu ilk oturumda İzmire çıkmanın; Anadolunun içlerine dek yürümenin bir hataolduğunuaçıkça itiraf eder.\n

\n

Daha sonra bu hata”, Küçük Asya Felaketiolarak adlandırılır Yunanlılarca. \n

\n

Gerek bu itiraf, gerek bu adlandırma”; Batı emperyalizminin, Anadoluda Kurtuluş Savaşı ile uğradığı yenilginin, bütünüyle ortaya konuşudur.\n

\n

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin; bu savaşı kazanarak ulaştığı dört dörtlük yenginin (zafer) sonunda kurulduğunun; 29 Ekim 1923ün, Kurtuluş Savaşının ürünü olduğunun kendilerince de -ister istemez- tarih önünde onaylanmasıdır.\n

\n

Ne var ki, “90”lı yıllarda kimi Avrupa -daha sonra AB- ülkeleri tarafından iyice benimsenen soykırım modasına Yunanistan da katılacaktır; üstelik ürettiği yeni senaryolarla.\n

\n

İlkin, “1994” yılında, Pontus Rum soykırımıadıyla her yıl anılacak bir soykırım günü seçer: 19 Mayıs”.\n

\n

Çünkü bu yeni ürün soykırımın; Atatürkün 19 Mayıs 1919da Samsuna ayak basmasıyla başladığını, dünya kamuoyuna duyurmak temel amaçtır.\n

\n

Oysa tarihte tam tersi söz konusudur. Karadeniz Bölgesinde Trabzon merkezli eski Pontus Devletini canlandırmak için Rum çeteleri yıllardır, toplu öldürmelerle, inanılmaz kıyımlarla Karadeniz kıyı halkını canından bezdirmektedir.\n

\n

Atatürkün Anadoluya geçmesiyle bu korkunç kıyımın önünün alınmasını; Yunanlılar “1994”ten bu yana her yıl 19 Mayıs gününü lanetleyerek hınçlarını alıyorlar.\n

\n

Bu yıl, “2012”nin 19 Mayısında Yunanistan -bir bakıma- yalnız olmayacaktır; çünkü Türkiyede de İslamla bütünleşen bir yönetim isteyen Ömer Dinçer; M.E. Bakanı olarak 19 Mayısı, cüceleştirdiği bir kutlamayla anmaya hazırlanıyor; bu yıl için elinden bu kadarı geliyor; belki gelecek yıl Yunanistanla eşleşme olabilir.\n

\n

Umarız gençler, Atatürkün istediği gibi kutlamayı sürdürürler.\n

\n

Yunanistan ürettiği bu yapay soykırımın ardından, Batının ilan ettiği 24 Nisan 1915i, sözde Ermeni soykırımını da “1996”da kabul edecektir.\n

\n

Yine Batının, bu sözde soykırımı, “1915-1923” tarihleri arasına yayma girişimiyle Yunanistan da Anadolu yenilgisine verdiği Küçük Asya Felaketinin adını, Küçük Asya Soykırımına dönüştürüverir, “1999” yılının 14 Eylül günü.\n

\n

Pontus Soykırımı gibi bu da bütünüyle yalana, saptırmaya dayanan yeni bir Yunan soykırım üretimidir; her 14 Eylül günü anılacaktır.\n

\n

Amaç; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir sıra soykırım olayları üzerine kurulduğu görüşünü dünya kamuoyuna yutturmaktır.\n

\n

Ama boşuna bir çabadır bu; çünkü tarihin belgeselliğindeki (arşiv) onca belge; bunun ne denli bir düzmece”, ne denli bir maskaralıkolduğunu dünyaya haykırmaktadır.\n

\n

Dahası, bu belgelerin bir bölümü Lozanda da ele alınmıştır.\n

\n

“31.12.1922” günkü oturumda Türk Başdelegesi İsmet Paşa, dünya Kızılhaç Komitesinin temsilcileri M. Haccicus ve Guenodun sıcağı sıcağına yazdıkları kasım ayı raporunu okumuştu. Anadoludan yeni dönen bu ikili, raporda şöyle diyorlardı:\n

\n

Her ikimiz de 1918’den bu yana birçok felaketlere tanık olduk; fakat şimdiye kadar yıkıntılar arasında yaptığımız bu geziden daha acıklı bir görevde bulunmadığımız gibi, yüzleri hâlâ korku ve şaşkınlık yansıtan bu yerler halkının görünüşünden daha üzücü bir manzara görmedik. (...)\n

\n

Cepheden çok uzaklarda kalan Anadolu kasabalarının yakılıp yıkılması (...) Hıristiyanlarca metodluolarak yapılmıştır. (...) Avrupada herhalde askeri zorunlukdenecektir.(1)\n

\n

Raporda yer alan yıkımın, kıyımın dışında, bunların metodluolarak yapılmasına ve bütün bu olupbitenin, Avrupa tarafından savaş sırasında askeri zorunlukolarak kabul edilmesine de dikkatçekiliyor.\n

\n

Bu durum, Batının soykırımdeğerlendirmesinde, nasıl çifte standartbir tutum içinde olduğunu da açıkça ortaya koyuyor. Kendileri için zorunluk”, başkaları için suç!\n

\n

Kuşkusuz bu rapor tek değildir; öyle ki Anadoluda ilerleyen Yunan ordusunun yaptığı kıyımİstanbuldaki işgal güçlerince oluşturulan iki komisyontarafından araştırılmasını gerektirmiştir.\n

\n

Sonuçlar resimlerle birlikte “1921” yılının Haziranayında yayımlanan, Atrocites en Grecques en Turquieadlı kitapta toplanır.\n

\n

Kitabın önsözünde: İlk komisyon (...) Yunanlıların yaptığı tüm iğrençlik ve vahşeti yerinde gördü (...) Önceleri çocukların kollarını kesmekle yetiniyorlardı...\n

\n

Köylerde Müslüman halk okul ve camilere doldurularak diri diri yakılmışlar, köyler mitralyözle taranmış...” gibi inanılmaz kıyımlar ön bilgi olarak veriliyor.\n

\n

Bu kitap Türkçeye çevrilmiştir (2), gerek bu kitaptaki yadsınamaz belgeler, gerek Kızılhaç Komitesinin raporu, Anadoludaki Yunan katliamının her 14 Eylülgünü Yunanistanın önüne konacak belgeler olduğu kadar, Batı emperyalizminin soykırımı nasıl kullanıldığını da gözler önüne seriyor.\n

\n

1) Revue Internationale de la Croix Rouge, Kasım 1922.\n

\n

2) Türkiyede Yunan Vahşeti, Çev. Dr. N. Ekinci, Yeniden A. ve R. Müdafaai Hukuk Yay. 2006.\n

\n

\n

\n

[email protected]\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları