Seçmece Yargı Tarifleri

21 Şubat 2012 Salı
\n

MİT olayı, hükümetin bugüne dek yargıyı kullanarak atılan adımlara ilişkin ürettiği bütün politikaları çökertti.

\n\n\n

İlke olarak kimsenin karşı çıkamayacağı standart cümlelere dayalı olarak sunulan bu politikaların ağızlara en çok yerleşenlerini sıralayalım.

\n

Yasalar önünde herkes eşittir.

\n

Elbette... Buna kim hayır diyebilir ki? Diyenin hemen payı verilir:

\n

Ne demek mesleki özellikler, görev sorumluluğunun getirdikleri? Yasa ne diyorsa o. Şu kişilere uygulanır, şunlara uygulanmaz diye bir şey olmaz... Herkes eski alışkanlıklarını bıraksın...

\n

Bırakın yargı süreci işlesin.

\n

Elbette... Hukukun üstünlüğüne herkesin ve her kurumun saygı duyduğu bir ülkede, bundan doğal ne olabilir?

\n

Özellikle usul hatalarına yönelik eleştiriler dile getirenlere ilk bu uyarı yapılır, arkası şöyle getirilir:

\n

Yargının da kendi içinde bir işleyişi var. Evet, bazı usul hataları olabilir, ama böylesine önemli davalarda o kadar da olur. Olmaması en iyisi. Ancak bunları sık sık dile getirmek, hukuki sürece zarar veriyor. Bırakın yargı süreci işlesin...

\n

***

\n

Bu özlü sözlerin yanına bugünkü iktidar döneminde üretilen özel cümleler de eklenir:

\n

Artık yargı kimsenin arka bahçesi değildir.

\n

Yargı bağımsızlığını, yargıçların, savcıların sadece hukuka dayalı adımlar attığını, iktidarın hiç devrede olmadığını anlatmanın kestirme yollarından biri, bu cümledir.

\n

Adliye kaynaklı bir karar muhalefet ya da toplumun farklı kesimlerince eleştirildiğinde, en iyi savunma saldırıdır. Hemen yüklenilir:

\n

Siz bugünü eski dönemlerle karıştırdınız. Hükümetler yargıya talimat verecek, olmazsa hemen uygun yasa çıkarılacak... Artık yargıyı kimse bu şekilde kullanamaz. Arka bahçe özlemlerini bırakın, bir daha gelmeyecek.

\n

Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçtik.

\n

Bu cümle de kamuoyunda tanınmış kişilerin karşılaştığı bir haksızlık dile getirildiğinde kullanılan standart karşılıklardan biridir.

\n

Örneğin insanların mesleklerinden, mesleki faaliyetlerinden suç üretilemeyeceği söylendiğinde yanıt düğmesine basılır:

\n

Hiçbir meslek ötekinden üstün değildir. Bunu yapa yapa benim vatandaşımı hukuktan, devletten soğuttunuz. Biz üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçtik.

\n

Artık kimse kaynağını yasalardan almayan bir yetki kullanamaz.

\n

Elbette... Böyle bir yetki aşımı başladığında ipin ucu kaçmış demektir. Bunun azı çoğu da olmaz. Yetkinin dışına çıktığın an yasanın da dışına çıkmışsındır demektir. İşin püf noktası da bu zaten. Yasalara iktidar yorumu katıp titizlikle uygulamaya başladığında kapsamayacağı kişi ve kurum yoktur.

\n

Kişilerin suçu kurumlara yüklenemez.

\n

Güzel bir beylik söz daha... Bir kurumun en etkin kişilerine yönelik operasyon düzenlediğinizde, Daha yargılama yapılmadan büyük bir suç işlenmiş havası vererek o kurumu zan altında bırakıyorsunuz eleştirisi geldiğinde, işte karşılık:

\n

Kişiler suça bulaşmış olabilir. Ama bu, kurumlara mal edilemez. Tam tersine, suç işleyenler ayıklandığında o kurumun saygınlığı da artar...

\n

***

\n

Bir havalandırma yürüyüşünde aklıma gelen 20 kadar sözden birkaçını paylaştım.

\n

Soralım:

\n

Yukarıdaki derin, anlamlı sözlerden kaçı bugünkü tartışmaya uyuyor?

\n

Bu sözlerin bumerang gibi tümüyle bugünün iktidar sahiplerine söylenebilecek hale geldiğini görüyoruz.

\n

İşte size güncel bir tarif:

\n

Arka bahçedeki yargının görevi, üstünlerin hukukunu koruyup onların tümüne eşit davranarak hukuki sürecin başlamadan sona erdirilmesini sağlamaktır!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları