Ortadoğu ve Biz...

03 Ocak 2009 Cumartesi

Erdoğan, dün belediye başkan adaylarını açıklayacağı toplantının girişinde bile ilk olarak İsrail-Filistin savaşına değindi. Dakikalarca, Türkiyenin bölgede barış sürecinin öne çıkması için başlattığı girişimlerden söz etti.

Doğrudan Türkiyeyi ilgilendiren konularda öncelikli olarak susmayı yeğleyen, sorunu bütün hatlarıyla ortaya koyanları felaket tellallığı ile suçlayan Erdoğan, İsrailin saldırılarını doğrudan Türkiyeye yapılmış bir haksızlık olarak değerlendiriyor!

Biz de bu sütunlarda, İsrailin orantısız güç kullanımından çocukların ölümüne neden olan saldırılarına kadar sürdürmekte olduğu operasyonu kıyasıya eleştirdik. Ancak Erdoğanın bakışı başka...

Başbakana göre bu olay; Türkiyenin ekonomik krizden ne kadar etkileneceği sorusundan da, Iraktaki gelişmelerin terörle mücadelemize nasıl yansıyacağı sorusundan da önemli!

Bütün dünya dikkati çeken bir siniklikle yaklaşırken, Erdoğan, yemedi içmedi, zaten kendisini hiç ilgilendirmeyen yılbaşıydı demedi; önce Ürdün ve Suriyeye gitti. Dün de Mısır gezisine çıktı.

Yapılan açıklamalar, ilk turdan bir şey çıkmadığını gösteriyor. İkinci turun da sonuç vermesi beklenmiyor.

***

Napolyonun şu sözünü bu köşede yeri geldikçe konu ettik:

Coğrafya, ülkelerin kaderini belirler.

2009’un da bu sözün gölgesinde geçeceğini dikkate alarak, Ortadoğunun dengelerine bakalım...

Olmayan şeye bakılır mı, diyebilirsiniz ama, bakılır. Zira Ortadoğuda en büyük denge dengesizlik üzerine kurulu, desek abartmış olmayız.

Ortadoğuda görünen dengelerle, görünmeyen dengeler arasında bazen 180 derecelik zıtlıklar olabiliyor.

Türkiye, coğrafyasının da gereği bu bölgeyle doğrudan ilgili. Ancak, Türkiye bu bölgedeki dengelerin bir parçası değil, olmamalı. Geleneksel dış politikamız da bu yönde gelişti. Ankara, Ortadoğudaki bütün başkentlerle karşılıklı güven içinde görüşebilen çok az ülkeden biri... idi.

Başbakanın, İsrailin orantısız güç kullanımına karşılık orantısız tepkide bulunmasının Türkiyeye etkileri orantısız olabilir!

Tümce çok orantısız oldu, biraz açalım:

Daha Filistin kendi içinde barışamamış iken... Abbasla Hamas, birbirine karşı İsraile besledikleri kinden bile daha fazla kin besler iken... Türkiye attığı adımların nasıl sonuçlar vereceğini iyi hesaplamalı!

Arap ülkeleri Hamasa sa-kin bakarken, kimin hangi hesap içinde olduğunu iyi irdelemeli. Acaba Hamas bizim rejimimiz için de tehlikeli, ne olursa olsun Hamas bitirilmeli diyen Arap ülkesi sayısı kaçtır, sorusunu yanıtlamalı...

***

Soru:

Erdoğan, Ortadoğuda kendi siyasi çizgisine paralel başka bir Sünni denge arayışında mı?

Başbakanın Hamas liderlerinden Halid Meşale, meşale olmaya girişmesi hâlâ belleklerde!

Bu denge, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) içinde alt taslaklardan biriydi. BOPun çöktüğünü, projeyi çizenler de kabul ediyor, en azından başka bir adla”, başka piyonlarla yürümesi gerektiğini dillendiriyor.

Eğer Erdoğan, Ortadoğuya barış getireceğim hamas-etini dozunda tutmazsa, öteki Arap ülkeleriyle deve sırtı düzlüğünde devam eden ilişkilerimiz de bundan olumsuz etkilenebilir.

Ortadoğu, savaşın barıştan daha kolay olduğu bir bölge...

Ortadoğu, savaşın getirisinin barıştan daha çok olduğuna inanan yönetimlerin etkisinde...

Bu tablonun ortasında bir Sünni denge aramak...

Suni olur!

ankcum@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozgiller! 23 Nisan 2024
İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları