İlk turun ardından

16 Temmuz 2015 Perşembe

Koalisyon görüşmelerinde ilk tur tamamlandı. AKP sanki kendisinden başkası hükümet kuramazmış gibi bu sürenin neredeyse tümünü tek başına kullanma niyetinde görünüyor.
Oysa ilk turu, görev aldıktan hemen sonra bir gün içinde tamamlayabilirdi. Önümüzdeki süreçte, bayramın ardından ikinci tur yapılacak. Bakarsınız bir tur daha yapılır.
Gelinen noktayı özetlemek gerekirse...
Yeri geldikçe vurguladığımız gibi önceki koalisyon deneyimlerinden farklı olarak en sorunlu ve aktif oyuncu Cumhurbaşkanı... Her iftarda ağzını iftiharla açan Erdoğan, hükümet seçenekleri üzerine fetvalar veriyor. Erdoğan’ın bu konuşmalarında kullandığı dille kendisine yanıt vermek gerekirse şöyle başlamak kaçınılmazdır:
Sen kimsin?
Anayasanın 104. maddesine göre, devlet kurumları arasındaki dengeden sorumlu, siyasi partilere tarafsız davranması gereken bir kişisin.
Hükümeti kurmaya ilişkin tek sorumluluğun da seçimlerin ardından olabildiğince çabuk, hükümeti kurmaya en yetkili partiye görev vermek. O kuramazsa, bir sonrakine vermek.
Siyasetin içinden gelen cumhurbaşkanları dahil bu gelenek ana hatlarıyla bozulmadı.
Ancak şimdi Erdoğan, seçimlerde oy istediği partisiyle hükümet kuracak partiyi hizaya getirme işine girişiyor. Halk Erdoğan’a “Sen görevini yap siyasete karışma” dedi. Şimdi bu sözü Erdoğan’a parlamentonun da hatırlatması gerekiyor.

***

MHP’nin koalisyon görüşmelerinde en deneyimli parti olduğunu söylemek abartma olmaz. 1980 öncesi Milliyetçi Cephe koalisyonlarından, 1999’un DSP’li koalisyonuna kadar uzanan bir deneyimi var.
Davutoğlu - Bahçeli görüşmesinin iki partinin koalisyonun kurması açısından verimli geçmediği, hatta MHP’nin ret cevabı verdiği görüşü hâkim. Oysa gelinen noktayı MHP’nin geçmişteki deneyimleriyle birleştirince MHP’nin AKP’ye karşı mesafeli durma ama konumunu güçlendirme politikası izlediği söylenebilir.
Kaldı ki tepede Erdoğan’ın sürekli hükümet ölçüleri verdiği bir ortamda AKP ile koalisyon kurma olasılığı olan partilerin buna göre davranması gerekir.
MHP’nin eylemiyle söylemi örtüşüyor mu?
Bu soruya uzun uzun yanıt vermek yerine iki durumu anımsatmakla yetinelim. Meclis Başkanlığı seçiminde MHP, Suriye Süleyman Şah olayı nedeniyle “Sıvışma Bakanı” ilan ettiği AKP’nin Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ı Meclis Başkanı yaptı. Buna karşılık AKP de önceki gün MHP’ye bir RTÜK üyeliği armağan etti. Bu iki alışveriş arasında MHP, AKP ile koalisyonu reddetti!

***

Dünkü AKP - HDP görüşmesinden çıkan sonuç şaşırtıcı değildi. HDP, AKP ile CHP’nin koalisyon kurmasını, kendisinin de bu hükümetin deyim yerindeyse “sicil amiri” olmasını istiyor. Tabii ki devamında da bir sonraki seçimde CHP tabanından alabileceği en çok oyu hesap ediyor.
Buna Anadolu’da “alan da kaçan mı?” derler!
Yukarıda MHP’nin AKP ile diyaloğu için ortaya koyduğumuz zıtlıkları HDP için de vurgulayabiliriz. Seçimden birkaç ay önce Dolmabahçe mutabakatı imzalayan iki parti 13 yıldır açık - gizli temaslar içinde. Bugünse, AKP’ye göre “Koalisyon yapılması en uzak parti!”
Pilav daha çok su kaldıracak...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları