İletişim Patlıyor daNe Oluyor?..

10 Mart 2012 Cumartesi
\n

\n

Geçen gün hesapladım; sabit telefonu, cep telefonu, interneti, Digitürk aboneliği ile 3 kişilik hanemizin iletişim harcaması ayda 350 TLyi buluyor. Asgari ücretin yarısına denk bu harcama, çok değil 15 yıl önce bir sabit telefon faturasından ibaretti. Ona da yüzde 50 basın kartı indirimi uygulanıyordu. Son model iletişim nimetlerine gark olmuştuk ama bütçede iletişimin payı da arttıkça artmıştı. Bu, hiçbir sınıfsal ayrıma uğramadan, zengin-yoksul tüm kesimler için geçerli. Mutfaktan, sağlıktan, eğitimden, barınmadan kesilen, iletişime gidiyor desek başımız ağrımaz.

\n

Gerisinde kalmayı mahrumiyet saydığımız ama erişince de oburca tükettiğimiz, Daha çok konuş, daha çok kullan gazına geldiğimiz bu furya, iletişim şirketlerine, donanım üreticilerine milyarlar kazandırıyor. Maliye de vergi olarak hatırı sayılır bir pay alıyor bu kışkırtılmış ihtiyaçtan

\n

Öyle böyle değil, inanılmaz bir iletişim tüketimi içindeyiz. 2004te 35 milyonu bulmayan cep telefonu aboneliği 2011 sonunda 65.5 milyon olarak açıklandı. Bu, 75 milyon nüfuslu Türkiyede, 0-6 yaş grubunu dışarıda tutarsak, kişi başına 1 cep telefonu aboneliği anlamına geliyor.

\n

Sabit telefon kullanmak ise giderek demode oluyor; 15 milyona geriledi sabit telefon aboneliği. Ya internet patlaması?.. 2004’te yarım milyon olan abone sayısı 2011 sonunda 14 milyonu geçti.

\n

Kaynak:Bilgi ve Teknoloji Kurumu veri tabanı

\n

\n

İletişim teknolojisindeki buluşların, meta üretim bandına koyulmasından bu yana, hem cihazı hem iletişimi -abartılı haliyle- 7den 70e herkese kullandırmakla, şirketlerin kasalarına giren paranın haddi hesabı yok.

\n

81 milyon telefon, 14 milyon internet abonesinden, iletişim firmalarının kazandıkları, sadece 2006-2011 döneminde 120.5 milyar TLyi buldu. Pazarın net gelirine her yıl 1 milyar TLlik bir dilim ekleniyor. Pazardan aslan payını sabit telefon ve internet üstünden Türk Telekom (yüzde 37) ile cep telefonu hâkimi Turkcell (yüzde 38) alırken, Vodafone ile Avea, kalanı paylaşıyorlar.

\n

Bununla kalmıyor tabii. Mehmet Şimşekin Maliyesi de bu iletişim furyasından şirketlerin net gelirinin üçte ikisini bulan 90 milyar TLyi Özel İletişim Vergisi, KDV ve GSMden Hazine payı gibi adlarla bütçeye çekip aldı. Türkiyede iletişimden alınan verginin emsali dünyada var mı? Sanmam, yok.

\n

Bitmedi. Bir de cep telefonu cihaz tüketimi var. Bir tür prestij unsuru haline getirilen cep telefonlarımızı her yıl yeniliyoruz. Cep telefonu ithalatına ödenen dövizi Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan 2011 için 1.8 milyar dolar ve sayı olarak 14.3 milyon cep telefonu şeklinde açıkladı.

\n

***

\n

İletişim tüketimimiz yılda yüzde 15 artışla doludizgin artıyor. 2011de telefonla yapılan konuşmalar, 170 milyar dakika olarak ölçülmüş. Atılan SMS sayısı ise 160 milyar adet TÜİKin araştırmasına göre erkeklerin yüzde 55i, kadınların da yüzde 35i internet kullanıyor. Peki, bu iletişim araçlarını kullanarak ne konuşuyor, ne tür mesajlar gönderip alıyor, internette ne yapıyoruz? Kısaca iletişim ağını ne için kullanıyoruz?

\n

Bu sorunun yanıtını çoğumuz biliyoruz, aslında. Bu iletişim ağında dolaşan sözcüklerin ağırlığını, dünyayı anlamak ve değiştirmek amaçlı bilgi, bilginin üretimi ve paylaşımı oluşturabilirdi, ama değil. Bu muhteşem iletişim imkânı daha adil, daha demokratik bir dünyayı inşa etmemize yarayabilirdi, ama öyle kullanmıyoruz. Ne yazık ki, bugünkü kullanımıyla, mevcut egemenlik ilişkilerini yeniden üretmeye, tüketimi hızlandırmaya, muktedirlerin tahtını güçlendirmeye yarayan, uyutan, oyalayan, uyuşturan bir iletişim kullanımımız var bugün.

\n

Yine de tersini yapmak elimizde. Farklı bir iletişim kullanımı ve onu, farklı bir dünya yaratmada kullanma, hâlâ mümkün. Yeter ki, bunu isteyelim.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları