Yine Twitter’a sansür

26 Temmuz 2015 Pazar

Bu sefer “aç kapa” yaptılar.
Dört saat süreyle kapattılar Twitter’ı. Sonra açtılar.
Niye?
Suruç katliamına ilişkin fotoğraf ve videoları kimse görmesin diye.
Ne oldu peki?
Türkiye’de Twitter’ın engellenmesinin ardından başlatılan #TwitterBlockinTurkey (Türkiye’de Twitter engeli) etiketi dünya genelindeki en popüler etiket oldu.
Sansür sadece Türkiye’yi dünyaya rezil etti.
Türkiye’nin internet kullanıcısı artık deneyimli. Yasak geldiği an yasağı hızla aşıveriyor.
Şöyle demiş bir Twitter kullanıcısı:
“Sırf Twitter yasaklandı diye girdim. Yoksa girmeyecektim.”
Diğeri ona yanıt vermiş:
“Yasaklandı mı Twitter, kesin mi? Bakın ona göre çıkacağım. Yasak bir iş yapmış olmayayım.”
Bir başka Twitter kullanıcısı durumu şöyle özetlemiş:
“Twitter’a açıkken 7 milyon, kapalıyken 10 milyon kişinin girebildiği ülkeye Türkiye denir.”
Sansürün ne denli etkili olduğunu bu mesajlar anlatıyor sanırım.

Twitter kullanıcılarının bazı Tweet’leri şöyle:
“Hâlâ öğrenemediniz mi, engelleyemezsiniz.”
“Hayır, tekrarlanacak seçimlerde AKP yine tek başına iktidar olamazsa ne olacak? İktidar olana kadar habire seçim mi yapacağız.”
“Ülkede milli yas ilan edileceğine, Twitter’ı kapıyorlar. Sanki biz VPN falan bilmiyoruz.”
“32 kişinin katledilmesine engel olamayan devlet, çözümü yine Twitter’a erişim yasağı getirmekte buldu.”
“İnsanların öldürülmesini engellemektense, ölümlerinden haberdar olunmasını engelleyen sisteme ne denir?”
“Ölümleri, savaşları, sömürüyü değil; bağımsız haber alma kaynaklarını engelleyen devlet ideolojisine ne denir.”
Tüm bu mesajlar, Twitter yasaklandığında atılmış.

Artık internet yasaklarını aşma kılavuzları bile ilgi görmüyor.
Yasak geldiği an, onu aşacak yöntemler hemen uygulamaya konuveriyor.
Türkiye’deki sansürcü zihniyet bunu anlamak istemiyor.
ABD’nin saygın düşünce kuruluşlarından Freedom House’un raporundaki şu tümce dikkatimi çekiyor:
“Türkiye internet özgürlüğünde Uganda, Angola, Tunus, Singapur, Endonezya, Zambiya, Fas, Ürdün, Libya Bangladeş ve Ruanda’nın gerisinde.”
Türkiye’nin dijital dünyadaki yeri zaten parlak değil.
Dünya ortalamasının biraz üzerindeyiz. Fakat Avrupa ortalamasını bir türlü yakalayamıyoruz. Avrupa ülkeleri arasında genellikle son sıralarda yer alıyoruz.
Yayımlanan son OECD raporuna göre, OECD’de nüfusun ortalama yüzde 81’i internet kullanıyor. Türkiye’de bu oran sadece yüzde 48.5.
Peki, sonuncu olmadığımız alan ne?
Sosyal medya.
Bu alanda gerçekten başarılıyız. Onu da devlet habire sansürlemeye çalışıyor.
İnternetle kavgalıyız anlayacağınız. Yöneticiler korkuyor internetten. Düşünce özgürlüğünden de korkuyorlar.
Geçen yıl yayımlanan “internetin dünya haritası” zaten Türkiye’nin durumunu açıkça ortaya koyuyordu. Ülkelerin internet kullanımını renklerle gösteren bir dünya haritası hazırlamışlardı.
Kimi zaman bu tarz görseller, sayısal verilerden daha etkili oluyor. Somut durumu daha iyi anlamamızı sağlıyor. Kimi portallar, haberi “Türkiye’nin dijital dünyadaki görünümü puslu” başlığıyla vermişlerdi. Gerçekten de öyleydi. Parlak renklere boğulmuş Avrupa’nın yanında Türkiye belli belirsiz görünüyordu.
Bir dostum şu yorumu yapmıştı:
“Bu kafalar değişmezse ülkenin geleceği de puslu.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları