Öldürmelerin yandaşlığı...

27 Temmuz 2015 Pazartesi

“İnsan olan, bunca gencin öldürülmesine yandaş çıkabilir mi?”
Özellikle sosyal medyada, Suruç’ta öldüren 32 gencin ardından son günlerde neredeyse “Oh olsun!”u da çağrıştıran bazı söylemler karşısında en çok sorulan sorulardan biri.
“İnsan olan, bunca gencin öldürülmesine yandaş çıkabilir mi?”
Çıkar! Gerçi çıkanlar, aslında insan değildir hiç kuşkusuz -sadece insan kılığında yeryüzüne salıverilmiş yaratıklardır. Yaratılma amaçları ise eylemleri ile olabildiğince çok sayıda insanı insanlığına yabancılaştırmak, dahası, zemin elverişli ise onları kendilerine bile fark ettirmeden insanlıklarından etmektir.
Ama ben, bu yazımda onlara seslenmiyorum.
Biraz yukarıdaki soruyu içtenlikle insanlık adına bir isyan çığlığı olarak seslendirenlere sesleniyorum.

Ölümlere yandaş çıkabilir mi?
Soruya çok korkutucu bir yanıt vermek üzere olduğumun bilincindeyim. Ama gerçek diye adlandırdığımın korkunçluğundan çekinip susarsam eğer, o zaman, evet, işte o zaman bu kez gerçek adına yalan söylemeye başlayacağımın da bilincindeyim. Oysa yıllardır yabancı bir deneme yazarından alıntıladığım “Gerçek, hiçbir yalana benzemeyen bir şeydir...” tümcesini kendim için bir yazma ve yaşama ilkesine dönüştürmedim mi?
O halde sizlere, yani biraz önce insanlık adına bir isyan çığlığı diye nitelendirdiğim soruyu içtenlikle soranlara şimdi benim bir sorum olacak: Çok haklısınız, insan olan, bunca gencin öldürülmesine yandaş çıkamaz. Ama geçmişinizin herhangi bir dönemecinde siz de, üstelik belki o anda farkına bile varmaksızın, bazı öldürmelere yandaş çıkmış olabilir misiniz? Ve hepimizi bugünlere sürüklemiş olan o kapkara ölüm köprüsünün temel taşları arasına sizin o anlık yandaşlıklarınız da karışmış olabilir mi?

‘Ama’ sözcüğünün korkunçluğu!
Ama...”
, sadece üç harften oluşma, basitin basiti bir sözcük. Gel gelelim her şey, o üç harfin arkasından gelecek olanlara bağlı. Çünkü öyle şeyler gelebilir ki, öyle şeyler ekleyebilirsiniz ki, “ama” diye başladığınız cümleniz, sizi bir anda bir öldürme yandaşına dönüştürebilir, ve işin en korkunç yanı, siz bunun farkına bile varmamış olabilirsiniz!

Örneğin karşı görüşten, karşı gruptan, karşı partiden, karşı her ne ise ondan -bir genç öldürüldüğünde, ve biri de çıkıp bu ölüme, böyle bir cinayete isyan ettiğinde, isyanını yazılı ya da sözlü dile getirdiğinde, siz hiç “Ama...” ya da “Ama kardeşim...” vb. dediniz mi?
Dediniz!
Hâlâ da demektesiniz!
Ve her deyişinizle, bu iklimde yaşayanların sesleri biraz daha insan sesi olmaktan çıkıyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları