Had-dini Bil!

03 Ağustos 2015 Pazartesi

Yıllarca milli iradeyi dilinden düşürmedin. Sanki en çok oyu almak her şeyi yapma hakkını elde etmek demekmiş gibi, muhalefetin üstüne bile milli irade bende diye gittin.
Bu yolda hukuku bile tanımadın. Milli irade bendeyse hukuk da benim dedin.
Yetmedi, anayasa da benim dedin, seni bağlayan tüm hükümlerini yırtıp attın.
7 Haziran seçimlerinde muhteşem bir final tasarladın. Tüm partiler senin altındaydı. Onlar kendi aralarında 4 eşit partiymiş gibi çalışacaktı. Sen tümünün üstünde, her türlü yetkiyi kullanarak, tabii ki hiçbir sınır tanımayarak seçime girdin.
Meydanlarda bangır bandır bağırıp 4 partiden sadece birine oy verilmesini istedin. Önce 400 sandalye dayattın, baktın olmayacak 330 da olur dedin.
Onun da olmayacağını anlayınca, şimdilik tek başına iktidar yeter, devamına sonra bakarım, dedin.
Seçimlerden bu da çıkmayınca ilk yaptığın şey milli irade sözcüğünü belleğinden silip atmak oldu.
Artık milli irade yok, milli idare var. O da sensin. Senden başka idare yok... Tıpkı milli takım, milli marş gibi bir milli idaremiz var, o da sensin.
Senin dışında başka bir idare edenin olabileceğini düşünmek bile suç.

***

Yıllarca yaptığın her şeyi en demokratik adım diye halka sundun. Buna bir de isim takıp ileri demokrasi dedin. Kimse senin karşında bir adım ileri gidemezdi, gidene haddi bildirilirdi, bunun adı ileri demokrasiydi. Öyle ya, demokrasi zaten yeterince ileri gitmiş, başkasının ileri gitmesine ne gerek var.
7 Haziran’da başkanlık hayallerin sandığa gömülünce milli iradeyi de parlamentoya gömüp yeniden tek güç olmanın yollarını arıyorsun.
Önce kendine zaman kazandırdın, sonra muhalefeti parçaladın, devamında da seçim sonuçlarını fiilen tanımayıp yine tek başına iktidarmış gibi devam ediyorsun.
Ancak bunun uzun süre devam ettirilemeyeceğini sen de biliyorsun. Onun için yeni bir seçim yapıp istediğin sonucu almak istiyorsun.
O zaman da olmazsa ne yapacaksın?
Yeni bir seçim daha mı?
Bunun çok zor olacağını bildiğin için, son kozunu çok güçlü oynamak istiyorsun.
Ben gidersem istikrar da gider, çünkü ben ve istikrar birbirinden ayrılmaz ikiliyiz, desen tutmayacak.
Daha da ileri gidiyorsun, ben gidersem terör gelir, çok fena olur, demeye hazırlanıyorsun.

***

Bütün bunların yetmeyeceğini bildiğin için, senin dışındaki tüm partileri aşağı çekip, rakipsiz hale gelmek istiyorsun.
Birini terörist ilan edeceksin...
Birini çözümsüz ilan edeceksin...
Birini koltuğunun altına alacaksın...
Kendini de tek seçenek olarak dayatacaksın.
Halka soracaksın:
Benlerden ben beğen, hangi ben?
Halk da senlerden sen beğenecek...
Öyle mi?
7 Haziran’da halk tercihini yaptı, senin anayasal sınırların dışına çıkmadan görev yapmanı istedi. Sen de ona, iyi karar vermedin bir daha karar ver diyeceksin...
Öyle olmayacak...
Zira bu işin doğasına ters...
Halk senin yenilebileceğini gördü. Bugün elde etmiş gibi göründüğün psikolojik üstünlük kalıcı, sandığa yansıyıcı bir şey değil.
Sadece demokrasilerde değil, hiçbir rejimde halka karşı durulmaz.
Halkla inatlaşılmaz.
Her şeyi bir yana bırak, dilinden düşürmediğin Osmanlı’nın tarihine bir bak...
Halkla inatlaşan padişahlar her şeye rağmen, elindeki onca güce rağmen ayakta kalabilmişler mi?
İnsanın haddini bilmesinin ne kadar zor olduğunu bildikleri için onlar da padişah tahta çıkarken hep bir ağızdan yüksek sesle haykırmışlar:
Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var!
Sen de biraz had-dini bil...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları