Barış, barış, barış!..

03 Ağustos 2015 Pazartesi

Seçimlerden sonra sekiz hafta geçmesine karşın hükmet kurulamadı. Bu sırada yaşanan siyasal gelişmeler ülkeyi, korkutucu bir savaş ortamına taşıyor. Bu nedenle, eğer bir AKP-CHP ortak hükümeti kurulacaksa, o hükümetin ilk gündem maddesi barış olmalıdır.

Koalisyon eli barış için sıkılmalı
Ülkenin yeniden PKK terörünün içine sürüklenmesinin çok sayıda bilinen ya da bilinmeyen nedeni vardır ve terör karşılıksız bırakılmamalıdır. Ancak bu duruma gelinmesinde, akıl almaz bir tutumla çözüm sürecini sonlandıran AKP iktidarının büyük yanlışlarının payı olduğu da çok açıktır.
Bu koşullarda CHP’nin AKP ile hükümet ortağı olmasının bir tek olumlu ve anlamlı nedeni olabilir; o da barıştır. Başbakan ve CHP Genel Başkanı koalisyon konusunda anlaşıp el sıkıştıkları anda çatışmasızlık kararlılığı da çok açık bir biçimde kamuoyuna açıklanmalıdır; bu sağlanmıyorsa, koalisyon için el sıkışmak bir büyük ve tarihsel yanlış olur.

HDP’siz asla!
Barış kilidinin açılmasında asıl anahtar HDP’dir. Yıllarca, geçtik kamuoyunu, Meclis’i bile bilgilendirmeden, çözüm süreci adı altında İmralı ve Kandil ile görüşmeler yapan ve bunda tam anlamıyla başarısız olan AKP’nin HDP olanağını değerlendirmesi gerekirdi. AKP’nin bunu yapacak yerde bu partiyi barış sürecinden tamamıyla dışlamasının, daha da kötüsü en ağır sözlerle suçlamasının ve yargılama sopasını göstererek baskı altında tutmak istemesinin hiçbir barışçı gerekçesi olamaz.
Sözcülerinin açıkladığı gibi AKP, HDP’yi kendi seçim yenilgisinden sorumlu tutuyor. Ancak HDP’yi hedef seçmesinin açıkça dillendirilmeyen çok daha derin bir gerekçesi var; bu partinin düşünsel duruşu. Gerçekte, seçimlere gidilirken, özgürlük, eşitlik, barış ve solcu vurgularıyla; başkan olamayacaksın, yaptırmayacağız kararlılığıyla, Diyanet’i sorgulayan söylemi ve diğer çağdaş açılımcı yaklaşımlarıyla HDP, AKP’ye uygun deyimiyle kök söktürdü. Bu görüşlerin toplumda güçlenmesinden ürken AKP, hem geçen seçimin ve hem de gelecek seçimin hesabını HDP üzerinden görmek istiyor.
Nedeni ne olursa olsun, AKP’nin seçimlerden sonra izlediği HDP politikası, barışa giden yolu havaya uçurmak; özellikle sorunun Meclis’te ve demokratik çözümünü engellemek anlamına geliyor.

Demokrat olmanın sorumluluğu
Bu ülkede seçmenin iradesine saygı duyan, kendisine demokratım diyen gerçek ve tüzel kişilerin tümünün, öncelikle de siyasetçilerin, AKP baskısı karşısında HDP’nin yanında yer almaları gerekir. Çünkü, AKP’nin TBMM’de 80 milletvekili bulunan HDP’ye karşı yürüttüğü linç kampanyası seçmen iradesine, daha doğrusu halkın egemenliğine çok açık bir saldırıdır.
Yerlerde sürünen ülke demokrasisinin, hiç olmazsa, kalan tek olumlu tarafını, sandık sonuçlarına saygı özelliğini yitirmemesi gerekir. AKP’nin ve ona eşlik eden MHP’nin yaptığı gibi HDP’yi terör örgütü ile eşitlemeye çalışmak, bir taraftan HDP’yi önemsizleştirmek isteyen PKK ile aynı çizgiye düşmek, diğer taraftan da demokratik bir süreci baltalayarak anayasa suçu işlemektir.

***

Barış, yaşamdır. CHP, ortak hükümetin barış için kurulması gerektiğini özenle öne çıkarmalıdır.
Temel özelliklerinden biri ölüme övgü olan ya da savaşçı siyasal İslamcı AKP ile bir ortak hükümet kuracaksa CHP’nin yapacağı ilk iş, hemen barış için gerekenleri yapmak; HDP’nin bu sürece katılımını sağlamak ve bu ülkenin insanlarının yaşama hakkını güvence altına almak olmalıdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları