Bağış Erten

Neler yapmadılar ki Türk sporu için…

05 Ağustos 2015 Çarşamba

Zor zamanlardan geçiyoruz. Futbol olarak değil toplum olarak. Savaş çığırtkanları vatan sevgisini bahane ediyor, ülkesini en çok düşündüğünü söyleyenler karanlık hesaplar peşinde. Her gün karnımıza ağrılar giriyor, kaygılar artık gündelik hayatımızı etkiliyor. Kime güveneceğimizi bilmiyoruz. Kimin gerçeği söylediğinden emin değiliz. Ama kimlerin kötü adam olduğunu ise gayet iyi biliyoruz.
Zaten biz futbolseverler bu yalan yüzleri iyi tanırız. Onlar hep ön plandadır. En çok bağıran en haklı sayılır düsturuyla hep onların sesi çıkar. Kimse onlar kadar sevmez kulüplerini. Ne yaptılarsa bu taraftar için yaparlar. Mangalda kül bırakmazlar. Her şey onlardan sorulur.

Kaybedenler kulübü
Oysa biliriz, bu lafı güzafla oyalarlar bizi. Sevdiğimiz bir şeyi, futbolu kullanıp duygu sömürüsü ve algı yönetiminde usta olmuşturlar. Kulüplerinin geleceğini ipotek altına alıp sükseli transferler yapanlar mı istersiniz; kaptanlarını TV programlarında harcayanlar mı; kendi egolarının önünde kim varsa silip süpürenler mi istersiniz, kendisinden başka kimsenin sözünü dinlemeyenler mi?
Gözümüzün önünde yaparlar bir de bunu. KAP’a bildirseler de, finansal fair play baskısı da olsa, ‘cambaza bak’ derler bize, istediklerini yaparlar. Her mali ya da idari genel kurulda kalkar eller, iner eller ve tertemiz olur kulüpler. Yepyeni stadın gelirlerini birkaç yılda heba edenler de sorumluluktan kurtulur, zamanında yetiştiremeyenler de, şampiyon takımın göğsüne reklam bulamayanlar da.

Kırıklarla dolu karne
Diyeceksiniz ki; isim vermeden, böyle genel konuşmak kolay. Gerçi siz anladınız kimden bahsettiğimi ama ille de isimse onu da verelim. Sadece şu rakam yetmez mi? Trabzonspor’un mangalda kül, köz, odun, kömür ateş vs bırakmayan başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun işte size karnesi: Hacıosmanoğlu şu ana kadar Trabzonspor’da transfere 45.5 milyon Avro harcadı, futbolcu satışından 17.9 milyon Avro gelir elde etti. Kulübü sadece transferlerden 27.6 milyon Avro zarara soktu. Yetmedi üç teknik adam 2 sportif direktör 12 yönetici değiştirdi. Bu takımın yakın sayılabilecek bir tarihte sıfır borcu vardı. Sorun bakalım şimdi durum ne? Bakın, 3 Temmuz travmasından bahsetmiyorum hiç. Sadece rakamlardan konuluyorum. Mali işlerden… Oysa var mı onun kadar Trabzon’u seven? Var mı onun kadar sert konuşan? Peki bu rakamlar ne? Hani vatanını/kulübünü en çok seven işini en iyi yapandı?
Ne diyordu Orhan Veli. Neler yapmadık ki şu vatan için? Kimimiz öldük kimimiz nutuk çektik.

Doğru soru: İbrahimoviç gelsin mi?
Bakmayın başlıktaki ‘gel-gel’e, derdim o değil. Ben gelse ne olur, gelmese ne olur tarafındayım. Tabii ki İbrahimoviç hepimizi heyecanlandırır. Tribünleri coşturur. Dünyanın gözünü bu topraklara çevirir. Ama hakikaten onca paraya değer mi? Yıllık 15-20 milyon Avro alacak gelirse.
Malum bu sezon kulüplerimiz nereden bulduklarını pek anlamlandıramadığımız bir şekilde bol bol para harcıyorlar. Van Persie senede garanti para olarak 4.9 milyon Avro; Mario Gomez 3.5 milyon Avro alıyor. Nani’nin yıllık kulübe maliyeti, eğer 30 maç oynarsa 4 milyon Avroyu aşacak, Podolski de benzer maliyetlerde. Alsınlar, Allah da artırsın. Gözümüz yok. Hatta devamı da gelsin. Ama bu harcanan paraların arkası var mı, neyle finanse edilecek sorusu hep havada kalıyor ya, ben de pek çoğunuz gibi orada takılıp kalıyorum. Bir şey söylemeye kalksanız, hemen taraftarlarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Kızıyorlar: “Ne var gelseler” diyorlar. Oysa şöyle düşünsek mesela, hâlâ doğru der miyiz bu hamlelere?

Bütçe mi dediniz?
Ailenin geçimi sizden soruluyor. Bir şekilde yıl sonunu zor getiriyorsunuz. Maliye de peşinizde, bankalar da. Ama çocuklar bisiklet istiyor, yeni elbise istiyor vs. Siz oradan bulup, buradan yaratıp alıyorsunuz elbiseleri, bisikletleri. Ama sonra birden diyorsunuz ki size Ferrari alayım mı? Kim istemez ki onu. Çocuklar hiç mutsuz olur mu böyle bir şeye? Ama aile bütçesi diye de bir şey var değil mi? Nasıl çıkacak o Ferrari’nin maliyeti? Allah kerim. Olmuyor işte.
Hadi futboldan veriler sunayım size. Bu sezon adı transferde 100 milyon Avrolarla anılan Pogba geçen sezon ne kadar alıyordu, biliyor musunuz? 4.5 milyon Avro. Aynı bir İtalyan anıtına dönüşen büyük kaptan Totti gibi. Yani Van Persie’nin Fenerbahçe’den aldığından az.
Tabii ki biz bu yıldızları buralara getirmek için daha fazla vereceğiz. Ama bunun bir haddi olmalı değil mi? Van Persie, Podolski, Gomez neyse de Ibrahimoviç istiap haddinin ötesi değil mi?
Kabul, İbrahimoviç için heyecan içinde çocuklar. Haksız değiller. Bir kez adı telaffuz edildiğinde bile insan bir hoş oluyor. Van Persie ve Nani için kombineleri aldı bizim çocuklar. Haklılar, zamanı gelse de gitseler. Yeni statta Quaresma ve Gomez seyretmek hangi çocuğu havaya sokmaz. Bekliyor bizim çocuklar.
Peki aile bütçesi? Ay sonu gelir mi böyle?    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları