Yine vatan seviyor bizimkiler…

05 Ağustos 2015 Çarşamba

Batı ile Doğu’yu, daha doğrusu Ortadoğu’yu ayıran en belirgin benzemezlik, vatan sevgisidir.
Batı’da ister devlet başkanı olsun ister yurttaş, ister ordu komutanı olsun ister er, vatan sevgisinden söz etmez!
Elbette ki onların politikacıları da nutuk atar. Halkı coşturmak ve inandırmak için atılan bu nutuklar, zor zamanlarda, ülkenin adı neyse artık; “Yaşasın bilmem nere!” diye biter. Ve bu sözün ardından, öyle her zaman, her siyasal oluşum çerçevesinde değil ama; zaman gerçekten yamansa, topluca milli marş söylemekle biter.
Fakat kimse, en aşırı sağından en aşırı soluna kimse, “vatan sevgisi”nden söz etmez. Böyle bir deyim, Birinci Dünya Savaşı’nda ölmüş, İkinci Dünya Savaşı’nda hortlamış, sonunda da tüm taraflar arasında sessiz bir anlaşmayla gömülmüştür.
Oysa Batı’daki vatanlar çok daha bayındır olup, daha iyi yaşam koşulları sunar. Uygarlığa önem veren ve ilerletmeye çalışan halklar barındırır.

***

Ortadoğu’da ise “vatan sevgisilafından geçilmez, ama icraatı pek görülmez.
Örneğin on üç yılda dört dörtlük bir Ortadoğu ülkesine dönüşmeyi başaran Türkiye’de, inanılmaz boyutlarda bir vatan sevgisi vardır.
Kimi parseller, kimi satar, yakar, yıkar, betonlar, çölleştirir; ama herkes, istisnasız herkes vatanseverdir!
Vatan, kadın gibi sevilir bu topraklarda.
Kimi döver, kimi yüceltir, hatta mülkiyeti için aralarında dövüşür, kan dökmekten hiç mi hiç çekinmez.
Sanırsınız ki her karışını kanla sulamış olmakla övündüğü toprakları, ilelebet koruyacaktır.
Heyhat, ne gezer! Ormanlarını yakar, havasını suyunu zehirler, kanla suladığı her karışı el âleme satar, kıyılarını talana açar… Özetle savaşarak vermediği vatanı, barışta peşkeş çekmekle kalmayıp, yaşanmaz hale getirir.
Aslında bir vatanın nasıl sevildiği, halinden bellidir.
İşte fukara Yunanistan, hatta Çek’i, Slovak’ı, Macar’ı dahil Avrupa; işte tüm Ortadoğu ve dahi Türkiye’nin hali.
Hangi ülkelerin nasıl sevildiği ortada değil midir?

***

Sevgisini dilinden düşürmediği vatanı tarumar eden bu devletlere ve halklara sormak gerekir: Vatan niçin sevilir?
Talan için mi? Yağmalamak için mi? Yıkmak, yakmak, cehenneme çevirmek için mi?
Yoksa doğal güzelliğini, kaynaklarını, çocukluğunun tanığı anıtlarını korumak, gelecek kuşaklara sağlam aktarmak, mutlu ve rahat yaşamak için sevilemez mi vatan?
İşte yine çalıyor savaş tamtamları.
Yine vatan seviyor, bizimkiler.
Tabağımızdaki zehirli gıdaları, sokağımızdaki pis havayı, musluklardan akan çamaşır suyunu, bebelerin niçin kanserli doğduğunu sorgulamamızı istemeyen muktedirler; Türk’ü, Kürt’ü birbirine kırdırmak peşinde, yeniden.
Her iki cepheye sürülen cahillerin, kendi vatanlarını yıllardır tarumar ettikleri bir kin savaşıdır bu, başka bir şey sanmayın sakın!
Tam da bu yüzden cahil bırakılır, vatanın her karışını kanıyla sulayan halklar. Çünkü inançla eğitilirler.
Oysa inanç, bilgi eğitimi değildir. Ve cehalet insanı öldürür, vatanı yıkar.  

“Kadınların susturulduğu yerde, silahlar konuşur. Silahları da erkekler konuşturur.Şefkat istiyorsan hemcinslerini sustur,sonra da kendin sus Bülent Arınç!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kıyamete hazırlık 14 Nisan 2024
Kibir ve kir 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları