Aydın Engin

Bahçeli’nin şerefi ve elleri...

05 Ağustos 2015 Çarşamba

MHP’nin başbuğu Devlet Bahçeli’nin MHP’ye oy vermeyip HDP’ye oy verenlere ilişkin besbelli ki derin derin düşünüldükten sonra dillendirilmiş sözlerini okumadı, dinlemedi iseniz, yani bu ülkede olup bitenlerle bu kadar ilgisizseniz bence bu yazıyı da okumayın.
Rakamlardan anlamlar çıkarmaya dayanan kadim felsefe akımları var. Eski Yunan’da bunu filozof ve matematikçi Pitagoras’ın izinden giden Pisagorcular temsil ediyor. Doğu’da bunlara “Hurufi” deniyor.
Bahçeli’yi bugüne kadar Hurufi özellikleri ile tanımış, gülüp geçmiştik. Gülüyorduk çünkü bazı tarihleri, başka tarihlerle karşılaştırıp topluyor, çıkarıyor, araya yeni birtakım rakamlar sokuyor ve bunlardan da anlamlar ve sonuçlar çıkarıyordu.
Ancak birkaç gün önce bir MHP toplantısında konuştu ve anlaşıldı ki Bahçeli’nin özelliği Hurufilikten ibaret ve Hurufilikle sınırlı değilmiş.
O çoğumuzun ezberlediği konuşmasından iki cümle.
Önce birincisi: “İzmir’de yazlıklarında yatıp AKP olmasın diye oyunu MHP’ye vermeyen ama HDP’yi Meclis’e taşıyan zavallılar”.
Bu cümleden ne anlaşılıyor. “Yazlıkçılar, İzmir” gibi sözcüklere takılmayın. Kışlıkçılar da diyebilirdi, İzmir yerine Muğla, Çanakkale filan de diyebilirdi.
Ama “Oylarını MHP’ye vermeyen HDP’yi Meclis’e taşıyan zavallılar”ı ne yapacağız?
Adamcağız açık açık, “Bana niye oy vermediniz? Zavallısınız işte, zavallı! Bana oy vermeliydiniz. Ühü, ühü. Ühü...” demekte...
Hiç böyle parti lideri görmemiştim. İtiraf edin siz de görmemiştiniz. Lider dediğin kendisine oy vermeyen seçmenlere kızar, hakaret eder, ne kadar saklasa belli olacak gibi gözyaşı döker mi?
Gelelim seçtiğim ikinci cümleye: “Boğaz’da yalılarda oturup viskisini yudumlayıp oyunu HDP’ye veren şerefsizler...”
Buyur buradan yak.
Boğaz’da bir yalıda oturan biri ya da birileri, eğer lütfedip sandık başına gittilerse AKP’ye oy vermişlerdir. AKP’ye şu ya da bu nedenle uzaksalar ikinci tercih kesinlikle MHP’dir. Çünkü o yalıda oturmanın bedeli, fabrikasını, şirketini, sermayesini solculardan, hele hele bilinçli işçilerden titizlikle ve gerekirse vahşi yöntemler kullanarak korumaktır. İhtiyacı olan vurucu gücü nereden bulacağını bilir, çünkü bu konuda son 50 yılda çok, ama çok deneyim biriktirmiştir.
Bu seçimde HDP’ye oy veren çok kişi tanıyorum. Biri zaten kendimim. Ama tanıdıklarım içinde ilaç için Boğaz’da yalıda oturan ve viski içen bir tek seçmen bile tanımadım.
Tanıdıklarım, ki sayıca pek çokturlar. Nitekim Bahçeli’nin danışmanı Metin Özkan da ilan etti, ellerinde 3 bin kişilik “şerefsizler listesi” olduğunu söyledi. 
O “şerefsizler”in hiçbiri yalıda malıda oturamaz. Çoğu ayda üç kuruşa talim eder, yani çulsuzdur. Viski içmez, içenlere de dudak bükerler. Rakı, şarap, bilemedin iyi bir konyak öncelikli tercihleridir.
Bir de…
Bir de hiçbirinin eline işçi, Alevi, sosyalist, komünist, Kürt kanı bulaşmamıştır.
Sivas, Kahramanmaraş, Çorum, 1 Mayıs 77, Kanlı Pazar cankırımlarına bırakın karışmayı, tanıklık bile etmemişlerdir.
Oysa birilerinin elleri bileklerine kadar o kanlara bulanmıştır ve Shakespeare’nin ölümsüz dizesiyle söyleyelim:
“Kan, kan, kan... Dünyanın bütün okyanusları yıkayamaz bu kanı...”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları